Enerji ve Çevre Dünyası 112. Sayı (Eylül 2014)

Makale O Hem su hem de enerji arz güvenliğine olan talebin artması bölgesel bazda gelişmelerin sağlanmasına neden olmaktadır. Hidroelektrik üreticileri; suyun yönetimin ve güç sistemlerinin gelişmesinin geleceğini uluslararası işbirliği ve sektörler arası iletişimde görmektedirler. Birçok kıta, ülkeler arasında iletim hatlarının yapılması ve güç havuzlarının oluşturulması için çalışmaktadır. Örneğin; içerisinde Orta Amerika Elektrik Enterkonnekte Sistem (SIEPAC), Afrika Elektrik sisteminin yer aldığı sistemler Avrupa sistemine genişletmek için çaba içerisindeler. Uzak mesafe iletim hatlarının oluşturulması da hazırda yapımı devam eden ve 20 l 3'de bitmesi beklenilen dünyanın en uzun iletim hattı olan Brezilya'daki Madeira Nehri 600kv ile mümkün olabileceği görülecektir[6]. Hidrolik güç santralleri yatırımcılarının yeni bölgesel alanlara açılmalarıyla küresel bir yapı oluşumu gözlemlenebilmektedir. Örnek olarak Kuzey Kore'nin Nepal, Pakistan ve Filipinler'e yatırımlar gerçekleştirmesi buna ek olarak Çin ve Hindistan'ın Afrika'da süren yatırımları gösterilebilir. Türkiye Hidroelektrik Potansiyeli ve Gelişimi Bir ülkede, ülke sınırlarına veya denizlere kadar bütün tabii akışların % 1 00 verimle değerlendirilebilmesi varsayımına dayanılarak hesaplanan hidroelektrik potansiyel, o ülkenin brüt teorik hidroelektrik potansiyelidir. Ancak mevcut teknolojilerle bu potansiyelin tamamının kullanılması mümkün olmadığından mevcut teknoloji ile değerlendirilebilecek azanni potansiyele teknik yapılabilir hidroelektrik potansiyel denir. Öte yandan teknik yapılabilirliği olan her tesis ekonomik yapılabilirliği olan tesis demek değildir. Teknik potansiyelin, mevcut ve beklenen yerel ekonomik şartlar içinde geliştirilebilecek bölümü ekonomik yapılabilir hidroelektrik potansiyel olarak adlandırılmakla beraber gelişen teknoloji ve artan enerji fiyatları teknik ve ekonomik potansiyelimizin teknik potansiyele yaklaşmasını sağlamıştır. Türkiye'nin teknik hidroelektrik potansiyeli dünya teknik potansiyelinin % 1 ,5'ine, Avrupa teknik potansiyelinin ise % 1 7,6'sına tekabül etmektedir[?]. Tablo 4'de Türkiye'nin hidroelektrik enerji potansiyeli brüt, teknik ve ekonomik yapılabilirlik olarak sınıflandırılıp verilmiştir. Türkiye'de teorik hidroelektrik potansiyel 433 milyar kWh, teknik olarak değerlendirilebilir potansiyel ise 44 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI EYLOL2014 Tablo 4. Türkiye'nin Hidroelektrik Enerji Potansiyeli[7] Brüt, teorik hidroelektrik enerji potansiyeli 433 TWh/yıl Teknik yapılabilir hidroelektrik potansiyeli 216 TWh/yıl Ekonomik yapılabilir enerji potansiyeli 170 TWh/yıl 216 milyar kWh olarak hesaplanmıştır. Buna göre Türkiye'de ekonomik yapılabilir HES potansiyel, teknik yapılabilir HES potansiyelinin %59'u dolayındadır. Bu oran Avrupa'da %76'dır. Teknolojik gelişmeler ve yeni yapılan ölçümlemelerle oluşturulan projelerle teknik ve ekonomik yönden değerlendirilebilir kapasitenin 150 milyar kWh/yıl'a kadar çıkabileceği, 2023 yılında ise 180 milyar kWh/yıl olacağı DSİ'nin raporlarında yer almaktaydı. Ancak, DSİ son raporlarında, hidrolik enerjide gerçekleşme miktarını 2023 yılı için 140 milyar kWh /yıl olarak yenilemiştir. Su yapılarının geliştirilmesi 1984 yılına kadar 6200 sayılı yasa çerçevesinde DSİ görev ve yetki alanında bulunmaktaydı. Ancak özel sektör yatırımlarını elektrik sektörüne ekebilmek amacıyla 1984 yılında çıkarılan ve 14 yıl yürürlükte kalan 3096,3996 ve 4283 sayılı Kanunlar kapsamında uygulanan YİD, Yİ, İHD ve Otoprodüktör modellerinden beklenen ölçüde sonuç alınamamıştır. Bu modellerin başarıya ulaşamamasından kaynaklı, Dünya Bankası'nın girişimiyle başlatılan yeniden yapılanma çalışmaları sonucunda 4628 sayılı Kanun 2002'de yürürlüğe girmiştir. 2003 tarihinde "Su Kullanım Anlaşması" yönetmeliğinin yürürlüğe girmesiyle beraber hidroelektrik projeler özel sektöre açılmış ve bu tarihten itibaren kamu bu belirtilen proje alanlarından çekilmiştir. DSİ Genel Müdürlüğü tarafından 4628 sayılı Kanun kapsamında başvuruya açılmış olan 1639 projeden l 527'sine geliştirilmek üzere özel sektör tarafından başvuru yapılmıştır. Söz konusu projelerden kurulu güçleri toplamı 3668 MW olan 165 adet proje özel sektör tarafından inşa edilerek çeşitli tarihlerde işletmeye alınmıştır. 23 proje ise 4628 sayılı Kanundan önce hak kazanılmış inşaatına başlanmış ve yeni Kanun sonrasında tamamlanarak serbest üretici veya otoprodüktör üreticisi kapsamında lisanslandırılmışlardır. Haziran 201 2 tarihi itibariyle kurulu güçleri toplamı 17.259 MW olan 322 adet proje lisanslı bir şekilde piyasada faaliyet göstermektedir[ 1 ].

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=