fabrikasının buhar ihtiyacını karşılamak üzere birinci grup, 2009 yılı sonunda da ikinci grup kojenerasyon santralini devreye aldık. 201 2 yılında Camiş Elektrik Üretim AŞ. Mersin Kojenerasyon Santrali, Soda Sanayi AŞ. ile kısmi bölünme yoluyla birleşerek, Soda Sanayi AŞ., soda üretiminde olduğu gibi Türkiye elektrik enerjisi üretimi sektöründe de öncü şirketlerden biri haline geldi. Kojenerasyon santrali 252 MW elektrik ve 824 MWt termal güce sahip. Yıllık 2 milyar kWh net elektrik enerjisi üretimi, 4 milyon tonun üzerinde de buhar enerjisi üretimi yapılıyor. Üretilen elektrik enerjisinin tamamı özel müşteriler ya da enerji piyasasına satılıyor, buhar enerjisinin tümü ise soda prosesinde kullanılıyor. Ayrıca santral, bölgenin elektrik ihtiyacının önemli bir miktarını da karşılyor. Bu teknolojiyi üretim sürecinize dahil etme ihtiyacını nasıl duydunuz? Öncelikli hedefimiz elbette maliyetleri düşürmekti. Biz 2005 yılından önce fueloil kullanıyorduk ve günde 800 tanker yakıt geliyordu fabrikaya. Bunların boşaltılması ve ısıtılması bir hayli problem oluyordu. Aynı zamanda fiyatlardan dolayı rekabet gücümüz de azalıyordu. Ayrıca içinde bulunan kükürtten dolayı fueloilin emisyonları da bölgemiz ve çevremiz açısından sorun yaratıyordu. Bu nedenle biz 2005 yılında mevcut konvansiyonel kazanla doğalgaz kullanımına geçtik. Çukurova'da doğalgazı kullanan ilk şirket de biz olduk. Biz enerjiyi yoğun kullanan bir işletmeyiz ve saatte 500 ton buhar kullanırız. Bu kadar yoğunluk için doğalgaz kullanımı da bize yetmedi. Buhar ve soda maliyetini nasıl düşürürüz diye hesapladık ve şöyle düşündük; bir sistem kuralım, elektrik üretelim satalım, atık ısısından da elde ettiğimiz buharı soda fabrikasına verelim. Böylece hem soda üretelim hem de kendi elektriğimizi üretelim istedik. Bunun üzerine de 2006 yılında General Electric'den (GE) 9E gaz türbinini satın aldık. Santralin devreye girmesiyle birlikte de; öncelikle fueloilin çevresel etkileri bertaraf edildi, sistemin ihtiyacı olan buharın maliyeti, aynı zamanda üretilen elektriğin katkısı ile azaltıldı, soda üretim maliyetleri büyük ölçüde düşürüldü ve elektrik şebekesindeki bölgesel arz sıkıntısının giderilmesine katkı sağlandı. Kısacası kojen bizim için en iyi çözüm oldu. Kojen sistemi kurulmadan önce buhar üretiminde ne miktarda emisyona sebep olunuyordu? Şu anki emisyon rakamları nedir? Fueloil yapısı gereği daha yüksek emisyonlara sebep oluyor. Özellikle SOx emisyonu yasal limitler içinde kalmasına rağmen bizi rahatsız ediyordu. Geçmiş yıllarda NOx ve SOx emisyonumuz 800 mg/Nm' mertebelerindeydi. Ayrıca fueloil kullanım sahasına tankerler vasıtasıyla nakledilmekteydi. Bu transfer sırasındaki araç emisyonları da doğalgaz kullanımına geçilmesiyle bertarafedilmiş oldu. Gaz türbinleri ile birlikte, GE'nin l 990'1ardan beri Avrupa ve Amerika gibi yüksek emisyon regülasyonları olan ülkelerde başarıyla çalışan Dry Low NOx teknolojisi de uygulandı. Doğalgaza geçilmesiyle SOx emisyonu sıfıra, çevre dostu DLN teknolojisi ile de NOx 25 ppm ile Avrupa standartlarının altına çekilmiş oldu. Peki kojenerasyon tesisiyle eskiye nazaran nasıl bir genel fayda gördünüz? Elektrik satış fiyatları her ay değişiyor ve dolayısıyla elde edilen tasarruf da her ay değişim gösteriyor. Biz 2006'da birinci makineyi devreye aldık, yatırım maliyetini çok kısa sürede ödeyince ve elektrik fiyatları da çok cazip olunca hemen 2009 yılında ikinci makinemizi aldık. Böylece ikitane 1 20 MW'lıkgaz türbinini devreye almış olduk. Makineyi seçerken çok hassas davrandık ve bilhassa emisyon Söyleşi O açısından değerlere özen gösterdik. Bu bize esneklik de sağladı. GE 9E gaz türbini, normalde atık ısı kazanından 220 ton buhar üretir. Biz bu üretimi brülör kullanarak 350 tona çıkarttık. İkinci makinemize ise brülör almadık ama kazanı kendi içinde düşük yükte çalıştırmak için eko by-pass sistemini yaptık. Böylece elektrik üretiminde hiçbir değişikliğe gidilmeden, fabrika talep değişimleri karşılanabiliyor. Makinelerin en büyük faydası Soda Sanayi AŞ.'ye ve bir de bölgeye oldu. Mersin elektriğinin %67'sini Soda Sanayi AŞ. karşılıyor. Bu biliyorsunuz ki çok büyük bir oran. Bölgemizdeki elektrik altyapısı ve dolayısıyla elektrik tedariği çok zayıftır ve normalde kesintiler yaşardık. Şu an ürettiğimiz 240 MW elektriği, kurduğumuz 28 kilometrelik özel hatlar üzerinden şebekeye iletiyoruz. Böylelikle şehrin ve sanayinin elektrik kesintilerini minimuma indirmiş olduk. Hatta şimdi bakımdayız ve şebekeye iletilen elektrikte bazı kesintiler yaşanıyor, bölge kurumları bakıma girmemizi artık istemiyorlar. Herhangi bir bakım sürecindeysek, beni arayıp "bakımınız ne zaman bitecek" diye soran sanayiciler bile oluyor, bölge için önemli birtedarikçi haline geldik. O halde santrali büyütmek gibi bir hedefiniz var mı? Yeni bir makine daha alacak mısınız? Bizim önceliğimiz buhar üretmek, elektrik üretmek değil. Gaz türbininden elektriği elde ediyoruz, atık ısısından buhar elde ediyoruz ve buharı soda üretiminde kullanıyoruz. Şöyle ki, Türkiye'de bizden verimli bir santral daha olduğunu düşünmüyorum. Bu kapasitede ülkemizde böyle bir kojenerasyon tesisi zaten yok. Kullandığınız sistem üretim verimini ne kadar arttırıyor? Önceki sistemle kıyaslar mısınız? Konvansiyonel buhar kazanlarından üretilen buharın verimliliği ile şimdiki arasında bir fark olmamakla beraber, gaz türbinlerinde üretilen ilave elektENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI NiSAN 2013 5 7
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=