Makale O Türkiye'de Bireysel Sera Gazı Emisyonları ve Karbon Sertifikaları Zeynep Pınar ÖZTÜRK Ceres EnvE Ltd. Şti. Özet Atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarındaki artışın küresel ısınma ile birlikte iklim değişikliğine sebep olduğu bilinmektedir. Global ölçekte az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ciddi tehdit ve risklere maruz kalacağını, yerel ölçekte ise sertleşen iklim koşullarının yoksul kesimi daha çok etkileyeceğini söyleyebiliriz. Ülkemizde kişi başı sera gazı emisyonları Marmara Bölgesinde, özellikle İstanbu/'da en yüksek seviyededir. Öte yandan sel ve aşırı sıcaklık gibi doğal olayları tarım alanında çalışan ve kırsal kesimde yaşayan kişileri daha çok mağdur etmektedir. Karbon sertifikaları bu anlamda hem yenilenebilir enerji projelerine katkı sağlamada hem de yöre halkına sosyal faydalar yaratmada bir seçenek olarak fırsatlar sunmaktadır. İklim Değişikliği Nedir? Dünya yüzeyine ulaşabilen güneş ışınlarının bir kısmı yeryüzü tarafından soğurularak ısıya dönüştürülür, bir kısmı da atmosfere geri yansıtılır. Kızılötesi ışımalar şeklinde geri yansıtılan enerji, havada bulunan sera gazları tarafından soğurulur ve atmosferden dışarı çıkması engellenir. Bu soğurma olayı, atmosferin ısınmasına yol açarak iklim sisteminde bir dizi sıradışı değişiklikler oluşmasını tetiklemektedir. Atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarındaki artışın büyük bir kısmı insan aktivitelerinden kaynaklanmaktadır. Antropojenik sera gazları atmosferde birikerek "sera etkisi"ni artırmakta, küresel ısınmaya ve iklimlerin değişmesine neden olmaktadır. Endüstri çağı öncesi değerlerle karşılaştırıldığında atmosferdeki karbondioksit (COı) konsantrasyonu geçtiğimiz yüzyıl boyunca artmıştır ve artmaya devam etmektedir. l 800'1ü yıllarda hacimce 280 ppm olan C02 konsantrasyonu 2005 yılında %35 artarak 379 ppm seviyelerine yükselmiştir. Metan (CH 4 ) ve Diazotmonoksit (N20) seviyelerinde de ciddi artışlar söz konusudur[ 1]. Sera gazlarının atmosferde daha az oranda bulunması ise ters bir etkiye neden olur. Yaklaşık 370 milyon yıl önce Karbonifer döneminde ağaçların çoğalması ile beraber atmosferdeki karbondioksit oranı % l 'den %0.04'e düşmüştür. 78 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI EYLOL2013 Oksijen oranı ise % l 4'ten %21 'e yükselmiştir. Böylece dünya bir buzul çağına girmiş ve bu köklü değişiklik sonrasında insanın ve diğer canlıların evrimi başlamıştır. Dolayısıyla atmosferdeki karbondioksit oranın değişmesi ve oksijen oranın artması, yeni yaşam formlarının oluşmasına sebep olmuştur. Ancak şu anda tersine bir döngü söz konusudur. Dünya ortalama sıcaklığı 20. yüzyılda 0.74°C artmış, okyanuslarda termal genişleme ve buzul kütlelerin erimesiyle beraber deniz seviyesindeki yükselme 10cm ila 20cm arasında değişen seviyelere ulaşmıştır. Okyanuslar üzerindeki küçük adalar ve Bangladeş gibi deniz seviyesinden bir veya iki metre yükseklikte yerleşimi bulunan ülkeler sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır[2]. Sera Gazı Emisyon Kaynakları Enerji sektöründe fosil yakıtların kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan karbondioksit miktarı diğer gazlarla karşılaştırıldığında oldukça yüksektir. Üstelik emisyon kaynakları süreklilik arzetmekte ve her geçen gün sayıca artmaktadır. Yeni termik santrallerin kurulması, sanayileşme ve karayolu ulaşımındaki artışlar atmosferde karbondioksit miktarını giderek artırmaktadır. Toplam emisyonların üçte ikisi elektrik ve ısı üretimi ile ulaşımdan kaynaklanmaktadır (Şekil 1 )[1]. Residential6% Şekil 1 1. Dünya 2009 yılı sera gazı emisyonlarının dağılımı (CO2 olarak). ' Diğer tanımı altında ticari ve kaınıı hizmetlerinden kaynaklanan seragazları ile tarını/ormancılık. balıkçılık, elektrik ve ısı üretimi dışında kalan enerji sektörü ve başkayerde taıııınlanıııamış diğer salııııları içermektediı:
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=