Enerji ve Çevre Dünyası 15. Sayı (Ocak-Şubat 2003) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

40 GÜNCEL/AGENDA kombine çevrim santralı kurulmasına ilişkin anlaşmayı 2002 yılı sonunda imzalamıştır. Belirtmiş olduğum yatırımlara ilave olarak, üretimde kaynak çeşitliliğine ulaşmak amacıyla, özellikle hidroelektrik santral yatırımı imkanlarını da değerlendiriyoruz. Kojenerasyon santralleri, yüksek verimliliği ve ihtiyaç noktasında üretim yapılması itibariyle yeni piyasa yapısında da rekabetçi olmaya devam edecektir. Ancak bu tesislerin yatırım kararı aşamasında, elektrik ve ısı enerjisi temin edeceği ihtiyaca uygun olarak tesis edilmesi çok önemlidir. Bu noktada dikkat çekmek istediğim bir nokta, sanayicilerimizin, aynı anda elektrik ve ısı enerjisi üretmek adına, birim yatırım ve üretim maliyeti yüksek olan, çok küçük kapasitelere sahip atıl tesisler kurmamaya özen göstermeleridir. Aslına bakarsanız, siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı doğal gazın yurt çapına yayılması özellikle son birkaç yıldır istenilen hızda gerçekleşememiştir. Bu olayın bir başka boyutu da, yeni bölgelere doğal gazı ulaştırılmadığı taktirde, Türkiye'nin yapmış olduğu doğal gaz ithalat anlaşmalarındaki al-ya da öde maddeleri nedeniyle ileriki yıllarda sıkıntıya düşme ihtimalidir. Bilindiği üzere 1987 yılında tamamlanan ve Bulgaristan üzerinden Rus gazını Türkiye'ye getiren ilk ana iletim hattına ilave olarak, şu ana kadar Doğu Anadolu Doğal Gaz İletim Hattı (Doğubeyazıt-Ankara), Ege Doğal Gaz İletim Hattı (Karacabey - İzmir) ve Mavi Akım'ın Türkiye kısmı olan Samsun-Ankara arasındaki iletim hatlarının yapımı tamamlanmıştır. Bu iletim hatlarına ek olarak ihale edilen ve 2004'de tamamlanması beklenen Güneybatı İletim Hattı (Konya-İzmir) ve Güney İletim Hatlarının (Sivas-Gaziantep Mersin) finansmanında bir miktar gecikme olmasına rağmen, yapımına yakın bir zamanda başlanması beklenmektedir. Doğal gazın yurt çapında yaygınlaşması ile sanayi ve konutlara ulaşması için iletim hatlarının tamamlanması yeterli olmamaktadır. Bu iletim hatlarından şehirlere ve büyük sanayi tüketicilerine gazı ulaştıracak olan bağlantı ve dağıtım hatlarının da tamamlanması gerekmektedir. Doğal gaz ulaşmamış illere dağıtım şebekelerinin yapılmasıyla ilgili olarak son birkaç yıl içinde neredeyse hiçbir çalışma gerçekleşmedi ne yazık ki. Ancak liberal bir doğal gaz piyasası hedefleyen 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nun verdiği yetkiye dayanarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) geçtiğimiz aylar içinde, Kayseri, Konya ve Erzurum dağıtım şebekelerinin yapılması için ihaleye çıkılmıştır. İhalelerin sonuçlanması, yatırma başlanarak konutlara doğal gaz dağıtımına başlanması en az 2 yıl alacak bir süreçtir. Bu iller dışındaki illere doğal gaz götürmek için ihalelerin gecikmeden yapılması gereklidir. gerçekleşmiştir. Ancak 2002 yılında %4,3 oranında artarak, tekrar artma eğilimine girmiştir. 2003 yılı ve sonrasından ENERJi & KOJENERASYON DÜNYASI itibaren ise elektrik tüketim artış oranının kriz öncesi seviyelerine geri dönerek, yıllık ortalama %7-8 oranında gerçekleşeceğini tahmin ediyorum. Hal böyle iken, en geç 2006 yılında yeni kapasitenin devreye girmesi gerekecektir. Serbest piyasaya giriyoruz diye, yeni yatırımları nasıl olsa özel sektör yapar gibi bir hava var. Ancak unutulmamalıdır ki serbest rekabet ortamında işleyen sağlıklı bir elektrik piyasası faaliyete geçmediği taktirde, bu tarihlere gelindiğinde Hazine garantisi olmaksızın yatırım yapacak yatırımcılar bulunmayabilir. Bir elektrik santralın yatırım sürecinin, santral tipine göre 3-5 yıl gerektirdiği dikkate alınırsa yatırım kararlarının en geç 2003 yılı içinde alınması gerektiğine inanıyorum. Akenerji olarak, liberalleşen sektörün geleceğine olan inancımız tamdır. Bu çerçevede, serbest piyasanın gereklerini de dikkate alarak, daha verimli ve farklı kaynaklara dayalı büyüme politikamızı devam ettirmeye kararlıyız. Alp Zor Topkapı Endüstri A.Ş. Genel Müdürü Serbest Elektrik Piyasasının işlemeye başlayacağı zaten Elektrik Piyasası Kanunu ile belirlenmişti. O zamandan bu yana Türkiye piyasasına verdiğimiz ağırlık aynen ve artarak sürecektir. Kojenerasyon yatırımlarının artarak sürmesi için tüm ortam şartları zaten hazır durumdadır. Rekabetin buna bir etkisi olacağını sanmıyorum, olsa olsa rekabetin aşağı çekeceği elektrik fiyatları nedeniyle kojenerasyon kararı alınması olumsuz etkilenebilir, ancak bu yatırımın rantable bir yatırım olduğu gerçeğini değiştirmeyecek, ancak tesis yatırımının geri dönüş süresini elektrik fiyatlarında sağlanacak ucuzluk oranında ileri atacaktır. Dolayısı ile bu yoruma katılmam mümkün değildir. Bugünkü hızla doğalgaz dağıtım hatlarının yapımının sürmesi ve sanayinin görece yoğun olduğu yeni yörelere gaz arzının sağlanması kojenerasyon yatırımlarına yeni potansiyel yaratmaktadır. Ancak, gaza yeni kavuşan bu yörelerde süratle son kullanıcılara gaz arzı sağlanması ve kullanımlarına imkan verilmesi için iyi planlanmış yöresel dağıtım faaliyetlerinin de derhal hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu konu hakkında görüş bildirecek kadar konunun ilgilisi ve bilgilisi olmadığımdan yanıt veremeyeceğim. Ancak bu boyutta ve yaklaşık 15 yaşında bir monopolün bu konuda kolaylıkla ve süratle bir devinim kazanabileceğine şahsen inanmıyorum. Evet; ve ne yazık ki bu, kanımca TEAŞ ve/veya TEDAŞ'ın EPDK üzerinde hiçbir yetkileri olmamasına rağmen kurdukları baskı sonucu lisans verme süreçlerinin uzaması, ya da bugüne kadar olduğu gibi hiçbir lisansın verilmemesi gibi caydırıcı ve

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=