Enerji ve Çevre Dünyası 109. Sayı (Nisan 2014)

Söyleşi o ıccı 201 4 KALDER'in Ulusal Kalite Büyük Ödülünü almış bir şirket olarak, yaptığımız her işte mükemmeli hedefliyoruz. Faaliyetlerimizde daima sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ettik. Gerek sektöre! gerekse toplumsal konularda sosyal sorumluluk projelerinin içeresinde yeraldık. Bu alanda yaptığımız çalışmalar bize Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği'nden, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'ndan, Marmara Belediyeler Birliği'nden ve daha birçok kurumdan ödüller getirdi. Başarılarımızın taçlandırılması bizi daha da güçlendirirken, bir o kadar da sorumluluk hissettirdi ve kendimizle yarışır hale getirdi. Türkiye'de son gelişmeler ışığı altında, genel olarak enerji sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkemizde son yıllarda enerji sektöründe büyük gelişmeler oldu. Gerek nüfus artışı, gerekse ekonomideki gelişmelere paralel olarak enerjiye olan talep de hızla arttı. Enerji kullanımının artması, doğal olarak yeni enerji yatırımlarını zorunlu kıldı. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bir enerji çeşitlendirmesi söz konusu artık. Yalnız petrol, doğalgaz ya da elektrik değil, yenilenebilir 54 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI NISAN2014 enerjilerin kullanılmasına yönelik çalışmalar da enerji sektörümüzde önemli bir yer tutmaya başladı. Türkiye'de kullanılan enerji türlerine baktığımızda, birincil enerji kaynakları açısından maalesef kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak kaynaklara sahip değiliz. Ama tüm bu birincil enerji kaynaklarının merkezine yakın bir coğrafi konumda bulunuyor olmamız bakımından şanslıyız. Doğalgazve petrol rezervlerine yakın ve boru hatlarının geçiş güzergahları üzerinde bulunuyor olmamız, bize hem jeopolitik olarak önemli bir güç sağlıyor, hem maliyetler noktasında faydalı oluyor, hem de kaynak çeşitlendirmesi açısından farklı ülkelerden kaynak sağlama noktasında tercih yapabilme imkanı sunuyor. Bununla birlikte genç ve dinamik bir nüfus, olumlu giden ekonomik göstergeler ve hükümetin konuyla alakalı teşvik edici politikaları da yatırımların artması için itici bir güç işlevi görüyor. Artık girişimcilerin, yalnızca Türkiye'deki projelere değil, farklı ülkelerdeki projelere katılmada da eskiye oranla daha cesur davranabildiklerini gözlemleyebiliyorsunuz. Bugün gelinen noktada tüm enerji sektörünü kapsayacak şekilde liberal bir sisteme tam manasıyla gidilmesi için çalışmalar yapılıyor. Avrupa Birliği Enerji Faslı'nın müzakereye açılması halinde bu süreç daha da hızlanacak. Enerji sektöründeki liberalizasyon hususunda elektrik ve doğalgaz sektöründe her ilimizde lisanslama ihalesi yapıldı. Doğalgazda özel sektörün sahip olduğu sözleşme miktarı I O milyar m3 seviyesine çıktı. Sistemin işleyişinin, bilgi akışının kontrolü ise elektronik ortamda tek bir yerden, EPDK tarafından yapılıyor ve raporlanıyor. Bu konuda çok iyi bir entegrasyon var. Lisanslama, tarifelerinin belirlenmesi, dengeleme konuları gibi düzenlemeler EPDK'nın kontrolünde yapılıyor, bu konularla ilgili yönetmelikler de yine EPDK'nın kontrolünde hazırlanıyor. İthal edilen doğalgaz miktarı 20 l 2'de 38,4 milyar m3 iken, 2013'te 47,6 milyar m3 oldu. Çoğunluğu elektrik üretiminde olmak üzere, ithalatımızın tamamı tüketiliyor. Yine, tüm dünyada olduğu gibi, gelecek projeksiyonuna bakıldığında Türkiye'de de tüketimin sürekli artması bekleniyor. Şu an için taleplerin karşılanmasına dair uluslararası uzun vadeli doğalgaz kontratlarımız mevcut, bu konuda bir sıkıntımız yok. Diğer enerji türleri açısından da önemli gelişmeler oldu. Geçtiğimiz birkaç yıl

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=