Enerji ve Çevre Dünyası 13. Sayı (Ekim 2002) / Ecogeneration World - Cogeneration, Waste Recovery, Renewables & On-site Generation - Kojenerasyon Atıktan Enerji, Yenilebilir Enerji, Yerinde Üretim

Arabul, gelecekte dışa bağımlılığın artacağına dikkat çekti ve "Enerji ithalatından daha önemlisi, ithal edilen yakıt ile yaratılan katma değerdir" dedi. Arabul konuşmasına şöyle devam etti: "Üretim tesislerinin verimsiz çalışması, ölçme sisteminin yetersiz bırakılması, müşteri hizmetlerinin kötü yönetilmesi, kayıp ve kaçakların yüzde 20'Ierin üzerine çıkmasına sebep olmuştur. Teknoloji ve bilgi birikiminin oldukça gelişmiş düzeyde olduğu ülkemizde bu durum kabul edilebilir değildir. Bu duruma gelmenin bir tek sorumlusu vardır; elektrik üretim ve dağıtımının özel sektör tarafından kontrol edilmesini istemeyen yöneticiler, bürokratlar ve buna dur demeyen karar vericilerdir. Üretimde ve dağıtımda yapılan YİD ve İHD projelerini, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen uygulamaya sokmayan bürokratlar, ülkeyi son altı yıl içerisine en az 1O milyar dolar zarara sokmuşlardır. Bu zarar yurtdışından alınan kredilerle karşılanmıştır." Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun çok ciddi çalışmalar yapmasının sektörü mutlu kıldığını vurgulayan Arabul sözlerini şöyle sürdürdü: "Kurulun bu çalışmalarının uygulamaya sokulabilmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı'nın hiçbir çaba sarf etmemesi, sektör temsilcilerini endişelendirmektedir. Hele Bakanlığın, kendi yaptığı çalışma ve ihalelerin aleyhine Danıştay'a rapor vermesini anlamak mümkün değildir. Bakanlığın konuyu sahiplenmemesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun çalışmalarını frenleyecek ve ülke bundan fevkalade zarar görecektir. Her şeye rağmen Türkiye'de enerji sektörünün yeniden yapılanma çalışmalarını, Enerji Piyasa Düzenleme Kurulu'nun itici ve uzlaştırma gücüyle, AB Elektrik Direktiflerine uygun bir şekilde gelişeceğini, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyularak özel sektörün dinamizmiyle üretim, dağıtım ve perakende şirketlerin çalışmaya başlayacağına inancımız halen mevcuttur. Bu sayede üretimde verimlilik artacak, dağıtımda kayıplar yüzde 8 seviyesine inebilecek, modern müşteri ilişkileri yönetimiyle tahsilat beklenilen düzeye çıkabilecektir." Açılış törenine katılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise, "kalkınma öncelikle elektrikten başlar" sözleriyle başlayan konuşmasına şöyle devam etti: GÜNCEL/AGENDA "Elektrik kendi pazarını yaratan bir sektördür. Daha önce elektrik gerekli mi değil mi diye çok tartışıldı. Elektrik gerekli diyenler galip geldi. Bu tartışmaya katılanların yeterli bilgiye sahip olmayışından ya da iyi niyet sahibi olmayışından veya dar görüşlü oluşundan zaman zaman bu faaliyetlerin bir darboğaza götürüldüğü olmuştur. Aslında metalürji sanayii dışında üretilen mallar içinde elektriğin payı yüzde 5'tir. Elektriğin ürettiği önemlidir. Yüzde 5 olmadan, yüzde 95'i meydana getirmek mümkün değildir. Türkiye elektrik üretimi yatırımları devlet tarafından başlatıldı. O dönemde böyle olmak zorundaydı. Yeterli yerli sermaye yoktu. Bugünkü ölçülere baktığımızda Türkiye'nin yaklaşık olarak 120-125 milyar kWh elektriği vardır. Kişi başına üretim 1800 kWh civarındadır. Mutlaka her şeyi kendimizin yapması şart değil. Kendimizin yapması ve iyi yapması gerekir. Rekabet gücü olmayan malların üretilmemesi gerekir. Dünya değişmiştir, dünyanın şartları değişmiştir, Türkiye'nin şartları da değişmiştir. Bugün için gerekli olan şey bir işin iyi yapılmış olmasıdır. Kimin yaptığı ve hangi parayla yapıldığı ikinci sıradadır. Öncelikle şu veya bu bahaneyle ülkeyi elektrikten mahrum hale getirmişseniz, bunun idare edilecek bir tarafı yoktur. Öyleyse öncelikle elektriğiniz olacaktır. Elektrik kaliteli, sürekli ve mümkün olduğu kadar ucuz olacaktır. Bu da ancak rekabetle olur. Geliştirilen projelerin fizibilitesinin iyi yapılmasıyla, alternatiflerin iyi seçilmesiyle olur. Bugünkü dünya düzeninde üç konu birbirinden ayrılamaz; demokrasi, insan hakları ve serbest piyasa ekonomisi. insanlara siyasi haklar tanıyıp, serbest ticaret hakkı tanımamak diye bir şey yoktur. Siyasi haklar ve ekonomik haklar birbirinin ayrılmaz parçasıdır. Türkiye'nin elektrik tüketimi yıllık yüzde 7-8 civarında artarak gidecektir. Türkiye 2020 yılında 528 milyar kWh elektriği üretmelidir. Dünya önümüzdeki 20 yıl içinde 130 trilyon dolar elektrik alanına yatırım yapacak. Türkiye, 100 milyar doların üzerinde elektrik alanına yatırım yapmak zorundadır. Ancak o zaman kişi başına 9 bin kWh elektrik üretimine ulaşabilir. Türkiye, her yıl 3-4 milyar dolar yatırım yapmak zorunda.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=