Enerji ve Çevre Dünyası 126. Sayı (Mayıs-Haziran 2016)

NÜKLEER ENERJİ o Makale Dünyada Nükleer Santral Teknolojisi Alanında Başarılı Yerlileştirme-Teknoloji Transferi Uygulamaları ve Türkiye İçin Model Geliştirilmesi Mehmet BULUT Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü Özet Gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olan Türkiye'nin enerji ihtiyacı ekonomik gelişme, nüfus artışı ve sanayideki büyüme ile birlikte sürekli bir artış göstermektedir. Bu sebeplerle, nükleer enerji konusu Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılama ve ülkemizin teknoloji eşiğini aşması konularında son derece önemli bir yere sahiptir. Türkiye'de kurulması planlanan nükleer enerji santrallerinin, ilk etapta enerji ihtiyaçlarını karşılamasının yanında, bu teknolojiye adaptasyon ve nükleer teknolojinin yerlileştirilmesi konularında da son derece önemli bir rol oynayacağı aşikardır. Bu çalışmada, Türkiye'de kurulması planlanan nükleer santrallerin yerlileştirme çalışmaları ele alınarak, dünyada nükleer santral yerlileştirme projelerinde başarı kaydetmiş ülkelerin yerlileştirme yöntemleri incelenmiş ve Türkiye için uygulanabilir bir model ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Nükleer teknoloji, Yerlileştirme, Teknoloji transferi, Kümelenme 1. Türkiye'nin Nükleer Tarihçesi Gelişmiş ya da gelişmekte olan, özellikle enerji kaynakları açısından zengin olmayan ülkelerde, ekonomik gelişim için gerekli olan enerjinin nasıl ve hangi kaynaklardan karşılanacağı önemli sorunlardan birisidir. Sanayileşmiş ülkelerde nükleer enerji santralleri 1960'tan bu yana enerji üretmek ve teknolojik gelişim sağlamak için önemli bir araç olarak görülmektedir. Türkiye'de kurulması planlanan nükleer enerji santrallerinin ilk etapta enerji ihtiyaçlarını karşılamasının yanında, bu teknolojiye adapte olma ve nükleer teknolojinin yerlileştirilmesi konularında son derece önemli bir rol oynayacağı aşikardır. Güvenlik ve üretim teknolojileri açısından şu an dünyada en üst düzey bilgi birikimine ve kaliteye sahip olan nükleer güç teknolojisinin yerlileştirilebilmesi, teknoloji, üretim ve insan kaynakları konularında ülkemizin kapasitesinin hızlı bir şekilde gelişmesine çok önemli katkılar sağlayacaktır. Nükleer enerji alanında ülkemizdeki çalışmalar, 1956 yılında Başbakanlık'a bağlı olarak Atom Enerjisi Komisyonu Genel Sekreterliği'nin kurulmasıyla başlamış, yine aynı yıl, bir araştırma reaktörünün kurulması çabalarıyla devam etmiştir. Nükleer enerji çalışmalarının çerçevesi, 1969 yılında imzaladığımız nükleer silahların yayılmasının önlenmesine ilişkin uluslararası bir anlaşma olan "Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması(NPT)" 4.maddesi tarafından net bir şekilde belirlenmiştir. Ayrıca, belirlenen güvenlik kriterlerine uymak koşulu ile nükleer yakıt üretimi ve kullanımının da, barışçıl amaçlı nükleer enerji çalışmaları çerçevesinde olduğu belirtilmiştir. Nükleer enerjinin hayata geçirilmesi ile ilgili Türkiye'nin teşebbüslerinin tarihsel gelişimi şu şekilde özetlenebilir: 1970: 400 MWe kapasiteli bir basınçlı ağır su nükleer reaktörünün kurulmasıyla ilgili fizibilite çalışması yapıldı. 1974: Yapılacak bu santral için Akkuyu'nun uygun bir lokasyon olduğu belirlendi. 86 ENERJİ ve ÇEVRE DÜNYASI Sayı 126-MAYIS / HAZiRAN 2016

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=