Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 152. Sayı (Eylül 2019)
30 Enerji ve Çevre / Eylül 2019 enerji-dunyasi.com de kullanılan ekipmanın yerlileşmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı- ğı’nın sektöre de danışarak oluştura- cağı temel bir strateji belgesine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Böyle bir bel- genin Paris antlaşmasını da gözeterek ve Çevre ve Şehircilik, Tarım ve Orman, Hazine ve Maliye Bakanlıkları ile eşgü- düm ve mutabakat içerisinde hazır- lanması gerekiyor. Oluşturulan temel stratejik hedeflerle beraber özellikle üç noktada açık ve net düzenlemeler yapılmalı: Önümüzdeki en az beş yılı kapsayacak ihale yöntem ve takvimi, yenilenebilir enerji üretimine ve yerli ekipman imalatına yönelik teşviklerin 2020 sonrasında nasıl düzenleneceği, projelerin izin süreçlerinin bakanlıklar arasında mutabakat sağlanarak yalın, şeffaf ve yeknesak hale getirilmesi… Bütün bunların yanında projelerin finansmanına yönelik kamu tarafından ne tür rahatlatıcı önlemlerin alınacağı- nın da tartışılmasında yarar görüyoruz. Enerji sektöründe çok hızlı değişimler yaşanabiliyor. 10 yılı geride bırakmış bir firma olarak, sektörün geleceğine yönelik öngörüleriniz nelerdir? Türkiye elektrik piyasası kapsa- mında mevcut kurulu güç ve son yıl- larda yapılan yatırımlar açısından kısa vadede herhangi bir arz güvenliği sıkın- tısının beklenmediğini söyleyebiliriz. Orta ve uzun vadede de özellikle baz yük ihtiyacını karşılayacak santrallere yapılan yatırımların kapasite mekaniz- maları gibi uygulamalarla teşvik edile- rek sürekliliğinin sağlanması ile Türkiye arz sıkıntısı sorununu aşabilir. Bu sürecin devam edebilmesi için belirli koşulların sağlanması gereki- yor. Genel olarak enerji sektörünün beklentisinin elektrik ve gaz piyasa- larında fiyatların maliyet bazlı ve arz/ talep dengesine göre oluştuğu, devlet müdahalesinin zorunlu haller dışında yaşanmadığı, doğrudan veya çapraz teşviklerin kalktığı bir piyasa olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, öz tüketim modeli olarak da adlandırılan, dağıtık üretim için izin süreçlerinin sadeleştirilerek, ülke gene- linde koordinasyonun sağlanması ve tüketicilere yönelik finansman kaynak- larının çeşitlendirilmesi gibi adımlar da atılmalıdır. Diğer yandan muazzam bir hızla gelişen teknoloji izlenerek, enerji depo- lama sistemleri, elektrikli araçlar, mikro şebekeler gibi alanlarda Türkiye’nin kendi teknolojisini geliştirmesine ola- nak sağlayan teşvikler ve hukuksal alt- yapı hazırlanmalıdır. Dünya hızla verimli dağıtık enerji üretimine geçiyor, bu treni kaçırmamamız lazım. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımların teşvike ihtiyaç duymadan, piyasa koşullarında gerçekleşmesi mümkün mü? Son yıllarda özellikle güneş ve rüz- gâr teknolojilerinde yaşanan hızlı geliş- meler bir yandan kullanılan ekipman verimliliğinin önemli ölçüde artmasına, diğer yandan maliyetlerin düşmesine yol açtı. Tüm dünyada yapılan enerji satış fiyatı bazlı ihalelerde bunun etki- sini görüyoruz. Bugün artık rüzgâr ve güneş en ucuz elektrik üretim kaynak- ları haline geldi. Dolayısıyla iyi gelişti- rilmiş, verimli rüzgâr veya güneşi olan alanlarda kurulacak tesislerin bir teşvike ihtiyaç duymadan ekonomik fizibilitesi- nin sağlanabileceğini görüyoruz. Diğer yandan bu tesislerin yatırımmaliyetleri- nin yüksek olması nedeniyle sadece öz sermaye ile kurulmaları pek mümkün değil. Finansman sağlayan kuruluşlar ise, sabit bir gelir garantisi arıyorlar, piyasa riskini taşımak istemiyorlar. Sonuç olarak bir tesisin verimli bir alanda, en verimli teknoloji ve görece düşük maliyetle kurulması durumunda bile, finansman sağlanabilmesi için minimum geliri makul bir süre için garanti edecek teşvike hala ihtiyaç var. Aynı şekilde yerli ekipman kullanı- mının özendirilmesi, bu sayede tekno- loji transferinin sağlanması ve yan sana- yinin güçlenmesi ile birlikte Türkiye’de rekabetçi bir rüzgâr veya güneş sana- yinin kurulması için belli oranda teşvik gerekli. Özellikle içinde bulunduğumuz yıllarda yerli finansman maliyetinin artmış olması nedeniyle, yatırımcıların daha uygun şartlarla sağlayabildikleri ihracat kredilerini kullanabilmek için yerli ekipman yerine ithal ekipmana yönelmelerini ancak bu şekilde engel- lemek mümkün olacaktır. n SÖYLEŞİ
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=