E-Dergi Oku 
KARYER GROUP

İpragaz Genel Müdürü Selim Şiper: “Akaryakıt İşine Girmeye Mecbur Kaldık”

İpragaz Genel Müdürü Selim Şiper:  “Akaryakıt İşine Girmeye Mecbur Kaldık”

16 Şubat 2012 | SÖYLEŞİ
91. Sayı (OCAK - ŞUBAT 2012)
1.903 kez okundu

Türkiye’de aerosollerde itici gaz olarak kullanılan kokusuz LPG’ye getirilen vergi muafiyeti sonucu bazı firmaların göstermelik olarak kurduğu sprey/aerosol tesislerine satılan kokusuz LPG‘nin kaçak olarak otogaza kaydığından şüphelenildiğini belirten İpragaz Genel Müdürü Selim Şiper, enerji işinden anlamayanların enerji işine girmesinin sektörde birçok sorunun kaynağı olduğunu, akaryakıt şirketlerinin LPG sektörüne el atmasının kendilerini de akaryakıt işine girmeye mecbur ettiğini söyleyerek, sektörlerindeki sorunları dergimizle paylaştı.

Sektörünüzdeki olumsuzlukları ve bunlara karşın kendinizi nasıl konumlandırdığınızı anlatır mısınız?SOYLESI
Son yıllarda giderek tüplü LPG ve dökme LPG kullanımı daralırken, otogaz kullanımı artıyor. Bu sebeple de sektör içi dinamizmimizde kaymalar oluyor. Biz LPG pazarının 2. büyük firmasıydık. Biz herhangi bir akaryakıt şirketi ile organik bağı olmayan tek LPG şirketi olduğumuz için otogaz ayağımız daha kısa kaldı. Diğer büyük şirketlerin muhakkak bir akaryakıt şirketi bağlantısı var; ya da tam tersi olarak akaryakıt şirketleri LPG işine girdi. İşte pazarın bu tarafında fazla ağırlık göstermediğimizden toplam tonaja göre pazar ikinciliğinden daha aşağılara doğru kaydık. Ama sonuç olarak bizim tonajımız kaba değil, kaliteli tonajdır. Bununla birlikte tüplü gazda biz yine de pazar payımızı yükseltebildik. 
 
Dökme gaz tarafında da başka bir dinamik 2011 yılına damgasını vurdu. Eğer resmi kurumlar dökme gaz tarafındaki durumlara biraz daha tepkisiz kalırlarsa ileride çok büyük sorunlar çıkabilir. Maalesef biz öyle bir sektördeyiz ki ürünümüzle ilgili bilen bilmeyen herkes bir şecaat arz ediyor. Bunun bir örneği de kokusuz LPG tarafında gerçekleşti. 
 
Kokusuz LPG, aerosollerde itici gaz olarak kullanılan bir üründür. EPDK, LPG dairesi gibi bu işi daha iyi bilenlerin muhalefetine rağmen T.C. Maliye Bakanlığı geçen yılların başlarında kokusuz LPG’de ihracata bağlı ÖTV muafiyetini ortaya çıkardı. Şu anda Türkiye’de kokusuz LPG’nin ticareti misliyle katlanmış durumda. Bazı sprey/aerosol tesisleri kuruluyor, her türlü kapasite raporu vs. alınıyor fakat öyle LPG tüketimleri gösteriliyor ki, mümkün değil. Herhalde otogaza kayış oluyor. Burada belirli bir vergi kaybı söz konusu oluyor. Kaynağından nihai noktaya kadar takip edilse, bir haftalık çalışma ile her şey gün ışığına çıkar. Kokusuz LPG üretim tesisi olmayan şirketler bile kokusuz LPG satar oldu. Nereden buluyorlar bunu? 
 
EPDK, mali polis, denetim dairesi, T.C. Maliye Bakanlığı vs. bunlar devletimizin yapıları. Ben de burada namuslu bir iş yapmaya çalışan şirket olarak şunu arzu ediyorum ki, haksız rekabet durumuna girmiş olan şirketlerin yanına bu yaptıkları kar bırakılmasın. Hepimiz ‘Türkiye dünyanın parlayan yıldızı’ diye konuşuyoruz, ama bu tür uygulamalar ile bu yıldız çabuk söner. Evet güzel bir rüzgar yakaladık ama henüz ‘kaptık, götürdük’ gibi bir durum ortada yok. Dünyada bir ülkenin selameti için tek bir şey var; yabancı yatırımcıyı o ülkede yatırıma teşvik etmek. Çünkü yabancı yatırdığı parayı kaybetmek istemeyeceği için yatırımının selametini arzulayacaktır. Kanun dışılıklara yol verdiğiniz sürece de ciddi yatırımcı size ilgi göstermez.
 
LPG pazarında günümüzde geldiğimiz düzey hakkında bilgi verir misiniz?
Yıllık 3,5 milyon ton LPG hacmimiz var. Bunun 2,5-2,6 milyon tonu otogaz, geri kalan 1 milyon tonluk kısım tüplü ve dökme gazdır. Son 5-6 sene içinde pazar büyüklüğünde fazla bir değişme olmadı. Ama tüplü gaz pazarı azalırken, otogaz pazarı artıyor. Yani hacim kendi içinde değişebiliyor ama toplamda yine aynı rakam oluyor. 
 
Türkiye LPG pazarı 2000 yılında 4,5 milyon ton iken bugün 3,5 milyon tondur. Bütün bu senaryoların içinde bugün 70 civarında şirket var. 2000 yılında ise 50 civarında şirket vardı. Bu şirketlerin bir kısmı 2000 yılında olmayıp, sonradan LPG’ye ilgi gösteren akaryakıt şirketleridir. Bir kısmı da ‘bu işte para var’ mantığı ile işe girdi. Bizim insanımızda şöyle bir şey var; bir çeşmeden iki kişinin su içtiğini görünce, o çeşmeye hücum ederek kuruturuz. Bu sadece LPG sektörü için geçerli değil. 
 
Elektrik düğmesini açıp kapatmaktan başka enerji ile alakası olmayan pek çok şirket bugün enerji işine girdi. Ama bu sefer ne oluyor? Bilgisizlikten, tecrübesizlikten inanılmaz şekilde tökezleniyor. 50 yıllık şirketlerle  EPDK’nın bile kurumsal hafızası bir olamaz. EPDK’nın büyük bir avantajı vardır o da devlet mekanizması altında bulunması. Devletin kurumsal hafızası tabii ki rekabet bile kabul etmez. Devlet büyüktür. Kişileri ve konuyla fazla ilgisi olmayan mercileri baz aldığımızda orada bir eksiklik olabilir. Danışılsa, konuşulsa, akil insanlarla istişare edilse engellenebilecek pek çok hata yapılmaz. Hatayı kabul edip, bir an evvel hatadan dönmek yerine o hatada ısrar ediyoruz. 
 
Bir de devlet içinde değişik otoriteler birbirine habersiz. Otogaz dediğimiz zaman benim gözümde birincil düzenleyici EPDK’nın LPG Daire Başkanlığı’dır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü bir genelge ile dolaylı olarak otogazlı araçların gaz sızdırmazlık raporu almasına gerek olmadığını belirtiyor. Ondan sonra bir kaza olsa ‘otogazı yasakladım’ diyecekler. Şu anda otogazlı araçlarda gaz sızdırmazlık raporuna gerek yok ve çoğu aracın tankının 10 yılı doldu. Bunu kim kontrol ediyor? Bunun sorumluluğunu kim taşıyacak? Dönüp dolaşıp yine LPG sektörünü suçlayacaklar; ‘Siz milleti otogaza alıştırdınız’ diye. Eğer vatandaş kendi canının derdinde değilse, eğer vatandaş uyarılarımıza rağmen bu tankı değiştirmemekte ısrar ediyorsa, eğer  devlet olarak gaz sızdırmazlık raporu gerekli görülmüyorsa, şu anda otogazlı araçların sicilini dahi takip edilemiyorsa...! Bu işleri koordineli biçimde yapmak gerekiyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı böyle bir genelge yayınlayacaksa önce LPG Daire Başkanlığı’na sormalı. 
 
Biz bu noktaya nasıl geldik?
Biz dünyanın en yüksek vergileriyle donanmış LPG’sini tüketen bir ülkeyiz. Bugün tüplüde bile verdiğiniz her 100 TL’nin 47 TL’si vergidir. O yüzden aynı işi yaptığınız LPG ile doğalgazın arasında 41 misli ÖTV farkı vardır. Yani başka bir deyişle, aynı enerji miktarını tüketen, biri İstanbul’da, biri Van’da iki tüketiciyi düşünün. Biz İstanbul’da çorbayı kaynatmak için 1 kuruş para ödüyorsak, Van’daki depremzede vatandaş 41 kuruş ödüyor. 
 
Devlet LPG’ye neden bu kadar yüksek ÖTV uyguluyor?
Devletin gelire ihtiyacı var. Devletin en büyük gelir kalemi dolaylı vergiler. Doğalgazdan bu kadar yüksek vergi almıyor. Çünkü al ya da tüket anlaşmalarımız olduğu için doğalgazı tükettirmek istiyor. Benim önerim doğalgazdaki ÖTV’nin artırılmasıdır. Devletin para ihtiyacı esastır. Doğalgazın ÖTV’si metreküpünde 2 kuruştan 3 kuruşa çıkartılsın. Bu artış kullananları hiç etkilemez, inanın farkında bile olmayacaklardır. 
 
LPG’nin ÖTV’si ne kadar?IPRAGAZ
Doğalgazın metreküpünde 2 kuruş, LPG’nin kilogramında 1,21 kuruş ÖTV var. Bunu kalori bazında söylersek; doğalgazın 1 milyon kilo kalorisinde 3 lira, LPG tüpü ile yaparsanız bu işi 120 lira eder. 
 
Van’daki depremden sonra orada tüp kullanımları oldu. Yangınlar çıktı. Sizin oradaki çalışmalarınız neler oldu?
Şu anda Van’da bir tane LPG tesisi var, o da bizim. Depremden 8 saat sonra faaliyete geçti. Biz o bölgeye dolaylı olarak 350 bin TL’lik yardım yaptık. Türkiye’de ne kadar katalitik soba bulduysak oraya yolladık. Ama maalesef bugünlerde katalitik soba bulmak zor. Çünkü bu sobalar artık kullanılmıyor. Kızılay’ın katalitik soba stoku yapması lazım. Gördük ki böylesi durumlarda sizin tek dostunuz ne elektrik, ne de doğalgaz; sadece LPG. 
 
Bakın Japonya’daki felaketten sonra onları LPG kurtardı. Nükleer santralin devre dışı kalmasıyla elektrik kullanamadılar. Bir tek LPG vardı. LPG stratejik bir üründür. LPG’ye enerji politikalarında yer verilmesi lazım. Ama biz yıllardan beri doğalgaz ve elektrik odaklı bir hayat yaşıyoruz. Yarın, öbür gün doğalgazın vanasını biri kapatsa ne yapacaksınız? LPG kaynağı en çeşitli üründür. Van’a konteynır temin edip, 10 bini aşkın tüp yolladık. Bu rakamdan daha fazla da, gereçleri ile birlikte piknik tüpü dağıttık. Bunlardan daha önemlisi o bölgede yangın eğitimleri verdik. Bölgede yangınlar genelde odun ve kömür yakılmasından dolayı çıkıyor. LPG’den çıkan yangın hemen hemen yok gibi.  
 
Alternatif olarak LPG Pro, Marinegas gibi bazı ürünler yaptınız, biraz da bu ürünlerdeki gelişmelerden bahseder misiniz?
Herkesin bu kadar ümidi kestiği bir pazarda bir yenilik yapmak, müşterinin ihtiyacını ondan önce düşünüp, bu ihtiyaca cevap verebilmek takdire şayan bir şeydir. Bizim şirketimiz dışında, bu işlere girişmiş başka bir şirket yok. Biz sadece iyi bildiğimizi düşündüğümüz işi yapıyoruz. Biz LPG odaklıyız. Şirketimizin temeli tüpçülüktür. Tüpçülük esasında tam bir müşteri hizmetidir, bir yaklaşım biçimidir. Hala Türkiye’de çoğu evin kapısı sadece tüpçüye açılır. 
 
LPG Pro satışlarımız da tahminimiz üzerinde gitti. Çünkü doğrudan müşteri faydası getiren bir ürün. 10-15 tüplü bataryadan 2-3 tüpe iniyorsunuz. Çok daha az yer kaplayan, çok daha emniyetli bir sistem ve likit fazdan çekiş yarattığınız için basınç sabit kalıyor. Bizim burada dökmeden gelen bir bilgi birikimimiz, tüp teknolojisini bilmemiz fayda getiriyor. Bugün tüp üretim şirketimiz EVAS dünyanın ilk 5’inde. Geçen sene Brezilya’ya 600 bin tüp ihracatı yaptık. Hatta şu anda Brezilya’da bir de fabrika kuruyoruz.
 
Akaryakıt işine girmeyi düşünüyor musunuz?
Şu anda bir proje olarak buna çalışıyoruz. Şunu gördük ki otogazda hakkettiğimiz yeri alabilmek için illa ki bir akaryakıt dağıtım sistemi ile organik bir bağımızın olması lazım. Bunu biz istemedik esasında. Bazı akaryakıtçı dostlar, kendileri bir takım maceralara girmek yerine, bizimle el ele vermiş olsalardı biz bu yöne eğilmezdik. Ama herkes bu işleri kolay zannediyor. Bu işleri kolay zannedip de karşınızda sizin o olaya ne değer kattığınızın farkına varan bir zihniyet yoksa, ki akaryakıt dağıtım şirketlerinin çoğunda bu zihniyet yok, biz de yaparız zannediyorlar.  Bu sefer biz de çok değer arz eden markamızı olmadık şekillere sokmaya mecbur kalıyoruz. İyisi mi dedik biz de o zaman akaryakıt işine girmeyi düşünelim, planlayalım. 
 
Biz akaryakıt dağıtım işini faklı bir iş olarak görüyoruz. Zaten bu şirket de İpragaz’dan farklı bir şirket olacak. Gaz tarafında nasıl bir müşteri ilişkisi ortaya koyduysak, akaryakıt tarafında da aynı bu müşteri ilişkisi kültürü olacak. Bizim burada da diğer tüm firmalardan farkımız; yaklaşımımız, müşteri ilişkilerimiz, iş yapma biçimimiz olacak. Bu şirket, eğer çalışmalarımız olumlu netice verirse 2012 yılı içerisinde herhalde faaliyete geçer. 
 
Son olarak söylemek istedikleriniz?
LPG’nin bu kadar üvey evlat muamelesi görmesinin tek sebebi devlet elinden geçmemiş olmasıdır. LPG bütün enerji çeşitleri içerisinde sadece özel sektörün omuzlarında yükselmiş bir sektördür. Katı devletçi zihniyet genel de özel sektöre kuşkuyla bakar.
 
Basında EPDK’nın isminin en fazla geçtiği yer akaryakıta tavan fiyat uygulaması yapma konusundadır. Serbest fiyat uygulaması diye bir şey var. Herkes ‘yaptığımız işte serbest olalım diğer tüm işler devlet kontrolünde olsun’ istiyor. Herkes samimi olsun burada. Sadece kendi çıkarları doğrultusunda düşünmek olmaz. Ama biz millet olarak ‘devlet benzine fiyat kontrolü getirsin’ diyoruz. O zaman sen serbest piyasa ekonomisinden yana değilsin. ‘Efendim akaryakıt şirketleri çok kar etti’, etmeseydi bu kadar vergi öder miydi? Amacı kar etmek zaten. Bu akaryakıt dağıtım şirketleri dernek statüsünde kar amacı gütmeyen örgütler değillerdir ki....  

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: 'Yalıtım Kendini Geri Ödeyen Bir Sistemdir'

Sürdürülebilir bir gelecek için yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması gerektiğini ifade eden İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yalıtımın kendini ge...
14 Aralık 2023

'Elektrostatik Filtreler Toz Emisyonunun Tamamına Yakınını Temizliyor'

2019 yılında Türk, Alman ve Danimarka ortaklığında kurulan INKWER firmasının Genel Müdürü Murat Erdem dergimizin sorularını yanıtladı. Erdem, elektros...
15 Kasım 2023

ZeroBuild Summit'23 Direktörü Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz: "Sıfır Enerji Bina'lara Dönüşümü Konu Alacağız"

Bu yıl 4. kez düzenlenecek olan Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi ZeroBuild Summit'23'te; Sıfır Enerji Binalar'a dair tüm bileşenl...
17 Nisan 2023

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.