Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 154. Sayı (Kasım-Aralık 2019)
Enerji ve Çevre / Kasım-Aralık 2019 27 enerji-dunyasi.com turmalıyız. Bu sağlanabilirse Türkiye’deki doğal- gazın yaygınlaşması ve çok daha fazla kullanılması, dolayısıyla da tüketim mik- tarı artabilir. 4646 no’lu yasada serbestleşme var. Ama şu an Türkiye’de doğalgaz ithalatı- nın neredeyse tamamında BOTAŞ var, diğer gaz ithalatçıları devreden çıktılar. BOTAŞ tek operatör, tek karar verici merci iken istenilen ve beklenen iyileş- tirilmelerin yapılabilmesinin olanaksız olduğu açıkça görülüyor. 2001 yılındaki yasa hala gündemdeyken ve hala Tür- kiye’de bağımsız bir operatör yokken bunlar nasıl yapılabilir? Doğal olarak, tüketim ve piyasa tarafı olmak üzere iki farklı durum olduğunu, yani genel fiyatlandırma ve gelecek ile ilgili bir durum olduğunu, öncelikli kabul etmek ve her ikisini de çözmek için birlikte hareket etmek gerek. Bu nedenle ve öncelikle doğalgaz ithalatı serbestleştirmeli, bunun için geçerli olan mevzuatlarımız yenilenmeli, güçlü bir iç pazar mekanizması kurulmalı, ticari ve hukuki engeller ortadan kaldırılmalıdır. Yani mevcut yasal altyapıyı değiştirmeli, yeni fiyat ve ödeme bazlı düzenlemelerle, iyi işleyen bir doğalgaz iç piyasası oluş- turmalıyız, hem de en kısa zaman içinde. Bugün için buna uygun koşullar var. Bir başka deyişle, bunların tama- mının gerçekleşebilmesi için ülkemizin bir doğalgaz ticaret merkezi yani HUB olması gerektiği ısrarla belirtilmesine kar- şın, bu konuda ne yazık ki hiçbir adım atılmıyor veya atılamıyor. Bunun olabilmesi için öncelikle hükü- met yetkililerimizin buna kararlı ve niyetli olması gerekiyor. Örneğin şu an Türki- ye’deki elektrik üretim kapasitesi ihti- yacımızın iki katı durumdayken Avrupa ile elektrikte olduğu gibi doğalgazda da bütünleşemiyorsak bunun bir anlamı olmaz, olamaz. Gerek bu yılsonunda devreye gire- cek olan Türk Akım 2 boru hattı, gerekse TANAP boru hattı ile zaten önemli bir miktardaki doğalgazın ülkemiz üzerin- den Avrupa’ya akışını sağlayacak bir alt yapıya da sahibiz. Ama neden bunun satışında da söz sahibi olamıyoruz? Yapılmış anlaşmalarda bu konu neden yer almamış? Bunları anlamak olası değil. Bu fırsat- lar zamanında değerlendirilmiş olsaydı şimdi Avrupa’daki doğalgaz ticaret mer- kezlerinde (şu an Avrupa'da 8 adet mer- kez var) belirlenmekte olan fiyatlar gibi biz de fiyatı belirler, serbestçe alım satımı yapar ve halkımıza şimdiki fiyatların yarı- sına doğalgazı verebilirdik. Geçmiş dönemde yapılan anlaş- malarda “öncelik halkımızın ve elektrik üreten doğalgaz santrallerinin gereksi- nimi olan doğalgazın teminini yani arzını garanti etmek üzerineydi” denebilir. Ama geçtiğimiz yıllarda Silivri açıkla- rında deniz dibinde ve Tuz Gölü dibinde yaptığımız doğalgaz depolama olanak- larımızla zaten 5 milyar m 3 lük bir kapa- siteye sahip olduk. Böylece yıllık yaklaşık 50 milyar m 3 lük tüketim miktarımızın %10’unu depolayabilmiş olduk. Yakın gelecekte de bu miktarı 10 milyar m 3 e çıkararak %20’lik depolama kapasitesine sahip olmaya yönelik kararlı çalışmala- rımız var. Ayrıca LNG konusunda Türkiye gele- ceğini iyi gördü ve 34milyar m 3 hacminde LNG potansiyeline sahip olarak dünyada 8’inci, Avrupa’da da 2’inci konuma ulaştı. Dolayısıyla artık elektrik kesilmeleri- nin önü alınmış, soğuk günlerde gerek- sinimimiz olan daha fazla doğalgazı da depolama olanağına kavuşmuşken bizim HUB olma olanağımızı değerlendireme- yişimizin nedeni ne olabilir? 2014’ten bugüne hükümetimiz doğalgaz fiyatlarını sübvansiyon için 12 milyar ABD doları para harcamışken, BOTAŞ ve devletimizin desteğiyle tüke- ticilerin korunması nereye kadar sürdü- rülebilir? Sonuç olarak, ülkemizin bir doğalgaz ticaret merkezi olması konusunda var olan koşullar o kadar uygun ki bunun yapılabilmesi için uğraş verilse başarılı olunacağı neredeyse kesin gibi görünü- yor. Örneğin 1987 yılında transit konu- munda olan Bulgaristan’ın şimdi Türki- ye’den doğalgaz alacak durumda olması çok önemlidir. Bununla birlikte Balkan- lar’ın doğalgaz talebinin günümüzde çok olmasa bile yakın bir zaman içinde şimdikinden çok daha fazla olacağı kesin. Böylece önce Bulgaristan ve Yunanistan ile birlikte Balkanlara, sonra da İtalya pazarına doğalgaz sağlanabilir. Türkiye bir ticaret merkezi olur… Ama bunun için gerekli olan mevzuatları ve görevlerimizi de yaparsak ve doğalgaz ithalatını da serbest duruma getire- bilirsek, o zaman doğalgaz alım birim fiyatımız yarıya düşebileceği için her yıl enerjiye ödediğimiz 45-50 milyar ABD doları bedel de belirli oranlarda azalabilir. Son söz; önümüzdeki dönemde Avrupa’nın 100 milyar m 3 doğalgaz ihti- yacının olacağı konuşulurken ve bunun temininde bizim de şansımız olabilecek- ken bunları değerlendirmek için hemen çalışmalara başlamak önceliğimiz olma- lıdır. n Fırsatlar zamanında değerlendirilmiş olsaydı şimdi Avrupa’daki doğalgaz ticaret merkezlerinde belirlenmekte olan fiyatlar gibi biz de fiyatı belirler, serbestçe alım satımı yapar ve halkımıza şimdiki fiyatların yarısına doğalgazı verebilirdik.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=