Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 145. Sayı (Ekim 2018)

36 Enerji ve Çevre / Ekim 2018 enerji-dunyasi.com yönetmelikle tüm binalara BEP-TR hesaplama yöntemi kullanılarak “Enerji Kimlik Belgesi” verilmesi zorunlu hale getirilmiştir [4]. Bu süreç gözönüne alın- dığında, aynı şekilde EPBD-Recast kap- samında binalarda yaklaşık sıfır enerji seviyelerinin hesaplanmasının da yakın bir gelecekte Türkiye için bir zorunlu- luk haline geleceği öngörülmektedir. Mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi de yeni binalar kadar önem arz etmektedir. Bu nedenle çalışmanın amacı, Avrupa ülkelerinde yerel koşullara göre değiş- kenlik gösterebilecek mevcut binaların NZEB olarak yenilenmeleri konusundaki karar verme ve uygulama süreçlerinde karşılaşılabilecek engelleri ve zorlukları derlemek ve tartışmaktır. Çalışma kap- samında Avrupa Birliği’ne üye 8 ülkenin NZEB ile ilgili politikaları incelenmiş ve mevcut binaların NZEB’e dönüşümü sırasında karşılaşılan güçlük ve engeller değerlendirilmiştir. 2. YAKLAŞIK SIFIR ENERJİLİ BİNA KAVRAMI “Yaklaşık Sıfır Enerjili Bina” kavramı, Binalarda Enerji Performansı Revize Direktifi (EPBD-Recast) ile ortaya çık- mıştır. Bu direktifte yaklaşık sıfır enerjili bina, çok yüksek enerji performansına sahip bina olarak tanımlanmıştır ve ihtiyaç duyulan az miktardaki enerjinin çoğunlukla yenilenebilir enerji kaynakla- rından karşılanması zorunlu hale getiril- miştir. Bu tanımda belirtilen “çok yüksek enerji performansı” için mevzuata bağlı standart bir değer verilmemiş olup, her AB üyesi ülkenin hesaplamalar yolu ile kendi ulusal koşullarına uygun şekilde bu seviyeyi belirlemesi beklenmektedir [2, 5]. Yaklaşık sıfır enerjili bina kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte, Avrupa Birliği ülkelerinde 2019 yılından itibaren tüm yeni kamu binaları, 2021 yılından itiba- ren de inşa edilecek tüm yeni binalar yaklaşık sıfır enerji bina olmak zorun- dadır. Avrupa yapı sektöründe, enerji etkin ve yaklaşık sıfır enerjili binalara geçiş dönemi Avrupa Birliği 2020 kar- bon hedefleri doğrultusunda mevcut boşlukları doldurmayı hedeflemektedir. Fakat mevcut binaların NZEB’e dönüş- türülmesi noktasında ülkelerin karşı- laştıkları çeşitli engel ve zorluklar mev- cuttur. Takip eden bölümlerde, Avrupa ülkelerindeki mevcut binaların NZEB dönüşümlerine karar verme ve uygu- lama aşamasında karşılaşılan engeller değerlendirilmiştir. 3. NZEB’LERİN UYGULANMASI AŞAMASINDA KARŞILAŞILAN DESTEKLEYİCİ ETKENLER VE ENGELLER NZEB’lerin uygulanmasına yönelik farklı destekleyici etkenler mevcuttur. Bunlardan ilki, yasa ve yönetmelikler- dir. Yasal düzenlemelerin, NZEB’lerin uygulanmasında en kuvvetli destekle- yici etken olduğu söylenebilir. EPBD ve diğer AB direktifleri, destekleyici birçok farklı noktayı kapsamaktadır. Bir diğer destekleyici etken ise taleptir. NZEB’lere yeterli talep olması, market oluşumuna katkıda bulunacaktır. Bununla birlikte, yeterli talep olmaması da NZEB’leri olumsuz etkileyecektir. Bir diğer etken finansal destekler, NZEB dönüşümüne doğrudan avantaj sağlamaktadır. NZEB’lerin düşük enerji tüketimi kendisini cazip kılan bir diğer etkendir. Kamu sektörü desteği ancak bu yönde oluşturulacak kolay anlaşıla- bilir ve belirgin yasalarla sağlanabilir. Farkındalık da destekleyici etkenler arasındadır. NZEB’lerin yaşam için ne kadar konforlu olduğunun ve bunun çok düşük enerji tüketimleri ile sağ- landığının kullanıcılar tarafından bilin- mesi, NZEB uygulamalarının artması için gerekli bir faktördür. Bu konuda yapılacak eğitimler bilinci daha da artı- rabilir [6, 7, 8]. Aynı zamanda NZEB’lerin uygu- lanmasında çeşitli engellerle karşılaşıl- maktadır. Bunlardan ilki, ekonomik ve finansal engellerdir. NZEB standartlarını uygulama aşamasında karşılayabilmek için gereken mali desteğe erişim sıkıntısı önemli bir engeldir. Ayrıca yüksek ilk yatırım maliyeti ve bu maliyetin uzun geri dönüşüm süresi bir diğer engel ola- rak ortaya çıkmaktadır. Ülkelerin mevcut yasal düzenleme- leri NZEB için yeterli olmadığı durumlar da potansiyel bir engeldir. En çok kar- şılaşılan sorunlar ise net olmayan NZEB tanımı ve yasal tutarsızlıklardır. Bunların yanı sıra teknoloji de engel olarak kar- şımıza çıkmaktadır. Çok fazla yaygınlaş- mamış yeni teknolojilerin göstereceği performans, belirsizlik olarak engel teş- kil etmektedir. NZEB uygulamalarında, büyük oranda bilgi ve beceri eksikliği mevcuttur. İnşaat sektöründe nitelikli denetleyici eksikliği de bir başka engel- dir. İnşaat sektörünün mevcut organi- zasyon yapısı da engel olarak nitelendi- rilebilir. Mimarlar, mühendisler, müteah- hitler, kiracılar, ev sahipleri vb. çok sayıda paydaş içeren inşaat sektörü ve bunların tutarsız finansal talepleri, yenilikçi enerji etkin binalara yatırım konusunda yıldı- rıcı bir etki göstermektedir. Farkındalık ve bilgi düzeyi eksikliği de önemli bir engeldir. Profesyonellerin yeni çözüm- lere aşina olmaması, NZEB’lerden elde edilen iyi uygulanmış örneklerde veri eksikliği mevcut durumu zorlaştırmak- tadır. Bu durum, karışıklık ve yanlış bilgi ortamı oluşturabilmektedir. Kurumsal engel olarak ise inşaat sektörü genel olarak kapalı bir yapıdadır. NZEB’lerin inşaatı için pratikte birçok değişiklik olması gerekirken, sektör içindekiler tarafından engellenebilmektedir. Bun- ların dışında, enerji tasarrufu sadece bir teknik konu değil, ayrıca kullanıcıların yaşam biçimlerine de bağlıdır. Sosyal ve davranışsal açıdan ortaya çıkan bu engeller, daha çok inşa sonrası aşamaları ilgilendirmektedir [6, 7, 8]. Q 'HYDP HGHFHN MAKALE

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=