Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 150. Sayı (Mayıs-Haziran 2019)

Enerji ve Çevre / Mayıs-Haziran 2019 25 enerji-dunyasi.com üretiminde kullanılır ve toplam enerji üretiminin daha yüksek seviyelere ulaş- masını sağlar. Türkiye gibi enerjide dışa bağımlılığı yüksek olan bir ülke için bu sistemler; enerji verimliği, mali açıdan tasarruf ve çevresel atıkların azaltıl- masını sağlamaktadır. Sadece elektrik üretimi yapan bir gaz türbini kullan- dığı enerjinin düşük bir kısmını elektrik enerjisine çevirebilir. Kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri ile bu oran çok daha yükse seviyelere ulaşabiliyor. Bu sistemler enerji maliyetlerin azaltılması konu- sunda oldukça katkı sağlamaktadır. Bu sistemlerin kulanım sayısı ülkele- rin gelişmişlik seviyelerine göre doğru orantılıdır. Ülkemizde de bu sistemlerin giderek artacağı kanaatindeyim. Biyogazdan elektrik üretimi Türkiye’de giderek yaygınlaşmaya başlayan bir konu? Ülkemizin bu alandaki elektrik üretim potansiyeli hakkında bilgi verebilir misiniz? Ülkemiz yeraltı kaynaklarından yoksun gibi görünse de (ki bu ayrı bir tartışma konusu) yer üstü kaynakları bakımından çok zengindir. Bu konuya ilişkin yayınlanmış çok sayıda bilimsel çalışma ve rapor bulunuyor. TMMOB (Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği) tarafında yapılan bir araştırmaya göre; sadece rüzgar enerjisinden elde edebileceğimiz enerji potansiyelimiz, ülkemizin mevcut kurulu gücünden fazladır. Biyogaz özelinde bakacak olursak, son elde edilen bilgilere göre ülkemizin biyokütle potansiyeli tama- men değerlendirilebildiği taktirde, yaklaşık 10 GW seviyesinde bir ener potansiyeli bulunduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizin kurulu gücünün yaklaşık 90 GW olduğunu düşünürsek, söz konusu potansiyelin değeri daha iyi anlaşılabilir. Biz de bu potansiyelin bilinciyle yatı- rımlarımızı gerçekleştirdik. Şu an firma olarak iki adet biyogaz tesisine sahip durumdayız. Atıksu arıtma tesislerinde enerji geri kazanımına yönelik ne gibi çalışmalar gerçekleştirmektesiniz? Kentsel alanlardan kaynaklanan atıksuların sınıflandırılması ve filtre- leme, karmaşık ve seçici bir süreci içerir. Temizlenen ve yabancı maddelerinden arındırılan su kontrol edilir, onaylanır ve sonra nehirlere deşarjı için izin verilir. Su ile taşınan ve arıtma tesisine geti- rilen bileşenler, filtreleme ve boşaltma yoluyla saklanan ve ayrılan, çamur ve balçık formunda organik ürünlerdir. Çamurun anaerobik sindiriminin üret- tiği gaz içeriği yaklaşık % 55-65 metan, % 30-40 karbondioksit ve diğer atık gazlardan oluşur. Gaz, çamur ısıtmak ve kazan yakıtı olarak kullanımı için gazometrede depolanmıştır. Atıksu arıtma tesisle- rinden üretilen gazın yakılıp elektrik ve ısı enerjisi olarak kullanılması için uygun gaz motorları temin edip, tesisin bu kısmını projelendirmekteyiz. En son aldığımız proje ise Balta Limanı Atıksu Arıtma Projesi olup, 4 adet 1.2 MW’lık Siemens gaz motorunu Haziran ayında teslim edeceğiz. Firma olarak hedefleriniz nelerdir? Türkiye dışında belirlemiş olduğunuz hedef pazarlar bulunuyor mu? Firma olarak temel hedefimiz, öncelikle ülkemizde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kültürünü yay- mak ve bu konuda halkımızı bilinç- lendirmektir. Bu ülkemiz için öncelikli sorumluluğumuzdur. Tabii ki her firma gibi biz de, sorumlu olduğumuz bölge- lerde ürünlerimizi daha fazla sunmaya yeni projelere ürünlerimizi vermeye çalışıyoruz. Son olarak eklemek istedikleriniz? Yenilebilir enerji ve enerji verimli- liği konusu nereden bakılırsa bakılsın, fikirler ne olursa olsun, önce mevcut toplumların ve tabii ki canlıların gele- ceğini direkt ilgilendirmektedir. Geze- genin kaynakları sınırlı, tasarruflu olmak zorundayız! Gezegenin iklimi bizim aleyhimize değişiyor, yenilenebilir enerji kaynaklarına daha çok yatırım yapıp, bu kaynakları daha çok kullan- malıyız. n Baltalimanı AAT 4,8 MWe Türkiye'nin ilk karasal LNG üretim santrali / Afyon

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=