Enerji ve Çevre Dünyası 103. Sayı (Temmuz-Ağustos 2013)

Güncel O Soldan sağa; Nazım Özdemir MÜSİAD Genel Bşk. Yrd., Nail Olpak MÜSİAD Genel Başkanı ve Kemal Yamankaradeniz MÜSİAD Genel Bşk Yrd. girebilmesinin ve o grupta sağlıklı bir şekilde kalabilmesinin, ön şartlarından saydığımız verimlilik olgusuna, yine oranında bir büyümüştür. Geçen ay ve verimli bir finansman politikasının, sonunda, Türkiye'nin 4 derecelendir- güven ekonomisi için ne kadar önemme kuruluşundan, 19 yıl aradan sonra li olduğu takdir edilecektir" dedi. geçen sene Kasım ayında yayınladığımız tekrar yatırım yapılabilir kredi notunu 'Küresel Kriz ve İstihdam' raporumuz alması, ülkemizin son I O yıllık süreçte MÜSİAD'ın Çözüm Önerileri kapsamında ayrıntılı bir şekilde değin- göstermiş olduğu başarının, uluslararası miştik" dedi . arenada da takdir gördüğünün ispatı 1 . Bankacılığın Teminata Kredi olmuştur. Biz bunu, Güven Ekonomisi Veren Sistemden Projeye de Kredi MÜSİAD olarak, ekonominin rakamsal olarak adlandırıyoruz. Bununla birlikte, Veren Sisteme Geçmesi: Mevcut olarak büyümesini önemsediklerini an- önümüzdeki engellerin büyüklüğü orta- bankacılık sisteminde; işletmeler, necak sadece bununla yetinmediklerinin dadır. Dünya zor bir dönemden geçiyor, redeyse krediye ihtiyacı olmadıklarını altını çizen Olpak şunları söyledi: "Asıl ülkemiz de bu durumdan etkileniyor". ispat ettikleri takdirde ve neredeyse olarak, gelirin ve refahın adil dağılımını sağlayacak makro ve mikro politikaların, gerek iktisadı, gerek sosyal ve siyası sahalarda verimli uygulanmasıyla sağlanacak bir kalkınmayı amaçlıyoruz. Bildiğiniz gibi, 2012, ülkemiz için, makroekonomik göstergelerde dengelenme yılı olarak kayıtlara geçti. 201 O ve 201 1 yıllarında rekor büyümelere imza atan ülkemiz, yapısal sorunlarından ötürü kronikleşen, büyüyen bir carı açık problemiyle karşı karşıya geldi. Bu sebeple, geçtiğimiz yılı, bir frene basma ve yapısal sorunlarımızdan kaynaklanacak muhtemel riskleri kontrol altına alma yılı olarak gördük. Ekonomide yavaşlamayı sağlayan politikalar sonucunda, 201 2 yılında, bir anlamda, büyümeden fedakarlıkta bulunarak carı açık problemini kontrol altına almış ve %2,2 "Ekonomimizdeki 2012 yılındaki soğutma, riskleri kontrol altına almayı amaçlıyordu" diyen Olpak, Türkiye'nin büyük riski kabul edilen cari dengesinin, küçülme eğilimine girmiş olduğunu ve 50 milyar Dolar'ın altına düştüğünü ifade etti. Olpak: "Türkiye'nin ihracatının ithalata bağımlılığının yüksek olması ve tasarruf oranlarının düşüklüğü sebebiyle, ülkemiz finansman konusunda dışa bağımlılığını sürdürmektedir. Bu ise.ülkemizin uzun soluklu koşusunda dış kaynaklı risklere karşı kırılganlığını arttırabilmektedir. Dünyanın değişmekte olan iktisadı haritasında, politikaların sadece ekonomik modellemelere göre değil, aksine ekonomipolitiğin şekillendirmesiyle oluştuğu göz önünde bulundurulduğunda, etkin sadece teminata dayalı olarak finansmana erişebilmektedir Bankaların da, birer ticari işletme olarak zarar etmeleri istenmez. Ancak, mevcut uygulamalardaki gibi, birer ticari işletme oldukları halde, neredeyse risk taşımayan bir konumda, tamamen teminata dayalı, üstelik de aşırı teminatlamayla uygulanan bir yapıda, topladığı mevduatı üzerine masraf ve karını koyarak, talep edene verme olarak çalışan sistem, piyasa ekonomisi şartlarında, büyümeye fren etkisi yapmaktadır. Bu noktada, bir taraftan özel sektörün bilanço yapılarındaki şeffaflığı, diğer taraftan bankaların da ticari hayatın risklerini, reel sektörün taşıdığı yükleri esas alan yeni sisteme yönelik yapılanmaya gitmesi, gerek işin ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI TEMMUZ ,AGusros 2013 37

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=