Enerji ve Çevre Dünyası 113. Sayı (Ekim 2014)

Söyleşi O Elektrik Piyasası ve Özelleştirmeler alanlarında yatırım yapan bu işadamları ve süreci finanse eden bankacılık sistemi Türkiye'ye, özerk düzenleyici kuruma, hedeflenen serbest piyasa yapısına ve bu piyasanın şeffaf, öngörülebilir ve rekabet temelli işleyeceğine inanmışlardır. Şimdi de gelecek I O yıllık dönem geçmişin tüm bu başarılarının kalıcı olmasını sağlayacak şekilde yönetilmelidir. Bu yönetimi gerçekleştirecek EPDK'dır. EPDK, geride bıraktığımız bölgelerin başarılı olmaları gerekiyor. Bu bölgelerdeki yatırımcılar, devirden sonra pek çok sürprizle karşılaştılar. Diğer bölgelerde benzer durumlar olduğunu şahsen biliyorum. Bu konuya ayrıca değineceğim. Rekabet odaklı serbest piyasada dağıtım şirketlerinin rolü nelerdir? Bazı temel doğruları hatırlatmak iste13 yıl içerisinde her kademesinde rim. Dağıtım şirketlerinin iki temel gögerekli bilgi birikimini, deneyimi ve öngörüyü kurumsal kimliğinde oluşturmuştur. Piyasaların bu beklentilere uygun gelişmesi ve büyümesi başta siyasi iktidarlar olmak üzere hepimizin sorumluluğu ve görevidir. Ekonomik ve siyasi istikrar burada en temel gerekliliktir. Bizler piyasa risklerini yönetebiliriz; ancak istikrarsızlığı ya da belirsizliği yönetemeyiz. Siyasi istikrar temelde seçimlerle millet tarafından belirlenir. Ancak sektöre! istikrar Bakanlık ve EPDK tarafından sağlanır ve burada şeffaf olunması, öngörülebilir olunması bizler için hayati önemdedir. Bakanlık ile gerekse EPDK ile bugüne kadar böyle bir süreci yaşayageldik. Her şey dört dörtlük diyemeyiz; birçok konuda farklı düşündüğümüz beklentimizin aksine kararlar gelişmeler de oldu. Ama genelde birbirimize empati yaparak, sebeplere değil çözüme odaklanarak bu sıkıntıları aşmayı bildik. Şimdi bu iyi yönetimi çok daha ileriye taşımalıyız. Çünkü öyle bir döneme giriyoruz ki; bugüne kadar yapılan tüm başarılı adımların istenilen sonuçlara dönmesini görebileceğimiz gibi hiç arzu etmediğimiz krizlerle karşı karşıya da kalabiliriz. Kolayca anlaşılabileceği üzere, genelde dağıtım faaliyetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasından; özelde Aras gibi, Dicle gibi, Van Gölü gibi elektrik dağıtım sektörünü derinden etkileyen, şekillendiren bölgelerin özelleştirmelerinin tamamlanmasından bahsediyorum. Hedeflenen piyasaların oluşabilmesi ve işleyebilmesi için bu 28 ENERJİ ve ÇEVRE DÜNYASI EKIM201• revi vardır. Öncelikle dağıtım sisteminin işletilmesinden sorumludurlar. Ancak serbest piyasalarda en az ilki kadar önemli bir görevleri de piyasanın doğru şekilde işlemesini sağlamaktır. Dağıtım sistemi işletmenin gerekleri açıktır: Evrensel hizmet olarak da tanımlanan elektriğin tüketicilere kesintisiz, kaliteli ve güvenilir bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak. Serbest piyasanın işlemesine katkı sağlamak ise nispeten daha güncel bir hizmettir. Piyasanın diğer ana paydaşları olan üreticiler ile tedarikçilere ayrım gözetmeksizin belirlenmiş hizmetleri sunmak. Elektrik dağıtım hizmeti monopol yapısı nedeniyle tamamen düzenlenen bir faaliyettir. Dağıtım şirketlerinin her türlü geliri düzenleyici kurum tarafından belirlenir, faaliyetleri denetlenir. Dolayısıyla dağıtım şirketlerin sürdürülebilir finansal yapılara sahip olması düzenleyici kurum tarafından temin edilir. Dağıtım şirketlerinin faaliyetlerini istenilen kalitede yerine getirirken, sürdürülebilir finansal getiri sağlanması başta EPDK ve kamu tarafından yapılacak düzenlemeler ile mümkün olacaktır. Önümüzdeki I O yıllık dönemde sektörü zorlu sınavlar bekliyor; ancak tüm paydaşlarımız ile bu süreçten başarıyla çıkacağımızdan ve rekabetçi, tüketici odaklı bir serbest piyasayı tüm kurumlarıyla işleteceğimizden de eminiz. Elektrikte serbest piyasa geçişi üretim özelleştirmeleriyle birlikte ilk aşamasını tamamlamış olacaktır. 20 l 6'da başlayacak 111. Uygulama Dönemi serbest piyasanın gerekleri kadar geçiş döneminin gerçeklerinin de dikkate alındığı ve tarifelere konu edildiği bir dönem olmak zorundadır. Bu sektör kamunun sektörü, bu şirketleri ve varlıklarını korumak, en iyi şekilde işletmekvegeleceğe taşımak boynumuzun borcu ve hep bu saikle davrandık. Bu inanışımızı da korumaya devam edeceğiz. Türkiye'de elektrik piyasasının önemli sorunları ve dernek olarak sunduğunuz çözüm önerileri hakkında bilgi verebilir misiniz? Elektrik kaçakları en önemli sorunlardan biridir. Özellikle elektrik kayıplarının yüksek olduğu elektrik dağıtım bölgelerinde, kaçak elektrik kullanımı teknik bir sorun değil, sosyal bir sorun olarak da karşımıza çıkmaktadır. Kayıp oranları Türkiye ortalamasının çok üzerinde olan bu dağıtım bölgelerinde, kayıplarla etkin mücadele edilmesi ve bunların düşürülmesi için yerel paydaşların da katkı sağlayacağı uzun dönemli önlemlerin alınması gerekmektedir. Örneğin Dicle Elektrik Dağıtım Bölgesi'ndeki kayıp/kaçak oranlarının (%75) ülkemizin ortalama değerlerinin ve ticari bir faaliyetin sürdürülebilir sınırlarının çok üzerinde olduğu bilinmektedir. Özelleştirme sonrasında yapılan çalışmalarda tüketicilerin; abone olmadan, elektriği sayaçtan geçirmeden ve sayaçlara müdahale etmek suretiyle veya dağıtım sistemine usulüne uygun olmayan izinsiz bağlantı yapmak suretiyle yoğun bir şekilde kaçak elektrik kullandığı, aboneliğin mevcut olduğu yerlerde ise çoğunlukla kullanıcıların başkaları adına usulsüz olarak enerji tükettiği tespit edilmiştir. Kaçak elektrik kullanımının en çarpıcı örneği ise tarımsal sulamada görülmektedir. Bölgede tarımsal sulamada tüketilen yıllık yaklaşık 4 Milyar kWh elektrik tüketiminin tamamına yakını kaçak ola-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=