Enerji ve Çevre Dünyası 11. Sayı (Mayıs-Haziran 2002) / Ecogeneration World - Cogeneration, Waste Recovery, Renewables & On-site Generation - Kojenerasyon Atıktan Enerji, Yenilebilir Enerji, Yerinde Üretim

Muzaffer YOSMAOGLU ENTEK ELEKTRiK ÜRETİM VE OTOPRODÜKTÖR GRUBU A.Ş. ıccı 2002 BİLDİRİSİ 1980'Ii yıllarda Batı Avrupa ülkelerinde başlayan elektrik sektörünün liberalleşmesi ile ilgili çalışmalar, yaklaşık 20 yıllık bir gecikme ile ülkemizde de uygulamaya geçirilmeye başlanmıştır. Esas olarak kurulmak istenen yeni piyasa düzeni her ülkede farklı motivler içersede temelde rekabetçi bir yapı içerisinde aşağıdaki değerlerin elde edilmesini hedeflemektedir, ■Tüketicinin elektrik maliyetini düşürmek, ■Hizmetlerde artacak kalite ile müşteri memnuniyetini artırmak, fiyatlarında büyük tüketiciler kategorsinde hızlı bir düşüş yaşandığını göstermektedir. Bu düşüş küçük tüketiciler için daha uzun bir zaman periyoduna yayılmaktadır. Fiyat konusunda dikkat edilmesi gereken sadece fiyatlarda rekabetçi bir düzenin oluşturulması değil, aynı zamanda istikrarlı bir yapıya kavuşturulabilmesidir (price volatility). Fiyat konusunda bu iki çıktının elde edilebilmesi için aşağıdaki noktalara dikkat etmek gerekmektedir; ■Arzın yeterli olması, ELEKTRİ� PAZARININ _GELECEĞİ İÇİ N BEKLENTi LER YE GELiŞMELER ■Volatility'i engelleyecek yeterli bir rezerv kapasitesinin olması, ■Devletin YİD ve Yİ'lerdeki yükümlülüğü nedeniyle ortaya çıkan yükümlenilen maliyet, OTOPRODÜKTÖRLER •• •• YE OTOPRODUKTOR GRUPLARININ MEVCUT DURUMLARI ■Çevrenin korunmasına katkıda bulunmak. Ülkemizde bunlara ek olarak sağlanacak üç önemli yarar ise, ■Kamu üzerindeki mali yükümlülüğün gerek işletse! gerekse de yatırımsa! alanlarda kalkması, ■Yüksek yatırım ihtiyacının karşılanması için özel teşebbüs kaynaklarından azami derecede yararlanılması, ■Şeffaf ve rasyonel bir piyasa düzenin kurulması ile sağlanacak verimlilik artışıdır. Türkiye gerçekten amaç olarak ülke ekonomisi ve kalkınmasına ciddi anlamda katkı sağlayacak bu hedefleri gerçekleştirebilecek mi? Sistemin gerçek verimliliğini ortaya çıkaracak yönetmeliklerin henüz hazır hale getirilmemiş olmasından dolayı, yıllardır liberalleşmenin amaçların gerçekleşmesine tekelci bir piyasa düzeninde serbest piyasa mantığıyla katkı sağlamaya çalışan Otoprodüktörler olarak, geleceğin elektrik piyasasını ancak ve ancak makro düzeyde değerlendirmek mümkün olmaktadır. Fakat böylesi bir değerlendirmenin Dünya'daki benzer uygulamalardaki deneyimlerle, lokal şartların getireceği gerçeklerin bütünleştirilmesi ile yapılmasının doğru bir yol olduğunun altı çizilerek belirtilmesi gerekir. Yeni düzendeki en büyük beklenti rekabet nedeniyle fiyatlarda yaşanacak düşüşdür. Esas olarak bu beklentiyi serbest tüketicilerin ve serbest olmayan tüketicilerin maliyetleri açısından değerlendirmekte fayda bulunmaktadır. Dünya'daki örnekler elektrik ■DSİ barajlarının EÜAŞ'a devir bedelleri, ■Yakıt maliyet girdisi. Tüm bu unsurların elektrik fiyatlarında belirleyicinin esas olarak yatırımlar ve yakıt girdi maliyeti olacağını göstermektedir. Elektrik talebini karşılayabilecek ve fiyatlardaki volatiliteyi engelleyecek gerekli yatırımların yapılmasının sağlamak bir zorunluluk olduğuna göre, tüketiciye ulaşan elektrik maliyetini düşürebilmek için izlenmesi gereken ana strateji yakıt maliyetinin azaltılması yönünde olmalıdır. Bu durumda en önemli soru işareti Botaş'ın şu an için şeffaf olmayan Doğal Gaz anlaşmalarının getirdiği yükümlülük olmaktadır. Fiyat konusunda bir diğer husus ise YİD ve Yİ'lerin getirdiği yükümlülüktür. Bu santralların serbest piyasa koşullarında sağlanacak rekabet fiyatının çok çok üzerinde elektriği TETAŞ'a sattığı bilinmektedir. Genel strateji rekabete dayalı asgari fiyatın oluşmasını sağlayacak oyuncuları sektörde yaşatmakken, ne yazık ki bugunkü uygulamalar (en son TETAŞ'ın otoprodüktörlerden fazla elektriği almayacağı bildirimi gibi) tam tersi bir politikanın uygulandığını göstermektedir. Netice olarak serbest ve serbest olmayan müşteri kategorilerinde kısa ve orta vadede elektrik fiyatlarında ciddi bir düşüşün beklenmesi doğru değildir. Böylesi bir amacı gerçekleştirebilmek için, ■Yakıt maliyetlerinde iyileştirme sağlayıcı politika izlenmeli, ■YİD, Yİ ve geçmiş diğer yükümlülüklerin iyileştirilmesine çalışılmalı, ■Barajların devrinden doğacak İHD bedellerinin belirlenmesinde fiyat stratejisi doğru belirlenmelidir. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki oluşacak piyasanın yatırım yapılacak karlılık açısından belli bir cazibeye sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla fiyat stratejisinin doğru belirlenmesi arz ECOGENERATI ON WORlD � 4 7

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=