Sunuş O Özkan AĞIŞ Türkiye Kojenerasyon ve TemizEnerji Teknolojileri Derneği (TURKOTED) Yönetim Kurulu Başkanı ozkan.agis@enerko.com.tr info@turkoted.org Enerji Verimliliğine Ulkelerin Yaklaşımı Dünya Enerji Konseyi (DEK), Türk Milli Komitesi (TMK) geçenlerde, çok güzel bir çalışma raporunu bizlerle paylaşt_ ı. Raporun başlığı: "World Energy PerspectiveEnergy Efficiency Policies" (Dünyanın Enerji Görünümü-Enerji Verimliliği Politikaları). Bu güzel çalışmayı bizlerle paylaştığı için DEK-TMK yönetimindeki arkadaşlarıma teşekkür ediyor ve bu raporun tamamını edineceğiniz elektronik adresi yazının sonunda size sunarken[ 1], 128 sayfalık raporun tamamına bakacak vakti olmayan okuyucularıma, en çarpıcı bölümleri özet olarak sunmak istiyorum. "Dünya'da her ülke enerji verimliliği politikalarını, kendi ülkesinin iklim ve coğrafyasını ve kendi enerji kaynaklarını dikkate alarak ayarlamaktadır. Özellikle, gelişmekte olan ülkeler, enerji arz güvenliğini sağlarken, ekonomik büyümesini ayarlarken, aynı zamanda, sanayiciye rekabet, vatandaşlara da iş imkanı sağlamak durumundadır. Bu dengeyi kurarken, kullanılacak en etkili kaldıraç, enerji verimliliğidir. Pek çok ülke, enerjinin verimli kullanılmasını anlamakta, anlayanlar da uygulamakta geç kaldı. Enerji verimliliğinin ülkelerin politikalarına yansıması, "Birinci Petrol Krizi" diye bilinen, 1970-1980 arasında başladı. Bu politikalar o yıllarda, enerjide dış kaynaklara bağımlılığı azaltma maksatlı olmuştur. 1990'dan sonra, gelişmekte olan ülkelerin ekonomide hızlı büyümeleri, enerji kaynaklarına talep artışını patlattı. Bu durum, özellikle fosil yakıt fiyatlarının, uzun yıllar hep yükselen hareketini getirdi. Yükselen enerji fiyatlarının faturalara yansıyan dayanılmaz ağırlığı da, ülkeleri, enerji tasarrufuna zorladı. Başlangıçta sözünü ettiğimiz rapor ülkeleri 2 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI KASIM ·ARAL1K2013 3 ayrı grupta incelemektedir. 1. grup: Avrupa, Latin Amerika ülkeleri gibi, oldukça düşük enerji yoğunluğuna ulaşmış ülkeler, 2. grup: Enerji yoğunluğu birinci gruba göre %30-50 daha yüksek ülkeler, 3. grup: Enerji yoğunluğu birinci grubu en az ikiye katlayan ülkeler (Çin, Ortadoğu, Afrika ülkeleri gibi) Enerji verimliliği politikalarını içeren bu rapor, aralarında Türkiye'nin de dahil olduğu seçilmiş gruplarda, enerji verimliliği için alınmış olan kararları ve bu kararların ne kadar başarılı yürütüldüğünü veriyor. Bu çalışma aşağıdaki soruların cevaplarını araştırmak maksadıyla hazırlanmıştır: • Enerji verimliliği önlemleri ne kadar önemlidir? • Öncelikler nelerdir? • Strateji uygulamaları başarılı mı? • Karar verici otoritelerin tercihleri neler? • En yenilikçi önlemler nedir? • Hangi önlemler daha ekonomik? Bu çalışma yapılırken 85 ülkede (Türkiye dahil) enerji verimliliği yasal düzenlemeleri, elektrikli aletlerin en düşük verim standartları (Buzdolapları, bulaşık ve çamaşır yıkama makineleri, klimalar, aydınlatma lambaları, su ısıtıcıları, elektrik motorlarında) enerji verimliliği ile ilgili diğer düzenlemeler (enerji yönetimi, enerji tüketimi raporlamaları, zorunlu enerji denetimi, enerji tasarrufu planları gibi), uygulanan doğrudan ya da dolaylı finansal destekler ve fonlar, enerji sübvansiyonları, ulaşım sektöründe ve endüstride uygulanan hızlandırılmış amortisman düzenlemeleri, ekipmanlar, sistemler ve yatırımlarda uygulanan "vergilerde yatırım indirimleri", enerji tasarrufu eğitimi gibi unsurlar derinlemesine incelenmiştir. Bu kapsamlı çalışma yapılırken ülkelerin, makro ekonomik endikatörleri, tekneekonomik değerler (kişi başına elektrik tüketimi, kişi başına çelik üretimi, enerji yoğunluğu gibi), sanayide, konutlarda ve elektrik üretiminde kojenerasyon teknolojisinin payı gibi ulusal eğilimler dikkate alınmıştır. Enerji verimliliğinin en iyi göstergesi enerji yoğunluğudur. Böylece ülkenin ekonomik büyüklüğü ve nüfusu da işin içine katılmış olur. Çünkü enerji yoğunluğu, 1000 $'1ık bir ürün (hizmet de olabilir) üretilirken harcanan toplam enerji miktarı (tep veya kep) demektir. Bu tarif bir fabrika için de doğrudur, bir sektör için de doğrudur. Enerji yoğunluğu hesabına, sanayi ve ekonomik aktivitelerin karakteri, primer enerji sepetinin oluşumu, ülkenin iklimi, sosyal yaşam seviyesi, ulaşım yapısı (kitlesel ulaşımın ağırlığı), enerji üretim teknolojileri, toplumun yaşam tercihleri gibi pek çok faktör girmektedir. Ülkemiz enerji yoğunluğu rakamları ortaya konulurken, bu rakamların, bugünkü döviz paritelerine göre mi, yoksa satın alma gücü paritelerine göre mi (purchasing power parities-PPP) hesaplandığını belirtmek lazım. Bu durum Avrupa, Kuzey Amerika gibi gelişmiş ülkelerde fazla fark etmemektedir. Ama, az gelişmiş veya insanları düşük standartta yaşamaya alışmış ülkelerde, iki yoğunluk değeri arasındaki farklılık büyümektedir. Ayrıca, Ortadoğu'daki petrol zengini ülkelerde enerji tüketim savurganlığı nedeniyle her iki yoğunluk değeri de büyük çıkmaktadır. Enerdata'dan alınan aşağıdaki Şekil 1 , 2005 yılında, ülkelerin her iki yoğunluk değeri arasındaki farklılıkları göstermektedir. (Mavi çubuk bugünkü
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=