Enerji ve Çevre Dünyası 123. Sayı (Ocak-Şubat 2016)

SÖYLEŞİ o ğerlendirdiğimizde kamunun rolünün giderek azaldığı ve daha liberal bir piyasanın varlığını görebiliriz. Doğalgaz açısından konuya eğildiğimizde çok daha farklı bir yapı ile karşı karşıyayız. Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacı son yıllarda 46 milyar metreküp seviyelerine ulaşmış duruda. ısınmanın yanında enerji üretiminde de doğalgazın kullanılması bu seviyelerde bir tüketimin oluşmasını sağlamaktadır. Türkiye'nin kendi ihracatının yanı sıra coğrafi konumunun enerji kaynaklarının üretim alanları ile tüketilen pazarlar arasında stratejik bir yapıya sahip olması, doğalgazın önemlini artmasına imkan sağlıyor. Enerji sektöründe yaşanan liberalleşme süreci doğalgaz sektöründe aynı şekilde yansımadı. 4646 sayılı doğalgaz kanununda liberalleşmeye yönelik hedeflerin bulunmasına karşılık, yeteri kadar hayata geçmemiş olduğunu görüyoruz. Özel sektörün ithalat anlaşmaları yapmasının önündeki engellerin kaldırılması arz güveliği açısından da büyük önem taşıyor. Bunun için 4646 sayılı doğalgaz kanununda yapılacak değişikliklerle özel sektörün piyasadaki yerini alması gerekiyor. Kanunda yapılacak düzenlemeler ile özel sektörün doğalgaz ithalatını engelleyen düzenlemeler ortadan kalkmalıdır. BOTAŞ'ın ayrışması sağlanmalı ve pazar payı sözleşme devir yoluyla azaltılmalıdır. Gaz ticaretine yönelik mevzuattan doğan engeli el ve bürokratik yük kaldırılmalıdır. Türkiye'nin enerji stratejisinde eksik gördüğünüz ya da yapı lmasının faydalı olacağını düşündüğünüz hususlar nelerdir? Türk ekonomisinin en büyük zaafı enerji bağımlılığı ve yüksek enerji maliyetidir. Bu durum küresel rekabetimizde sanayicimizin elini zayıflatmaktadır. Türkiye daha rekabetçi olabilmek için enerji maliyetleri azaltmak zorundadır. Enerji sektöründeki liberalizasyon süreci hızlandırılmalı, enerji sektörü tam rekabetçi hale getirilmelidir. Bunun için ulusal enerji planlaması yapılmalı, nükleer enerji dahil olmak üzere kaynak çeşitliliğine gidilmeli, petrol ve gaz fiyatında etkili olan jeo-politik ve siyasi risk minimize edilmelidir. Bunlara ilaveten acil bir şekilde "Ulusal Enerji Tasarrufu Yol Haritası" oluşturulmalı ve hayata geçirilmelidir. Son olarak eklemek istedikleriniz? Belki şunları ekleyebilirim. Bu sıkıntılı coğrafyada hepimiz, ülkemizin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Bir taraftan dünya ticareti küçülürken ve herkes küçülen pastadan daha çok pay almaya çalışırken, bizim de kendi içimizde kaos oluşturacak durumlardan kaçmamız gerekiyor. Aksine dinamiklerimizin farkına vararak, sahip olduklarımızın değerini bilerek potansiyelimizi en iyi şekilde kullanmalıyız. Daima ileriye doğru yürüyebilme adına, ülkemizin ileriye dönük hedeflerine ulaşabilmek adına ve gelecek nesillerimize güzel bir ülke bırakabilmek adına hem birey, hem de kurumlar olarak elimizden geldiği kadar pozitif gündemlere odaklanarak çalışmalarımızı sürdürmeliyiz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=