Enerji ve Çevre Dünyası 15. Sayı (Ocak-Şubat 2003) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

GÜNCEL/ AGENDA ticarethane ve mesken tarifesine göre % 50-60 daha ucuza elektrik enerjisi üretmek mümkün olmaktadır. Kojenerasyon santrallerinin yüksek çevrim verimliliği sayesinde oluşan ekonomiklik özelliğinden dolayı, ilk yatırım maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı kullandığı yakıtların ucuzluğuna rağmen diğer kömüre, doğal gaza ya da diğer kaynaklara dayalı hiçbir büyük ölçekli şebeke santralleri enerji üretim maliyetinde kojenerasyon ile yarışamamaktadır. Yatırımcısı devlet ya da özel sektör kim olursa olsun, termal santrallerde elektrik üretirken açığa çıkan ısı enerjisinden yararlanamayacaklarından dolayı toplam verimleri kömürde % 38'den, fuel oil santrallerinde % 36'dan, kombine çevrimli santrallerde % 55'ten daha büyük olmayacağı ve de üretilen enerjinin iletim ve dağıtım hatları ile (ülkemizde bazı bölgelerde trajik rakamlara ulaşan kayıp-kaçak oranlarını daima dikkate almak zorundayız.) belli kayıplar ile son tüketicilere ulaştırabilecek hiçbir sistem, % 80- 90'Iara varan çevrim verimliliklerinde enerji üreterek, tüketildiği yerde enerji üretecek kojenerasyon sistemleri ile yarışamaz. Bu sebepten, bugüne kadar olduğu gibi serbest elektrik piyasası oluştuğunda da kojenerasyon sektörü yoluna aynı hızda devam edecektir. 42 Fakat, şunu da hatırlatmak gerekmektedir ki, geçtiğimiz son bir buçuk sene kojenerasyon sektörünün en kötü dönemlerinden biriydi. Aslında, fizibilitelerindeki ekonomiyi görerek bir çok kuruluş kojenerasyon ünitesi kurup kendi enerji ihtiyaçlarını karşılamaya karar vermiş olmasına rağmen, bir döneme kadar Enerji Bakanlığı'ndan, 3 Eylül 2002'den bu yana ise EPDK'dan müsaade ya da lisans alamadığı için, yatırımlarını bekletmektedir. Yaklaşık, 70-100 milyon $'Iık bir enerji yatırımı, hiçbir hazine garantisi vs istememesine rağmen sadece lisansların verilmesini beklediği için ekonomiye kazandırılamamıştır. EPDK'nın önünde yığılı bir çok konu olmasına rağmen bu konuda kojenerasyon sektörünün önünde duran bu büyük lisans alma problemine, ivedilikle eğilmelerini, kojenerasyon imalatçıları olarak kendilerinden bekliyoruz. Ülkemizde doğal gaz ve elektrik enerjisi konularındaki devinimler karşısında, Kale Grubunun 50 senelik sanayicilik birikimini de destek alarak, grubumuzun hizmet alanındaki konulara ilave teknolojiler de katarak, müşterilerimizin doğal gaz ve elektrik enerjisi konularındaki ihtiyaçlarına anahtar teslim çözümler getiren, Kale Enerji'yi tesis ettik. Kale Enerji olarak, Kale Kalıp markalı kendi teknolojimiz ve imalatımız olan çok çeşitli kapasitelerdeki, ev ve sanayi tipi gaz sayaçları ve A-B-C tipli Doğal Gaz Regülasyon ve Ölçüm (RMS) istasyonları ile Hollandalı HABO BV firması ile beraber gerçekleştirdiğimiz ve de modül başına 30kW'dan 1.8 MW'a elektrik üretim kapasitesine kadar toplam 21 değişik kojenerasyon ünitesi içeren çok zengin ürün gamımızla biyolojik gaz tesisleri de dahil olmak üzere her türlü sektörden gelebilecek talepleri satış sırasındaki uzman mühendislik kadromuzla beraber ve satış sonrasındaki geniş servis hizmeti ve özellikle hizmet sürekliliğinin büyük problem olan ülkemizde, Kale gibi güçlü ve köklü bir firmanın hizmet garantisi ile karşılamaktayız. ENERJi & KOJENERASYON OÜNYASI General Electric ortaklığı ile kurulmuş olan Kale Power Can trol firmamız ile de beraber, doğal gazın basıncının düşürülüp, ölçülüp müşterilerimizin tüketimine sunulması ve bu doğal gaz ile çalışacak kojenerasyon tesisinin inşa edilmesi ve sonrasında üretilecek elektriğin şebeke ve tüketim bölgesi ile bağlantılarının yapılmasını da içeren tam bir anahtar teslim hizmetini Kale Grubu şirketleri olarak verebilmekteyiz. Grubumuzun ülkemiz enerji sektöründe bugüne kadar vermiş olduğu hizmeti, ülkemiz doğal gaz sektöründe yapılacak bir çok yeni yatırımlar ve elektrik enerjisinde oluşan serbest elektrik piyasası ışığı altında yapılanan yarınlara da geliştirip, genişleterek ülke ve müşterilerinin hizmetine sunmaya devam edeceğiz. Gürhan Türeli Gama Kazan Teknolojisi A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Bilindiği gibi EPDK tarafından 3 Mart tarihi serbest tüketici günü olarak ilan edildi. Bu tarihten itibaren başlangıçta yoğun olarak yaşanacak ilişkiler daha çok büyük tüketiciler ile toptan satıcılar arasında olacaktır. Ama şunu da unutmamak gerekir ki, zaten büyük tüketiciler son birkaç yıldır otoprodüktör gruplarının bünyesine dahil olarak, daha ucuz elektrik temin etmeyi başarmışlardır. Özetle bu ilk etapta firmalar arası kontratların yeniden gözden geçirilmesine ve otoprodüktör gruplarındaki birtakım ortakların yaptıkları anlaşmalar el verdiği sürece, başkalarıyla ilişkiye geçmelerini sağlayacaktır. Biz ise zaten Türkiye marketine ağırlık veren bir firma olarak bu gelişmeleri dikkatle takip etmeye devam edeceğiz. Elektrik piyasasında rekabetçi olmak için yatırımcılar ya büyük makine grupları seçmek suretiyle verimi artırmak ya da kojenerasyon tesisleri yardımıyla elektrik üretimi üzerine düşen yakıt payını azaltmak zorundadırlar. İlk seçenek yatırımların büyülüğü ve marketin belirsizliği yüzünden bir miktar daha zamana ihtiyaç duyacaktır. Bu nedenle ikinci seçeneğin cazibesinde bir artış olacaktır. Altyapı yatırımı olarak bu yeterli değildir elbette. Buna ek olarak dağıtım şebekelerinin de bir an önce tamamlanması gerekmektedir. Aksi takdirde çok büyük tüketiciler dışında çok az firma iletim hattı bağlantı maliyetini üstlenebilir. Firmalar bir süredir bu konu üzerinde çalışıyorlar. Görünen en büyük zorluk bu kontratlarla birlikte devredilecek olan "al ya da öde" yükümlülüğünün nasıl halledileceğidir. Bu sorumluluğun firmalar tarafından kabul edilmesi biraz zor görünmektedir. BOTAŞ'ın bu yükümlülüğü devretmemesi de çok anlamlı değildir. O halde geriye en kolay uygulanabilir çözüm olan ihracatçı ülkelerle birlikte hareket edecek firmaların kontratları devralması ve böylece "al ya da öde" sorumluluğunun ortadan kalkması olacaktır. 2. sorunun cevabına paralel olarak küçük ve orta ölçekli kojenerasyonların önünün açık olduğuna inanıyoruz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=