Enerji ve Çevre Dünyası 11. Sayı (Mayıs-Haziran 2002) / Ecogeneration World - Cogeneration, Waste Recovery, Renewables & On-site Generation - Kojenerasyon Atıktan Enerji, Yenilebilir Enerji, Yerinde Üretim

Muzaffer YOSMAOĞLU ENTEK ELEKTRİK ÜRETİM VE OTOPRODÜKTÖR GRUBU ı\.Ş. ıccı 2002 BİLDİRİSİ . CPgeııeraıwıı, WMu retP'llfii.!!A güvenliğinin sağlanması-tüketicinin en ucuz maliyetle elektrik enerjisine sahip olması ekseninde en optimum noktaya oturtulması gerekir. Sektörün verimliliğinin artması ve hizmet kalitesinde iyileşme sadece teknik boyutlarda düşünülmemelidir. Mevcut bıktıran bürokrasinin düzeltilmesinden, nitelikli personelin istihdam edilmesine kadar her alanda verimlilik temel hedef olmalıdır. Bu hedefin gerçekleştirilebilmesi esas olarak sistemin ana mekanizmasının işleyişini belirleyecek yönetmelikler ile Enerji Piyasası Kurumunun yönetim anlayışına bağlı olacaktır. Elektrik sektörünü önce parçasal sonra da bütünsel doğru analiz edip, gerekli entegrasyonu yapabilmek burada hayati önem taşımaktadır. Örneğin, 9 Milyon üzerindeki tüm tüketicileri serbest tüketici olarak isimlendirirken, organize sanayi bölgesinde bu sınıfa girebilecek tüketicileri Organize Sanayi Bölgeleri Yönetimlerine bağlı kılan fiili olarak "Serbest Olmayan Tüketici" sınıfına sokmak doğru bir yaklaşım mıdır? Bunun gibi sayılabilecek birçok hukuksal, mali, teknik örnek elektrik sektörünün dinamikleri ile diğer alanlarda gerekli entegrasyonun kurulamadığındandır. Bu entegrasyonun sağlanabilmesi, ancak ve ancak farklı disiplinlerdeki uzmanların büyük resmi birarada görmelerine bağlıdır. Örneğin, yatırımcı için yeni bir üretim tesisinin lisansının alınması EPK nezdinde kolay olması sağlanırken, böylesi bir yatırım için çevre, nakil gibi diğer alanlarda yapılacak çalışmaların bürokratik bir yapıda ilerlemesi hiçbir işe yaramayacaktır. Yeni piyasa düzeninde en az verimlilik kadar diğer bir önemli konu ise şeffaflık ve güven ortamının yaratılması olacaktır. Sektörün istikrarlı bir işleyişe sahip olması, mevcut ve yeni girişimcilerin yatırımlarına devam edebilmesi için günlük çıkarların düşünüldüğü, basiretsiz bir düzenle değil aksine insiyatif kullanılabilen ve tüm sektör paydaşlarının ortak payda da buluşabildiği uzun dönemli şeffaf ve güvenilir politikalara dayandırılmalıdır. Türkiye'nin geçmişte bu iki parametreyi sağlamada büyük zorluk çektiği hatta sağlayamadığı unutulmamalıdır. Bu noktada altı çizilmesi gereken bir diğer noktada sektörde faaliyet gösterecek şirketlerin yetkinliğidir. Türkiye'nin bugun karşılaştığı bankacılık sektörüne benzer bir krizle yarın elektrik sektöründe de karşılaşmaması içini sektöre belli kriterlere sahip girişimcilerin girmesi sağlanmalıdır. Bu nedenle lisans yönetmeliği hayati önem taşımaktadır. Özet olarak gelecek elektrik piyasasının, stratejilerin, düzenlemelerin ve politikaların doğru belirlenmesi durumunda uzun vadede tüketicinin yararına olacak fiyatların ve hizmetin oluştuğu, kaynakların rasyonel ve verimli kullanıldığı, sektör paydaşlarının ortak değer yaratabildikleri güvenilir ve şeffaf bir yapıya ulaşması mümkün görülmektedir. Yeterki bunları temelinin atıldığı bugunleri iyi kullanalım. Beklentilerin yüksek olduğu böylesi bir yapıya geçilirken acaba otoprodüktörler ne durumda? Esas olarak otoprodüktörlerin büyük bir kısmı geleceğin piyasasında rekabetçi bir oyuncu � ECOGENERATION WORLD olmak için hazır durumdadır. Yanlız bu hazır durum yönetsel felsefe olarak tamam olmasına rağmen, altyapı olarak eksikler içermektedir. Bu eksik aslında yönetmeliklerin getireceği mekanizma detaylarının bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Şebeke yönetmeliği, müşteri hizmetleri yönetmeliği gibi yeni yönetmeliklerin getireceği uygulamalar için otoprodüktörlere altyapılarındaki eksiklikleri gidermeleri için zaman verilmelidir. Örneğin, TETAŞ'ın teknik olarak mümkün olmayan sıfır balans uygulamasının makul limitler dahilinde yapılması ancak ve ancak gerekli çalışmalar yapıldıktan sonra hayata geçirilebilir. Böylesi bir geçiş döneminde eldeki kaynakları öldürmek değil, aksine değerlerini artırmak için çalışılmalıdır. Oysa ki bugunkü genel bakış açısı otoprodüktörlerin zamanında sektörün kaymağını yediği, şimdi ise cezalandırılması gerektiği yönündedir. Daha düne kadar, aman bu memlekette elektrik krizini engellemek için daha çok yatırım yapın diyen zihniyetle, bugun yapılmak istenen tam bir çelişki değilmidir? O halde nerede yeni piyasanın şeffaf ve güvenilirlik tarafı? Daha bugünden yerli yatırımcının güvensizliğini artırırken, nasıl yabancı yatırımcıyı bu ülkeye sokacaksınız? ■ Gelecek elektrik piyasası nın, strateji lerin, düzenlemelerin ve pol itikaların doğru bel irlenmesi durumunda uzun vadede tüketicinin yararına olacak fiyatların ve hizmetin oluştuğu, kaynakların rasyonel ve veriml i kullanıldığı , sektör paydaşlarının ortak değer yaratabildikleri güvenilir ve şeffaf bir yapıya ulaşması mümkün görülmektedir. ■ Bu ülkede belki de samimi olarak serbest rekabetin gelmesini isteyen ender aktörlerden biri Otoprodüktörlerdir. Çünkü buna yaptıkları yatırımlarda aldıkları riskler, işletme zamanında karşılaştıkları sorunlarını aşmada kazandıkları bilgi ve tecrübeyle en hazır kesimdir. Elbetteki yaptığı yatırımın getirisini beklentileri oranında alacak bu kesimin ölmesi yönünde değil, aksine güçlenmesi yönünde politikalar izlenmelidir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=