Kongre'nin dördüncü günü Afrika özel gündemiyle toplanacaktır. Afrika'dan Enerji Bakanları, yerel ve uluslararası enerji firmaları davet edildi. Bu anlamda bakıldığında 23. Dünya Enerji Kongresi'nin İstanbul'da düzenlenecek olması ülkemizi enerjinin Davos'u haline getirecek. Aralarında şu ana kadar 31 bakanın bulunduğu 72 ülkeden 208 konuşmacı katılacaklarını teyit ettiler. Katılımcılardan örnek vermek gerekirse, BP, Shell, REPSOL, PEMEX, Gazprom, RWE gibi önemli kuruluşların katıldığı bir organizasyon. Kongre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde yürütülecek ve bu sebepten bir 'Liderler Zirvesi' yapılması planlıyoruz. Bu zirveye de yaklaşık 15 liderin katılımını bekliyoruz. 23. Dünya Enerji Kongresi'nin ülkemizde yapılacak olması aynı zamanda ülkemizin küresel enerji politikalarında kat ettiği yolu göstermesi açısından da anlamlı. Enerjide yoğun bir şekilde dışa bağımlılığı bulunan Türkiye'nin yerli kömürden daha fazla yararlanmasına yönelik çalışmalar gündemde. Bu konuyla ilgili görüşleriniz nelerdir? Ülkemiz mevcut durumda enerji talebinin tamamını öz kaynaklarından karşılayamıyor. Toplam enerji talebinin SÖYLEŞİ o yaklaşık yüzde 75'i ithal kaynaklardan karşılanmaktadır. Türkiye'nin en önemli enerji meselesi bu oranları aşağıyadüşürecek politikalar üretmektir. Enerji verimliliğini arttırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmanın yanı sıra yerli kömür kaynakları da azami ölçüde kullanılmalıdır. Ülkemiz 15,8 milyar ton linyit ve taşkömürü rezervine sahiptir ve bu rakam yeni tespitlerle artmaktadır. Çevreye saygılı ve sürdürülebilir bir şekilde kömürü insanımızın hizmetine sunmak enerji güvenliği açısından Türkiye'nin en önemli stratejisi olmalıdır. Temiz kömür teknolojilerinde ciddi gelişmeler oluyor, bu şansı değerlendirmeliyiz. Ülkemiz özellikle temiz kömür teknolojilerindeki gelişmelere son 10 yıldır özel bir önem atfetmektedir. Bu bağlamda özellikle AB ile uyum çerçevesinde yeni projeler hazırlamakta ve mevcut kömür rezervini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Dünya Enerji Kongresi 2016'da bu konuda özel oturumlar düzenlenecek. Yerli kömüre yapılacak olan yatırımların COP21 sonrasında niyet edilen karbon salınımların azaltılmasına yönelik çalışmalara ne gibi etkileri olabilir? Bir önceki soruda bahsettiğim gibi ülkemizin elinde mevcut bulunan kömür rezervlerini COP21'de verdiğimiz taahhüt ile alakalı olarak temiz kömür teknolojileri üzerinden kullanma projeleri var. Bu projeler, gelişen teknolojileri kullanarak kömürden yüksek verim alıp, karbon emisyonunu en aza indirmeyi amaçlıyor. Bu açıdan bakıldığında aslında COP21 sonrasında temiz kömür teknolojilerini kullanarak kömüre yatırım yapılması hususunda bir sakınca görmüyorum.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=