Enerji ve Çevre Dünyası 120. Sayı (Eylül 2015)

Rapor O Deloitte, ''20 1 5 Küresel Elektrik Enerjisi Sektörünün Geleceği'' Raporunu Yayımladı Deloitte'un "20 1 5 Küresel Elektrik Enerjisi Sektörünün Geleceği" raporuna göre elektrik enerjisi sektöründe talep giderek artıyor, regülasyonlar sıkılaşıyor ve sektör oyuncuları eşi benzeri görülmemiş zorluklarla karşılaşıyor. Deloitte, "201 5 Küresel Elektrik Enerjisi Sektörünün Geleceği" başlıklı raporunu yayımladı. Küresel elektrik enerjisi üretim sektörünü değerlendiren rapor, bu sektörün aktörlerine kilit noktaları ve geleceğe ilişkin trendleri aktarıyor. Her ne kadar küresel elektrik enerjisi sektörünün geleceği konusunda kabul edilmiş tek bir vizyon olmasa da, sektörün değişimin eşiğinde olduğu su götürmeyen bir gerçek. . . Deloitte raporunagöre elektrik enerjisi alanında faaliyet gösteren kurumlar fiyat indirimleri, hizmet kalitesinin artırılması, yeni ürün ve hizmetler için gelen talep, çevrenin korunmasına daha yüksek önem verilmesi, geleneksel iş yapış biçimini değiştiren teknolojik gelişmeler gibi etkenlerle değişen ortama ayak uydurabilmek için yönetim modelini değiştirmeli. Türkiye'de dağıtık üretim ve yenilenebilir ilgi çekiyor Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Lideri Uygar Yörük konuyla ilgili olarak şunları kaydetti: "Raporda yer verilen global trendlerin Türkiye'de de yansımalarını gözlemliyoruz. Örneğin 58 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI EYLOL201s ---­ Uygar Yörük Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Lideri yenilenebilir enerji, ülkemizde de ulusal stratejilerin önemli bir parçası haline gelmiş durumda. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 2015-2019 Stratejik Planı yenilenebilir enerji için iddialı hedefler içerirken 2014 yılında açıklanan Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem Planı ile yenilenebilir enerji hedeflerine yönelik bir yol haritası ortaya konmuş durumda. Söz konusu hedeflerin hayata geçebilmesinin çok kolayolmadığının, bu doğrultuda başta kamu olmak üzere STK'lar, yatırımcılar, finans kurumları ve diğer kritik paydaşlara önemli görevler düşüyor. Avrupa'ya paralel olarak Türkiye'de de dağıtık üretimin giderek daha fazla ilgi çektiğini ve yaygınlaştığını gözlemliyoruz. Özellikle lisanssız dediğimiz dağıtık üretimin yaygınlaşması ile Türkiye'de hızlı diyebileceğimiz bir sürede proje geliştiren, söz konusu projelerin mühendisliğini yapan, ekipmanlarını ve yardımcı bileşenlerini üreten, kurulumlarını gerçekleştiren bir yenilenebilir enerji sektörü oluşmuş durumda. Sektör, konusunda uzmanlaşmış kişiler ile şimdiden endüstriyel gelişim ve istihdama da katkı sağlıyor. Kesintili üretim yapan rüzgar ve güneş gibi yenilenebilirlerin ülkenin üretim portföyündeki ağırlığının artması ancak şebekenin bu artışı desteklemesi ile mümkün oluyor. Ülkemizde de yatırımcının giderek artan rüzgar ve güneş yatırımı iştahı, şebekede iyileştirmeye yönelik inisiyatiflerin artmasına yol açıyor. Söz konusu inisiyatiflerin önemli bir bileşeni olan akıllı şebekeler konusunda da gerek kavramsal altyapısına yönelik çalışmalar, gerekse pilot uygulamalar ile mesafe kat ediliyor."

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=