MTU Türkiye’yi kısaca tanıtarak, faaliyet alanlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

 

MTU, merkezi Friedrichshafen - Almanya’da bulunan ve geçmişi 100 yılı aşkın bir tarihe uzanan köklü bir kuruluştur. MTU Türkiye, faaliyetlerine 1990 yılında Almanya’ya bağlı olarak İstanbul’da 8 çalışan ile başlamış olup, günümüzde 150 kişiye ulaşan çalışanları ile faaliyetlerini sürdürmektedir.

 

MTU Türkiye halen İstanbul Hadımköy’de bulunan Yönetim, Üretim ve Servis Tesisleri, İstanbul Maslak ve Tuzla’da satış ofisleri, Marmara, İç Anadolu ve Güney Anadolu Bölge Müdürlükleri ve yurtiçinde 11, yurtdışında 7 adet olmak üzere toplam 18 adet servis noktası ile müşterilerine hizmet vermekte olup, kısa vadede bu yapının daha da gelişmesi için çalışmalarını hızla sürdürmektedir. MTU Türkiye’nin sorumluluk alanında ülkemizin yanı sıra KKTC, Azerbaycan, Suriye, Lübnan ve Irak bulunmaktadır.

 

MTU Türkiye, Savunma Sanayi, Marine, Endüs-triyel ve Onsite Energy alanlarındaki tüm MTU ürünlerinin satışı, servisi, yedek parça ve lojistik işlerini yürütmektedir. 

 

Bu faaliyetlerin yanı sıra İstanbul Hadımköy’deki Fabrikası ile MTU’nun Almanya dışında motor parçası üreten tek tesisi olma gururunu yaşayan MTU Türkiye, ürettiği 4000 serisi motorların silindir gömleği ve silindir kafası yenileştirme operasyonlarında beklenenin üzerinde bir kalite standardına ulaşmıştır.

MTU ürünleri çok geniş bir yelpazeye sahiptir ve dünyada birçok segmentte pazar lideridir. MTU Türkiye, denizde ticari ve askeri uygulamalar, savunma sanayinde zırhlı taşıyıcılardan tanklara kadar çeşitli araçların motor ve aktarma sistemleri, enerjide sürekli elektrik ve soğutma/ısıtma ihtiyacını karşılayan kojenerasyon sistemlerinden, sürekli  veya yedek enerji sağlayan dizel ve gaz jeneratör sistemlerine uzanan farklı çözümleri müşterilerine kesintisiz satış sonrası hizmet sağlayarak sunmaktadır.

 

MTU Türkiye 2010 yılında enerji segmentinde MTU Onsite Energy markası ile pazara etkili bir giriş yaparak kendi segmentinde lider olmayı başarmıştır. Gerek sürekli enerji üreten doğalgazlı kojenerasyon sistemlerinde, gerekse dizel yedek jeneratörlerinde benzerlerine göre üstün avantajlara sahip olan MTU Onsite Energy uygulamaları dünyanın birçok noktasında çok kritik uygulamalarda tercih edilmektedir. MTU Türkiye organizasyonel yayılım ve yatırımlarını genişleterek bu avantajları müşterilerine sunmaktadır.

 

MTU Türkiye olarak son dönemde yaptığınız yeni projeler ve faaliyetler hakkında bilgi verebilir misiniz? 2012 yılında gerçekleştirmeyi planladığınız projeler ve yatırımlar olacak mı?

MTU Onsite Energy olarak yatırım ve organizasyonumuzu genişlettiğimiz son iki yılda birçok kritik projede çözümlerimizin tercih edilmesinden son derece mutluyuz, bu aynı zamanda pazarda rekabete de zenginlik katmış, yatırımcılar ilk yatırım maliyeti kadar uzun dönem operasyonel avantajları da MTU’nun aracısız hizmeti ile üretici firmanın doğrudan hizmeti ile elde etme fırsatı bulmuşlardır.

 

Bu paralelde son dönemde gerçekleştirmeyi başardığımız bir diğer önemli projemiz de;  Türkiye’nin en önemli ve ilk trijenerasyon biyogaz uygulaması olan Çumra Şeker projesidir. Anahtar teslim bu proje ile MTU Avrupa’daki üstün biyogaz tecrübesini Türkiye’ye taşımış oldu. Biyogaz uygulamaları ülkemiz için oldukça yeni ve gelecek potansiyeli yüksek olan bir segment. Ülkemizdeki uygulamalarda yatırımcılarımız verimlilik ve performansa bakmaksızın deneme amaçlı yatırımlar yapmışlar ve zaman zaman olumsuz sonuçlarla karşılaşmışlar. Biz her konuda olduğu gibi burada da önceliğimizi performans, verimlilik ve süreklilik üzerine yapılandırıyoruz. En çok satan değil, müşterisi en mutlu, sistemi en iyi çalışan marka olma özelliğimizi biyogaz segmentinde de devam ettirmek istiyoruz.

 

Mevcut proje ve yatırımlarımızın başında 500 KVA ve altındaki güçler için oluşturulacak yetkili bayilik sisteminin altyapı hazırlıklarının 2011 sonuna kadar tamamlanması bulunmaktadır. Böylelikle 2012’de bu aralıktaki ünitelerimizin yerel hizmetleri yetkili bayilerimiz tarafından sağlanacaktır.

 

Dünyada  kojenerasyonun bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerinde bu kadar hızlı yayılmasını nasıl yorumluyorsunuz ?

 

Yalnızca kojenerasyon değil, enerji verimliliğinin söz konusu olduğu tüm alanlarda hızlı bir yayılım bulunmaktadır. Enerjinin üretimindeki ve dağıtımındaki zorluklar, enerji kalitesine duyulan ihtiyacın hassas hale gelmesi, enerji fiyatlarının maliyetteki en önemli girdi olması ve rekabetin her geçen gün zorlaşan dinamikleri gibi nedenler, elektrik ve doğalgaz tüketiminin önemli girdi olduğu endüstrilerde yatırımcıları ihtiyacı yerinde ve daha verimli olarak çözmeye yönlendirmektedir. 

 

Kişisel görüşüm bu konudaki yayılım hızının henüz düşük seviyelerde olduğu yönündedir. Bazı yatırımcılar gözlemlemeyi tercih etmekte ve “başkası yapsın, göreyim; iyiyse ben de yaparım...” yaklaşımını gütmektedirler. Bu süreç bir süre sonra kojenerasyonun zorunlu ihtiyaç haline gelmesine dönüşecektir ve asıl o zaman sektör çok hızlı gelişim ortamını yakalayacaktır.

 

Türkiye’de bölgesel kojenerasyon uygulaması sizce ne durumda?  Bölgesel ısıtma ve soğutmayı geliştirmek için neler yapılması gerekiyor?

 

Türkiye ve çevresindeki ülkelerde kojenerasyon uygulamaları ne yazık ki henüz çok sistemli yapılamamaktadır. 

Yatırımcıların çoğu maalesef bilginin değerini ödemekten imtina etmekte, uzman kişi ve kurumlara proje danışmanlığı yaptırmak yerine ya tedarikçilerin tekliflerini analiz ederek, ya da kendi organizasyonlarından konuya yönelik geçici kaynak ayırarak yatırım kararlarını oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bazen de başkalarının doğru veya yanlış uygulamalarını baz alarak karar vermektedirler. Bir açıdan haklı sayılabilirler çünkü bu konuda doğru deneyim ve bilgiye sahip danışman sayısı da oldukça sınırlıdır. Ayrıca sektörde henüz standartlar ve kurallar oturmuş durumda değildir. Yapılması gereken sektörün standartlarının ve uygulama esaslarının netleştirilmesi ve yayınlanması, sistemde kullanılan her türlü ekipmanın verimliliğine netlik kazandırılmasıdır.

 

Uzun vadeli hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

 

Ülkemiz ve çevre coğrafyamız dünyada en hızlı büyüyen ve gelişen bölgelerdendir. MTU olarak biz de doğal olarak bu bölgedeki gücümüzü daha da arttırarak sektördeki en etkili firma olma özelliğimizi sürdürmek arzusundayız. Bu kapsamda bölgesel yayılımımızı güçlendirmek üzere organizasyon ve tesis yatırımlarımız hızla devam etmektedir. 2018 yılına kadar olan dönemi kapsayan iki aşamalı bir stratejik plan çerçevesinde Onsite Enerji operasyonumuz her yıl bir öncekine göre %50’ye varan iddialı büyüme hedefleri ile genişleyecektir.

 

Bu gelişmeye paralel olarak önümüzdeki dönemde enerji segmenti ürünlerimize yönelik olarak Türkiye’deki üretim imkanlarının değerlendirilmesi de şirketimizin gündeminde yer almaktadır.   

 

Son olarak eklemek istedikleriniz?

 

Yatırımlarımızın artarak devam edeceği bu süreçte çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve tedarikçilerimizin bize olan tercih ve güven duygularının devam etmesi, hizmet ve çözümlerimizin uzun dönemde onlarda oluşturacağı memnuniyet bizim en önemli önceliğimiz olmaya devam edecektir.  

 

MTU teknolojiyi ve kaliteyi en üst düzeyde üreten ve takip edilen bir firma olmakla yetinmeyip, yönetim anlayışı ile bu sektördeki nitelikli insan gücünü en etkin biçimde değerlendirmeyi ve geliştirmeyi hedeflemektedir. Sektörün en önemli ihtiyacı; deneyimli ve yetişmiş insan gücüdür. Bu bilinçle yönetimimizin taviz vermediği öncelikli alanımız planlanan insan kaynağı yatırımlarının süratle yapılması ile başta Almanya’daki merkezimiz ve buradaki tesislerimizde teknik ve proje bazlı eğitimlerimizin yoğun ve kesintisiz olarak sürdürülmesidir.