fayda-maliyetleri kamuya, insanımıza ve şirketlere ne olacaktır değerlendirmeleri yapan bir başka çalışma grubumuz var. Elektrik faturasını ödemekte zorlananan ailelere yönelik bir sosyal tarife oluşturulmasına yönelik öneriler geliştiren bir çalışma grubumuz var. Türkiye'de ve dünyada enerji dengeleri değişiyor mu? Bir açıdan pek çok şey değişiyor. Yenilenebilirin toplam üretim portföyündeki payı hızla yükseliyor. Kısa sürede rüzgarın yerini güneş alacak gibi gözüküyor. Güneşten elektrik enerjisi tesislerinin birim MW maliyetleri hızla düşüyor; verimlilikleri de nispeten yükseliyor. Enerji depolama teknolojilerinde önemli gelişmeler yaşanıyor. ABD yıllar sonra yasakları kaldırıp net petrol ihracatçısı oluyor. Kaya gazı ve kaya petrolü paradigma değişimlerine yol açtı. Bunlar tüm dünya adına olumlu gelişmeler. Öte yandan tüm bu olumlu gelişmelere rağmen dünya genelinde karbon kaynaklarına-nispi azalmalara karşın-yüksek bağımlılığımız devam ediyor. Daha yüksek maliyetli petrol ve gaz üretiyoruz ve bu üretimleri yaparken daha fazla çevreye zarar veriyoruz. En temiz enerjilerden olan nükleer istenmeyen adam ilan edildi. Depolama teknolojilerinde "oyun değiştiren" bir gelişme olmadığı sürece yenilenebilir birincil enerji kaynağı olma potansiyeline sahip değil. Bu konuda çok saygın kuruluşlar peş peşe raporlar yayımlıyorlar ve görülen o ki herkesin kafası karışık. Tarih vermek doğru değil, ancak en az 20 sene daha karbon kaynaklarına bağlı senaryoları çalışmak daha uygun olur düşüncesindeyim. Bu kargaşa içinde, dünya enerji dengeleri yapısal anlamda muhtemelen değişecek diye, Türkiye'nin tercihleri çok etkilenmemelidir. Öncelikle yapılacak olanlar; yerli kaynakları en verimli ve azami oranda kullanarak enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, doğalgaz tedarik Söyleşi O Elektrik Piyasası ve Özelleştirmeler kaynaklarının sayısını artırmak, nükleer projeleri mümkünse zamanından önce tamamlamak ve yenilenebilirde bürokrasiyi kaldırmak. Güneşte 600MW sınırını kaldırın, YEKDEM garantisi vermeyin ve bırakın yatırımcı kendi kararını versin riskini alsın yatırımın gerçekleştirsin. Elektrik dağıtımının özelleştirilme süreciyle birlikte, enerji piyasalarında yaşanan değişiklikler hakkında bilgi verebilir misiniz? l 990'1arda başlayan piyasanın özelleştirilmesi yolculuğunda elektrik sektöründe yapısal dönüşümlere tanık olduk. 4628 sayılı Yasa ile başlayan tüketici odaklı serbest ve rekabetçi piyasa hedefinde tamamlanan dağıtım özelleştirmeleri ile çok önemli bir eşiği geçmiş olduk. Elektrik sektörünün özelleştirilmesi ve serbest bir piyasa oluşturulması yönünde 2006 yılı bir milattır. Bu tarihte TEDAŞ'ın dağıtım şirketleri ile yaptığı İşletme Hakkı Devri Sözleşmesi ve akabinde verilen dağıtım lisansları ile özelleştirme süreçlerinin gerekli koşulları yerine getirilmiş oldu. 2013 yılı sonu ile de dağıtım özelleştirmeleri tamamlandı; üretim özelleştirmeleri ise başarılı bir şekilde devam ediyor. 2014 yılı sonuna kadar tamamlanmasını bekliyoruz. 2006'dan bugüne kurulu gücümüz %57 oranında, enerji talebimiz %42 oranında büyüdü. Bu büyümenin dünya ölçeğinde bile etkileyici olduğunu hepimiz biliyoruz. Kurulu güçteki artışın neredeyse tamamı özel sektör projeleri ile elde edildi. 2006 yılında yaklaşık 1 7000 MW kurulu güce sahip olan özel sektör, 20 1 3 yılı sonu itibariyle 40.000 MW'ın üstünde kurulu güç kapasitesine ulaşmıştır. 20 milyar Doları bulan bu yatırımlar özel sektör fı nansman ıyla gerçekleşti ri l mişti r. Yine bu dönemde dağıtım özelleştirmeleri tamamlandı ve kamuya yaklaşık 1 3 milyar Dolarlık bir kaynak yaratıldı. Bu rakama üretim özelleştirmeleri ile elde edilen yaklaşık I O milyar Dolar da ilave edildiğinde, elektrik sektörü özelleştirmelerinde 23 milyar Dolarlık bir yatırım büyüklüğüne ulaşılmıştır. Dağıtım özelleştirmelerinde ödenen yaklaşık 1 3 milyar Doların %25'1ik bölümü öz kaynaklardan %75'1ik bölümü ise Türk bankacılık sisteminden kredi olarak sağlandı. Öte yandan yatırımlar dağıtım şirketlerince finanse edilmekte ve tarifeden I O yıllık dönemde geri dönüşü alınmaktadır. 20 1 1 -20 1 5 Dönemi'nde şirketler 5 milyar Dolar yatırım gerçekleştiriyor. 2016-2020 döneminde yatırım bütçelerinin önemli oranda artacağını düşünüyoruz. Öncelikle yeni özelleşen bölgelerin ciddi yatırım ihtiyaçları var. Ayrıca bağlantı hatlarının dağıtım şirketlerine gelmesi ile şebekemiz hat olarak %30 oranında büyüdü. Lisanssız yenilenebilir enerji tesislerinin hızla artışı dağıtım şirketlerine büyük sorumluluklar getiriyor. Tüm bu etmenler dikkate alındığında, 20 162020 döneminde dağıtım şirketlerinin şebekeye 7-8 milyar Dolarlık yatırım yapacağını öngörüyoruz. Özetle, dağıtım özelleştirmeleri ile kamuya sadece 1 3 milyar Dolarlık kaynak yaratılmamış, buna ek olarak yıllık 2 milyar Doları bulan yatırım ihtiyacı da özel sektör yükümlülüğü haline getirilmiştir. Bu arada 2006 yılınagöre20 l 3'te elektrik fiyatları nasıl değişti diye bakarsak; enflasyon düzenlemesi ile sanayi fiyatları neredeyse sabit kalırken mesken fiyatlarında nispeten küçük bir artış görüyoruz. Neticede, dünya petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki büyük artışların elektrik tarifelerine yansıması olmamıştır. Daha da önemlisi dağıtım hizmet bedelinin tarifedeki oranı % 1 5'den % 1 O inmiştir. Tüm bu özel sektör yatırımlarını ve diğer sonuçları özelleştirme ve serbest piyasaya geçişin bir başarısı olarak yorumluyorum. Bu başarıda iş adamlarımızın ve bankalarımızın rolü yadsınamaz. Elektriğin sadece dağıtımda değil, üretimden tedariğe tüm ENERJİ ve ÇEVRE DÜNYASI EKIM2014 27
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=