da buna çok müsait. Çünkü: Rusya ile ilişkilerimiz tarihimizin en güzel dönemini yaşıyor. İlk nükleer santral yapımını ROSATOM'a vermişiz. Doğalgaz ihtiyacımızın %57'sini Rusya'dan alıyoruz. "Türk akımı doğalgaz hattı" ile Rusya'nın, Avrupa'ya karşı elini güçlendirmişiz. Bütün bunları da ABD'nin ve AB'nin muhalefetine rağmen yapıyoruz. Ülke olarak bu politikalardan bir faydamız olmalı. Ancak görüyoruz ki başka ülkeler, dünyada gerileyen enerji ortamından, bizden daha fazla istifade ediyor. Rusya, savaş halinde olduğu Ukrayna'ya bile gazı 250 USD'den, Ermenistan'a 190 USD'den satıyor. Eurostat'a göre, tenzilat yürürlüğe girdikten sonra bile yine Avrupa'nın en pahalı gazını satın almış olacağız. Çünkü Avrupa'da süresi biten sözleşmeler yenilenirken, biraz ortamdan da yararlanarak, %20,'ye kadar tenzilat alabiliyorlar. Bizim daha çok tenzilatta ısrar etmemiz lazım. Enerji İçin Doğamızın Güzelliklerini Feda Edemeyiz 55 yıl önce Çatalağzı'nda işletme müdhae,n dçiesi vroelamraek bçaaklaışrmaka yah übzaüşnlalednığmımiştim. 120 MW'lık Çatalağzı santralinin külleri, 1O yıllık işletme süresinde, lşıkveren'in yemyeşil ormanlarını kurutmuştu. Çevre adeta gri bir kül tabakası ile kaplıydı. Yani elektrik üretimine çevre feda edilmişti. Ondan sonraki yıllarda da bu durum, pek fazla değişmedi. Hatırlıyorum, 1986 Rahmetli Özal dahil, yetkililerin beyanları hep aynı idi "Biz size elektrik getiriyoruz, bu kadarcık kirlenmeye katlanacaksınız." Bu savunmaya katılmamız mümkün değil. Elektrik üretiyoruz diye çevre feda edilemez. Son yıllarda akarsu santrallerinde benzeri uygulamalarla karşılaşıyoruz. Bu defa savunma biraz farklı: "Cari açığı azaltmamız için doğal kaynaklarımızı azami ölçüde kullanmamız lazım. Bu nedenle de tüm akarsularımızı değerlendiriyoruz." Kendi köyünün şırıl şırıl akan derelerini kurutacağını anlayan çevre halkı ile yatırımcıların çatışmaları giderek büyüyor. Enerji karar otoritelerinin, bu derelere kurulacak elektrik üretim tesisleri için nasıl lisans verdiklerini anlamamız mümkün değil. Çevre Bakanlığının, bu tesisler için hazırlanan ÇED raporlarını nasıl onayladıklarını da anlamamız mümkün değil. Sistemde elektrik sıkıntımız da , Allah'a şükür yok (Şu anda 72.000 MW'lık kurulu gücümüz var ve 29.000 MW'lık yedek kapasitemiz oluşmuş). Köylülerin kendi derelerini korumak için giriştiği dayanışma bana, 1854 yılında Amerika'da kızılderili şef Seatle'ın kendi ormanlarını işgal etmek isteyen Başkan Franklin Pierce'e yazdığı ve çevre konusunda yazılmış en güzel belge olarak kabul edilen bir mektubu hatırlattı. Dergimizin 90. Sayısında yayınladığım bu mektubu aşağıda tekrar veriyorum: yılında Kemerköy Termik Santralinin Gökyüzünü nasıl satın alabilirsiniz? yapımına halkın tepkilerini azaltmak Ya da satabilirsiniz? için, Kemerköy'de yapılan temel Ya toprakların sıcaklığını? atma törenine, rahmetli Özal da gelHavanın taze kokusuna, suyun pırıltısına mişti ve çevre halkına bu santralin Sahip olmayan biri onu nasıl satabilir? diğer santraller gibi olmayacağının Kutsaldır bu topraklar benim ve milleteminatını veriyordu. Santral kuruldu tim için. ve ilk yıllarda FGD (flue gas desulp- Yağmur sonrası ışıldayan her çam yaprağı. hurization) ünitesi yetiştirilemediği Denizi kucaklayan kumsallar. için etraf sarardı. işetmenin 5. yılında Karanlık ormanların koynundaki sis --�_F_G,D-unıtesryapıldı-da doga kendını Vızıliiayan /ier öoceli mılletım ıçıiı/iutonarmaya başladı. saldır. Sunuş o O güzel kokan çiçekler bizim kız kardeşlerimizdir. Geyik, at ve büyük kartal da erkek kardeşlerimiz. Yüksek kayalıklar, yeşil çayırlar, //ık sıcak vücutlarıyla taylar ve insanlar Hepsi bizim ailemizdir. Washington'daki büyük Başkan, bizden topraklarımızı istediği zaman, bunları da istiyor. Derelerin ve ırmakların içinden geçerken Pırıldayan sular, yalnızca su değildir. Atalarımızın kan/arıdır anlar. Ve göllerin parlak sularında oynaşan her yansı Benim milletime ait masalları, hikayeleri anlatır. O bir gölün üstünden yumuşak esen rüzgarı sever. Getireceğiniz lokomotif öldüreceğiniz bin buffa/o'dan Nasıl daha kıymetli olabilir? Nehirlerimizi zehirlemeye devam ederseniz. Gece kendi çöpleriniz içinde boğulursunuz. Bir bakarsınız ki gökteki kartallar yok olmuş. Hızlı koşan taya elveda demişsiniz, Bu ise bizim için yaşamın sonu, Sizin içinse daha acımasız olmanın başlangıcıdır. Bilindiği gibi Amerika satın alamayacağını anladığı bu toprakları zorla yani savaşla almıştır. Bundan 160 yıl önce Kızılderili şefin Amerika Başkanı'na yazdığı mektuptaki, doğasına dört elle sahip çıkıp koruma duygularını çok iyi anlıyoruz. Derelerini korumak iSteyen Karadeniz'imizin güzel insanları da aynı duygularla karşı koyuyorlar. Allah'a çok şükür elektrik fazlamız da var. Bir parça eti için bülbülü kesmeyelim. Bırakalım dereler şırıl şırıl aksın, bülbüller keyifle ötsün. Dostça ve Hoşça Kalın ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI EYLÜL2015 3
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=