Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 140. Sayı (Mart 2018)
Enerji ve Çevre / Mart 2018 41 enerji-dunyasi.com yer almaktadır. Yurtdışı pazarlarda söz sahibi olmak, dünyadaki ürünlerin fiyat ve kalitesiyle rekabet edebilecek yerli sanayinin gelişimi için yapılacak birçok düzenlemeye acil ihtiyaç bulunmaktadır. İlerleyen zamanda güneş artı depo- lama enerji sektörü içerisinde rol belir- leyici olacağından depolama ile ilgili mevzuat düzenlemelerinin kısa süre içe- risinde tamamlanması gerekmektedir. Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) olarak bu konunun önemini vurgulamak için Enerji Depo- lama konulu ilk seminerimizi 27 Şubat günü İstanbul da üyelerimiz ve sektör paydaşlarımız ile birlikte gerçekleştir- dik. Diğer önemli konu olan Endüstri- yel Çatılarla ilgili de, çeşitli illerimizde seminerlerimizi gerçekleştirmekteyiz. Güneş ülkesi olan Türkiyemizin bu alanda başarılı bir örnek olabilmesi için tüm üyelerimiz ve sektör paydaşlarımız ile birlikte sektörümüzün gelişimi için her türlü girişime katkı ve destek vere- rek çalışmalarımızı devam ettireceğimizi bildiririz.” “DÜZENLEME TEK BAŞINA YETERLI DEĞIL” “Bizim sektör olarak beklediğimiz ve onayladığımız bir değişiklikti. Dolayısıyla bizim açımızdan olumlu bir gelişme. Küçük ölçekte enerji üretimi yapan kişilerin elde ettikleri enerjiyi satarken ödemek zorunda oldukları vergiler, bu alanın gelişmesinde önemli bir engel oluşturuyordu. Dolayısıyla yeni düzen- leme ile bu sorunun kaldırılması umut verici bir gelişme. Ama bu düzenlemenin tek başına yeterli olduğunu söyleme- miz mümkün değil. Çünkü Türkiye’de yatırımcılar, güneş enerji santrallerinin yapı taşı olan panellerin yüksek satış fiyatları konusunda sorun yaşıyor. Mev- zuat gereği yurtdışından panel ithal ede- meyen yatırımcı, yerli üreticilerin artan talep karşısında uyguladıkları yüksek fiyat politikası ile karşı karşıya kalıyor. Dolayısıyla bu durum da ilk yatırımmali- yetini artırıyor. Tüzel kimliği bulunman bireysel girişimleri ele aldığımızda, yatırımcının evine yaptıracağı küçük GES’in kuru- lum maliyeti, enerji üretirken kullana- cağı elektrik tutarı ve yatırımın kendini ödeme süresinin karşılaştırması, henüz teşvik edici bir ortam oluşmadığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla pazarda bek- lenen büyümenin yakalanması çok kolay olmayacak. Temennimiz, bu konuda da yeni düzenlemelerin gündeme gelmesi ve özel kişilerin katkıları ile sektörün her geçen gün büyümesi yönünde. Ülkemizde son 3 yılda, arazi tipi GES’ler tarafında 2 bin magawatt’lık üretim yapan tesisler devreye girdi. Bu da Türkiye için olumlu bir gelişme. Bu sene ise tamamlanan projelerin işletme dönemi başladı. Yani şimdiye kadar yapılan işçiliğin, kullanılan malzeme- nin ve projenin ne kadar doğru olup- olmadığının ortaya çıkacağı ve mevcut verimi sürekli kılacak kontrol ve bakım- ların yapılmasının zamanı. Türkiye’de bu denetlemeleri ve bakımları yapacak yaklaşık 400 sektör oyuncusu var. Yine de bu konu gerçek manasında oturmuş değil. Kısacası tamamlanan GES’lerin verimli bilinçli bir şekilde işletilmesi ve hizmet vermesi şu an sektörün önceliği durumunda.” “SÜREÇ DAHA DA KISALMALI” “Sektörün sivil toplum kuruluşları ile birlikte 10 kw altı yönetmeliğini ve deği- şiklikleri yakından takip etmekteyiz. İlgili kurumlarla fikir alışverişinde bulunarak sektörü doğru yönlendirme çabasında- yız. Sektör olarak; başvuru ile sistemi devreye alma arasındaki sürenin kısal- tılması ve maliyetlerin düşürülmesini heyecanla beklemekteyiz. Son zaman- larda bakanlığın ve ilgili kamu kuru- luşlarının teknik ve ticari açıdan attığı adımları önemli buluyoruz. 10 kw altı çatı tipi lisanssız GES yönetmeliğinde süreç halen istenilen seviyede olmasa da biraz daha kısaldı ve dokümantasyon kısmı bir iki evrak daha azaldı. Sürecin daha da kısalması ve maliyetlerin azaltılması için görüşmelerimizi yapıyoruz. Türkiye’de yapılan GES kurulumları- nın çoğu sağlıklı değil. Özellikle tasarım ve uygulama konusunda önümüzdeki yıllarda çokça rastlayacağımız sorun- lar ortaya çıkacaktır. Bunları başında santral verim düşüklükleri, yanlış ve kalitesiz malzeme seçiminden kaynak- lanan elektrik ve mekanik sistem hataları görülmektedir. Buna bağlı olarak EPC firmalarının da belirli bir sertifikasyon süreçlerini tamamlaması ve periyodik olarak denetimden geçmesi gerekmek- tedir. Örnek verecek olursak, her kamu ya da özel ihalelerde; firma seçiminde aranan tecrübe ile birlikte bu sertifikalar talep edilmeli, yatırım yapacak tarafın firmaların benzer projelerle ilgili refe- ranslarını doğru araştırmaları ve tesisleri yerinde incelemeleri gerekir.”
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=