Enerji ve Çevre Dünyası 103. Sayı (Temmuz-Ağustos 2013)

Güncel O doğası, gerekse büyümenin önünün açılabilmesi için acilen gereklidir. 2. Kamu Bankalarının, Mevduat Bankacılığı Kadar, Yatırım Bankacılığı Faaliyetlerinin de Ağırlık Kazanması: Devletin asıl görevi, ticari kar elde etmek değildir. Son yıllarda, kamu bankaları, yönetim kalitesinin artmasına bağlı olarak, klasikleşmiş görev zararı yazma hastalığından kurtulmakla kalmamış, ciddi şekilde kar eder konuma gelmiştir. Kamu bankaları için asıl olan, elbette zarar etmemektir ancak önceliği kar etmek yada özel sektör bankaları ile kar yarışı yapmak da değildir. Kamu bankaları, yine doğru şekilde yönetilmek kaydıyla, kar optimizasyonuna yönelebilir ve bu konuda öncülük yaparak, piyasa yapıcı ve yönlendirici rol oynayabilirler. Devletin de asli görevlerinden birisi budur. 3. Bankacılık Sisteminin Proje Finansmanı için Teşvik Edilmesi: Ticari krediler noktasında talep sıkıntısı olmayan mevcut bankacılık sisteminin, yukarıda bahsettiğimiz, ticari hayat için �IÜSİAD Arastırma Raporları \il ,ı \t-11 '"'"' /( 1 ı,, 1,\O\\!l\MI 1>1 IC'H�t BÜYÜMENİN FİNANSMAN! • 38 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI TEMMUZ-AGusrns2013 normal olan, ancak bankacılığın mevcut çalışma sistemine göre daha fazla risk taşıyan modele yönlendirilebilmesi için, piyasa koşulları içinde önerilen sistemin de teşvik edilmesi gerekebilir. Bu noktada, melek yatırımcılara sermaye sağlayan işletmelerdeki uygulamadan yola çıkarak, proje finansmanı nın, bankacılık sistemi için pozitifbir ayrımcılıkla teşvik edilmesi gibi uygulamalar da düşünülebilir. 4. Kamu Projelerinin Finanse Edilebilir Ölçeklere Bölünmesi ve Projelerin Gerçekleştirilmesinde Tabanın Genişletilmesi: Kamu projelerinin daha küçük ölçeklerde ihale edilmesi, hem projeleri daha kolay finanse edilebilir hale getirebilir, hem de ihaleleri daha geniş bir yelpazedeki işletmelere açarak, kamunun ve projenin gerçekleşmesinin riskini azaltabilir. Diğer taraftan, ülkemizin gurur kaynağı olan ve neredeyse çok kısa zaman dilimlerinde peş peşe ilan edilen ve uygulamaya alınan büyük ölçekli projeler, çok büyük dilimler halinde değil, parçalanarak hayata geçirilerek, ülkemizin bu yatırımları yapabilen güzide şirketlerinin sayısının artması sağlanmalıdır. 5. Enerji Yatırımlarında, Orta Büyül<lükteki İşletmelerin de Önünün Açılması: Bildiğinizi gibi, ülkemizde 2023'e kadar enerji yatırımlarının yaklaşık 1 50 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Bir Enerji krizinin yaşanmaması için, öngörülen bu yatırım büyüklüğü, özel sektörün bu yatırımlarda daha fazla rol üstlenmesini gereğini doğurmaktadır. Ancak, bu yatırımlarda da, orta büyüklükteki işletmeler, büyükölçek engeli ile karşılaşmaktadır. Örneğin yakın döneme kadar, özellikle enerji üretim tesisleri özelleştirmelerinde hakim olan anlayışa bağlı olarak, küçük güçteki santraller teker teker satışa çıkartı lmış ve piyasaya birçok yeni oyuncu girebilmişti. Yeni yaklaşım ise, orta ve büyük güçteki santralleri birleştirerek, birkaç bin mW'lık portföyler oluşturmak ve daha büyük yatırımcıları piyasaya almak şeklindedir. Yukarıda açıkladığımız gerekçeler paralelinde, Orta ölçekli yatırımcılarımız için de fırsat eşitliği sağlanması ve buna uygun portföylerin oluşturulması oldukça önemlidir. 6. Büyük Ölçekli Portföy Özelleştirmelerinde, Kademeli Uygulama: Yine burada, büyük ölçekli portföy özelleştirmelerinde, bildiğiniz üzere kamunun elindeki hisselerin tamamı blok yöntemle elden çıkarılmaktadır. Bunun yerine, kademeli bir hisse devri opsiyonu da göz önünde bulundurulabilir. Bu uygulamayla, kamu-özel sektör ortaklığı bir müddet daha devam etmiş olacaktır. AB ülkelerindeki büyük özelleştirmelerde de, bu şekildeki uygulamalara sıklıkla rastlamak mümkündür. 7. Kamu-Özel Sektör İşbirliklerinin Daha Fazla Etkin Kılınması: Ülkemizin, orta ve uzun vadeli büyüme hedeflerini yakalayabilmesi için, yeterli sermaye birikimi oluşmasına da katkı sağlamak amacıyla, özel sektörün tek başına girmeyeceği alanlardaki büyük yatırı mlar ve altyapı projelerinde, daha makul proje büyüklükleriyle, kamu-özel sektör işbirliklerinin etkinlikle yapılması ve önündeki mevzuat engellerinin kaldırılarak, sürecin hızlandırılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=