Enerji ve Çevre Dünyası 103. Sayı (Temmuz-Ağustos 2013)

zamanlardaki rüzgarın da yenilenebilir elektrik üretimi tarafından estiğini düşünürsek, kısa/orta vadede ciddi bir baz yük sıkıntısı yaşayacağımızı söyleyebilirim. Bu sıkıntı ne zaman olmaz? Ancak ve ancak sanayi üretimi hareketlenmez ve/veya bir ekonomik sıkıntı yaşanmazsa olmaz. Umudumuzun ve beklentimizin yüksek ekonomik büyüme ve sanayi üretimi artışı olduğu dikkate alınırsa, ben şahsen arzda, özellikle de baz yük arzında, ciddi bir sıkıntıya doğru gittiğimizi düşünüyorum. Siz bakmayın şu kadar kapasite fazlamız var, arz açığı yok laflarına. Bu tamamen son 1-2 yıldır sanayide görülen düşük büyümenin, hatta gerilemenin getirdiği bir sonuç. Son 1-2 yıldır sanayideki büyüme, kapasite kullanımı vs. gibi faktörler geçtiğimiz 15 yılın ortalaması kadar olsaydı, bugün ciddi bir arz açığından bahsediyor olacaktık. Son 5 yıldır kurulan elektrik üretim tesisleri ya büyük baz yük santralleri, ya da yenilenebilir kaynaklı tesisler, yani toplam kurulu gücümüz artıyor gibi görünse de, güvenilir baz yük üretim kapasitemiz aynı oranda artmıyor. Mevcut baz yük tesisleri yaşlanıyor, en az 3 te 2'si önümüzdeki 1 O yıl içerisinde ya devreden çıkacak, ya da özelleştirilen tesisler en az 7 yıl sürecek bir bakım ve rehabilitasyona alınacaklar. Bu süre içerisinde sıkıntı yaşanması kaçınılmaz olacaktır. En büyük sorunumuz yerli enerji kaynaklarımızın çok kısıtlı olması, özellikle doğalgazımızın olmaması. Bu nedenle de doğalgaz fiyatlarına inanılmaz derecede bağımlıyız. Son zamanlarda duyduğumuz kaya gazı üretimi, doğalgaz piyasalarında deprem etkisi yaptı ve bu etki artarak devam ediyor. En büyük beklenti doğalgazda, ABD'nin net ithalatçılıktan çıkıp net ihracatçı konumuma gelmesinin beklendiği 20 1 7-2020 yılları sonrasında görülecek olan ucuzlamadır. Benzer şekilde ülkemizin jeopolitik konumundan da yararlanılarak çevre ülkelerle, özellikle Irak ile yapacağı alım anlaşmaları ve kurulacak boru hatları orta vadede çok farklı bir enerji üretimi yapısını getirebilir. Yerli kömür için düşünülen teşvikler umut verici, ancak burada kömürümüzün kalitesinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle standart bir dizaynın bulunması zor görünüyor. Bu nedenle yerli kömür projelerinde yerli teknolojilerin geliştirilmeleri çok önemli. Mevcut projeleriniz hakkında bilgi vererek, önümüzdeki döneme dair hedefleriniz hakkında neler söylemek istersiniz? Şu anda Türkiye'deki ilk tesisimizi, referans tesis olarak, TEKNO ENERJİ için Bilecik 2. Organize Sanayi Bölgesine kurmaktayız. Buhar türbininin imalatı devam etmekte ve planlandığı gibi 20 1 3 yılı sonunda montajına başlanarak 2014 yılı başlarında devreye girecek. Bu tesis gerek ARANI, gerekse de bizim için çok önemli, bu nedenle de aşırı bir ilgi gösteriyoruz. Devreye girdiğinde, sınıfındaki şu ana kadar kurulmuş olan en verimli buhar türbini olacak diye düşünüyoruz. Diğer taraftan, yeni projelerle de ilgileniyoruz ve şu anda teklif verdiğimiz birçok proje var. Umuyoruz ki, 20 14 yılı sonunda en azından 4 adet buhar türbinimiz çalışmaya başlayacaktır. Hedefimizde oldukça iddialıyız, biz 2.5 MW ile 50 MW arasındaki buhar türbini projelerinde tüm işleri Söyleşi o almayı hedefledik. Ürünümüzün kalitesine ve verimliliğine o kadar güveniyoruz ki, hedef olarak tüm piyasayı koyduk kendimize. Elbette bu teorik bir hedef, gerçekleşmesi ne kadar mümkün olur bilemiyorum, ama bunu sırf buhar türbinimize ne kadar güvendiğimizi, gördükleri takdirde tüm yatırımcıların da bize hak vereceklerine inandığımız için böyle ifade ediyoruz. Rekabet elbette çok güzel bir şey, kaliteyle, yeniliklerle ve farklılıklarla yapılınca hem yatırımcıya hem de ülkemize en iyiyi verir diye düşünüyoruz. Biz farklılık, kalite ve ekonomiklik sloganlarıyla geldik ve oldukça iddialı ve heyecanlıyız. Son olarak eklemek istediklerinizi aktarabilir misiniz? Son olarak, aslında 25 yıldır söylediklerimi söylemek istiyorum. Bu ülke hepimizin ve çok zor şartlarda para kazanmaya çalışıyoruz. Bu şartlarda kazanılan paraları rüzgara kapılarak dışarıya veya olmayacak projelere saçmaktan vazgeçelim. Yatırımlarımızda akılcı kararlar verelim, yoksa geçmişte sık sık gördüğümüz gibi kısa vadeli planlar yaparsak, bazı ekipmanların ve sistemlerin çöplüğü haline geliriz. Biz bugün OECD'de göre en düşük elektrik tüketimlerinden birisine sahipsek, bunun sebebi verimli kullanmamız değildir. Biz kendi politikalarımızı kendi gerçeklerimize göre belirlemeliyiz. O ülke şöyle yaptı, bu ülke bunu kuruyor, biz de aynısını yapalım demek planlama değildir. Benzer şekilde "armudun sapı, üzümün çöpü " deyişi gibi her yatırımın olumsuzluklarını öne çıkararak engel olmayalım. Önemli olan ülkeye ve çevreye saygılı, geleceği teminat altına almaya yönelik yatırımlardır. ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI TEMMuz-AGusros2013 53

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=