Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 161. Sayı (Ekim 2020)
36 Enerji ve Çevre / Ekim 2020 enerji-dunyasi.com KAAN MAHMUT ERDEM Avukat / İzmir Barosu KARBON AYAK İZİNİN KÜÇÜLTÜLMESİ İÇİN BELEDİYELERDE ALINABİLECEK TEMEL ÖNLEMLER 1. Bölüm GİRİŞ G ünümüzün en önemli problemleri hiç şüphesiz küre- sel ısınma ve buna bağlı olarak ortaya çıkan iklim değişikliği sorunudur. iklim değişikliği, binlerce yıldır stabil olarak hayat döngülerinin devam ettiren yaşam form- larının neslinin tükenmesine neden doğanın karşılaştığı en tehlikeli sorundur. iklim değişikliğinin temel nedenlerinin araştırılması sonucu büyük oranda katılım ile imzalanan ulus- lar arası anlaşmalar ile sorun çözülmeye en azından sorunun kısa vadede yavaş ilerlemesine katkı sağlanmaya çalışılmıştır. Bilimsel çalışmalar sonucu ortaya çıkan Kyoto Ptotokolü en etkili çalışmalardan birini teşkil eder. Kyoto protokolü ile emisyon salınımının fazla olduğu ülkeler tespit edilmiş; bu ülkelerin karbon salımları için yıllık kotalar konulmuş ve buna bağlı olarak karbon ayak izi hesaplamalarının yapılarak sera gazı envanteri oluşturulması tavsiye edilmiştir. Karbon ayak izi öz olarak; meydana gelen sera gazı mik- tarının birim karbondioksit cinsinden ölçülebilen beşeri faa- liyetlerin doğaya verdiği zararlar olarak tanımlanabilir. Birim karbondioksit cinsinden hesaplanacak olan sera gazı emisyon miktarının ortaya çıkartılması için karbon ayak izinin tespiti şarttır. Bu hesaplamalar Kyoto Protokolü'nün ülkelere tavsiye ettiği kotların belirlenmesinde ve sürdürülebilir kalkınma modeline geçişte etkin rol oynamaktadır. Sürdürülebilir Kal- kınma tüm ülkelerin literatürüne girmiş ve yönetim politika- larını temelden etkilemiş bir kavramdır. Klasik anlamda enerji tüketiminin doğanın dengesinin bozması ve süre gelen bu tüketimim iklim değişikliğini olumsuz anlamada etkilemesi sürdürülebilir kalkınmanın da kapsamını belirlemiştir. Sera etkisi yaratan fosil yakıtların kullanımı insanoğlunun karbon ayak izini hızla arttırmakta ve bu yakıtların tüketilmesi ile doğa felaketleri tetiklenmektedir. Kyoto Protokolü'nde de belirtildiği üzere Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmiş ve özellikle enerjiye daha fazla ihtiyaç duyan gelişmekte olan ülkeler sera gazı emisyonuna neden olan ilk aktörlerdir. Karbon ayak izinin azaltılması çabaları tüm dünyada devam ederken Türkiye'de ne kadar enerji ihtiyacının her geçen yıl katlanarak arttığı göz önüne alınsa da sera gazı emisyonunu azaltmak için çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu faaliyetlerin başında yenilenebilir enerji başka değişle temiz enerjini kullanımına ağırlık verilmesi, karbon salınımı düşük ürün ve hizmetleri tercih etmek ve geri dönüşüm çalışmaları örnek verilebilir. ikincil olarak; sosyal açıdan ulaşım ve ev yakıtı tercihlerinin değiştirilmesi çabaları, ağaçlandırma faaliyetleri, enerji verimliliği eğitimleri ve karbon azaltım kre- disi almak örnek verilebilir. Tüm bu çözüm araşları karbon yönetimi olarak tanımlanır. karbon yönetimi ülkeler bazında genellikle makro ölçekli yapılsa da özellikle yerel yönetimlerin karbon yönetiminde etkin faaliyetleri makro ölçekli faaliyet- lerin öncüsü olma konumunda bulunmaktadır. Bu nedenle Belediyelerin karbon ayak izinin küçültülmesi adına yaptığı MAKALE
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=