"Birincisi; sektörün liberalleşmesi, enerji piyasasında rekabet ortamı yaratılarak sektör veriminin artırılması ve şeffaflığın sağlanmasıdır. ikinci olarak doğunun zengin enerji kaynaklarının batı piyasalarına taşınmasında Türkiye'nin enerji koridoru işlevini üs/enmesidir. Üçüncüsü; enerji talebinin karşılanmasında dışa bağımlılık oranının giderek arttığı ülkemizde enerji güvenliği için gerekli faaliyetlerin önce/iklendirilmesidir. Dördüncüsü; enerji Eııeıji ve Tabii Kaynaklar Bakam Dr. Hilnıi Güler kaynaklarının değerlendirilmesi ve tüketilmesinde çevre ile etkileşim dikkate alınarak sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde faaliyet gösterilmesidir. Son olarak da çağdaş ülkeler arasında yerimizi alabilmek için enerji teknolojileri çalışmalarının yoğunlaştırılmasıdır." (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Hilmi Güler'in konuşmasının tamamını dergimizin ilerleyen sayfalarında bulabilirsiniz.) Enerji Bakanı'nın ardından kürsüye gelen Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un sözleri Bakan Güler'i tamamlayıcı nitelikteydi. "Sınırlı olan doğal kaynaklarımızı daha akılcı kullanarak, çevreye ve insan sağlığına olan olumsuz etkilerini asgariye indirirken, yeni kaynaklara ilaveten yeni teknoloji/erle enerji hizmetlerini çeşitlendirerek, alternatif enerji kaynaklarını en faydalı şekilde hizmete sunmak durumundayız." diyen Ali Coşkun, ülkenin Sanayi ve Ticaret Bakam Ali Coşkuıı kalkınması ve refahın artışını sağlayacak, daha temiz, güvenli, verimli, ekonomik ve ticari açıdan ulaşılabilir, sürdürülebilir enerji arzının sağlanması-nın, enerji politikalarının temelini oluşturduğunu belirtti ve şöyle devam etti: "Geçmişte ortalama yüzde 8 ila 12 arasında her yıl artan elektrik enerjisi üretimi ve tüketimi, ekonomik krizler do/ayısıyla geçen yıl yüzde 1.4 küçülmeyle karşı karşıya kaldı. Aslında şu anda elektrik enerjisinde kısıntı ve sıkıntı yoksa, sanayide üretimde geride dolayısıyla, kapasite kullanım oranlarının düşmüş olması do/ayısıyla şu anda sorun görünmüyor. Aslında şimdi canlanan ve piyasalara gelen bahar havasını, iktidar olarak kalıcı bir havaya dönüştürmek azmindeyiz. Yavaş yavaş yatırımlar başlıyor. Üretimler artmaya başlıyor. Ekonominin büyüme hızı artıyor. Do/ayısıyla önümüzde en başta elektrik enerjisi dar boğazları görünüyor. Önümüzdeki günlerde yüzde 5 ila 7 civarında bir büyüme hedeflenmektedir. Enerji politikamızın da buna ön ayak olması ve bütün tedbirleri alması gerekmektedir." Enerjiden alınan verginin fiyatları artırdığına dikkat çeken Sanayi Bakanı Coşkun, "geçmiş uygulamalarda vergide GÜNCEL/AGENDA adalet ilkeleri sarsılmıştır. Enerjiye aşırı vergi yüklemesi yapılmıştır. Gerek elektrik enerjisinde, gerek akaryakıtta bir birime karşılık birkaç kat vergi yüklenmiştir. Hatta akaryakıtta verginin de vergisi alınır hale gelinmiştir. Bu üretim alanını, ticari hayatımızı ve sanayimizi girdi maliyetleri bakımından olumsuz etkilemiştir. Büyük ölçüde maliyet enflasyonuna sebebiyet vermiştir. Hükümet bu konuda da enerjide vergiyi azaltmak suretiyle, enerjiyi rekabet yaptığımız ülkeler özellikle üyesi olduğumuz OECD ülkeleri seviyesine indirme konusunda çalışmalarını sürdürmektedir' dedi ve şöyle devam etti: "Elektrik enerjisi Türkiye'de 7.8 cent civarında değerlendiriliyor. Oysa OECD ülkelerinde 4-5 cent civarında. Fakat rekabet piyasası olduğuna göre, globalleşme sürecinde sizin varlığınız rekabet gücünüzü yükseltmekle mümkün olduğuna göre rekabet ettiğiniz ülkelerdeki satın alma parametrelerine göre değerlendirdiğinizde Türkiye'de elektrik enerjisini ihracatçı, sanayici 17 ila 20 cent arasında kullanmış oluyor. Bu fevkalade sıkıntı verici bir durumdur. Bu bakımdan enerjinin temiz, kullanılır, yeterli olmasının yanında ekonomik olması, sanayiyi yakından ilgilendirmektedir." Sanayicileri enerji sektörüne yatırım yapmaları için teşvik edeceklerini söyleyen Ali Coşkun, "Rekabetin öne çıktığı globalleşme sürecinde Türkiye'nin kalkınabilmesinde, sanayileşmesinde tek şansı rekabet gücünü yükseltmeye bağlıdır. Rekabet gücünü yükseltmede de sanayileşme ekonominin motoru durumundadır. Sanayileşmede de önümüzdeki en büyük sorun olan enerji konusunun en kısa zamanda çözülmesi gerekmektedir' dedi. EPDK Başkanı Yusuf Günay, yapmış olduğu sunumda, yeni piyasa modelinin nasıl çalışacağını anlattı. Rekabet esasına dayalı bir elektrik piyasasının oluşturulmasının, ancak ilgili tüm kurum ve kuruluşların reform sürecine aynı özen ve titizlikle yaklaşması ile mümkün olduğunu söyleyen Günay, "bu bağlamda, serbest-leştirme süreci devam eden elektrik enerjisi sektöründe, halen kamunun hakim durumda bulunmasının geçici bir durum EPDK Başkam Yıısııf Giiııay olduğunu, esas itibariyle oluşturulması öngörülen piyasanın özel hukuk hükümlerine tabi olacağını; dolayısıyla kamu şirketlerinin de özel sektör şirketleriyle aynı konumda olduğunu ve diğer piyasa katılımcılarından farklı bir muameleye tabi tutulmamaları gerektiğini üst otorite durumundaki ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının dikkatine sunmak istiyorum. Bu durum, doğal gaz piyasası için de geçerlidir. Bu itibarla, Hazine Müsteşarlığımız ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığımızın, enerji KİT'lerine ilişkin finansman kararnamelerini oluştururken, konuya bu bakış ECOGENERATION WORLD 27
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=