Sunuş O ÖzkanAĞIŞ Türkiye Kojenerasyon ve Temiz Enerji Teknolojileri Derneği (TURKOTED) Yönetim Kurulu Başkanı ozkan.agis@enerko.com.tr info@turkoted.org Kömür Devri, Fuel Oil Devri, Doğal Gaz Devri ve Şimdi De Nükleer Enerji Devri! l 940'1ardan l 960'1ı yıllara kadar elektrik üretiminde kömür santralleri saltanatı vardı. Bu saltanat yaklaşık 20 yıl sürdü. l 960'1arda, İPRAŞ, ATAŞ ve BATMAN rafinerilerinde biriken ağır fuel oil (No 6) satılamadığı, yani rafineriden uzaklaştırılamadığı için, beyaz mal dediğimiz benzin, gaz yağı ve mazot üretimi de zaman zaman duruyordu. Bu duruma ilk olarak, zamanın Genel Kurmay'ı müdahale etti. Ordudaki motorize birliklerin mazotunu güvence altına almak için, rafineri üretimi uakum kulesi altında biriken ağır fuel oil'i, önce ordu birliklerinin ekmek fırınlarında, buhar kazanlarında, yıkama ve temizleme sistemlerinde kullanma kararı aldı ve bütün askeri birikimlere bu kararını uygulama emri verdi. Tüm birliklerde bir fuel oil kullanma furyası başlamıştı. Ancak sadece ordunun fuel oil kullanması biriken stokların erimesine yetmemişti. Ve, 630 MW'lık Ambarlı fuel oil santralinin kurulması kararı alınmıştı. Daha sonra bunlara, 40 MW'lık Hopa ve 105 MW'lık Mersin fuel oil santralleri eklendi. 70'1i yılların başında Türkiye'nin elektrik kurulu gücü 2240 MW'tı ve bunun %30'unu fuel oil santralleri oluşturuyordu. O 2 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI MAYIS-HAZIRAN2013 günlerde DPT müsteşarı olan rahmetli ÖZALa santrali gezdirirken, "Fuel oil santrali ülkemiz için uygun bir model değildir, gereksiz derecede büyük yapıldı. Kapasitesi, daha küçük olmalıydı" demişti, o günlerde bu yorumlara üzülmüştüm. Zamanla, bu yorumların ne kadar doğru olduğu ortaya çıktı. Fuel oil yüklü tankerlerin Çanakkale Boğazı'ndan sonra santrale gelişini, adım adım izler olmuştuk. Çünkü geminin bir saatlik gecikmesi, en azından İstanbul'un elektriğinin kesilmesi anlamına geliyordu. Öte yandan da fuel oil kullanma furyası devam ediyordu, sanayi, fuel oil'e iyice alışmıştı. O yıllarda, konutlardaki kömür veya linyit kazanları 4 No'lu fuel oil yakan kazanlarla değiştiriliyordu. Fuel oil'in içindeki kükürt yüzünden İstanbul, Ankara ve Bursa gibi şehirlerin havası kışın insanlarımızı boğuyordu. l 980'1erin başında TPAO Trakya'da doğal gaz buldu. Bu gazın nerede kullanılacağı tartışılırken, çözüm üretmek, zamanın Başbakanı ÖZAL a nasip oldu. Gaz kuyularının yakınında Hamitabat'ta 1200 MW'lık doğal gaz kombine santrali kuruldu. Böylece Türkiye'de, 20 yıllık fuel oil saltanatından sonra, doğal gaz devri başlıyordu. Yerli gazımızı güzel güzel kullanırken, her biri I 00'er MW'lık 8 adet gaz türbininin üçüncüsünde, tüm üniteler "düşük gaz basıncından" trip etti ve kalan 5 ünite'yi işletmeye almak için, Rus gazının Malkoçlar üzerinden Hamitabat'a ulaştırılmasını bekledik. 16 Haziran l 987'de Rus gazı santrale ulaştı ve gaz bekleyen tüm üniteleri işletmeye aldık ve böylece Bulgaristan'dan elektrik ithalini durdurduk. Yani, gaz ithal ettik ama elektrik ithalini de durdurduk. Doğal gaz evlerimizin ışığı ve hava kirliliğinden boğulan insanlarımızın umudu olmuştu. Sonrasını hatırlarsınız. Şehirlerimiz, bir an önce doğal gaza kavuşmak için, birbiri ile yarıştı. Sanayicilerimiz hem elektriğini, hem de ısı ihtiyaçlarını, doğal gazla karşıladılar. Elektrik sıkıntıları tarihe karışmıştı. İlk yıllarda ucuz, temiz ve kolayca ulaşılabilir olduğu için, şehirler, sanayiciler ve elektrik üreticileri doğal gaza koştu. O yıllarda Botaş'da bu durumdan çok memnun görünüyordu. Çünkü ithal edilen tüm gaz kullanılıyor ve kullanılmayan gaza para ödemek zorunda kalınmıyordu.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=