Enerji ve Çevre Dünyası 16. Sayı (Mart 2003) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

ayrı bir anlaşmanın, ortaya getireceği komplikasyon... Bunların yerine örneğin, dernek olarak şu öneride bulunsak, aynı tedarikçi, bakım süresince, tüketicisinin kullanacağı elektriği temin etmekle yükümlü olsun. Ama hangi fiyatlarla bu elektriği temin ediyorsa, o aynı şekilde tüketicisine fatura etsin. Plan dışı duruşlarda, TETAŞ'ın fiyatları üzerinden tüketicinin ihtiyacı olan elektrik o süre içerisinde, o faturayla tüketiciye aktarılması lazım" oldu. Armağan Danışmanlık Şirketi'nin Yöneticisi Tahsin Armağan, yapılan yorumlarla ilgili "aslında bu olacakları biz eskiden beri bekliyorduk. Bundan 1 O yıl kadar önce ilk kojenerasyon tesisleri ya da otoprodüktörler kurulurken, yabancılar bizi uyarıyordu. Kapasitenize uygun sistemi seçin, çünkü ileride başınızı bunlar gelecek diyorlardı" değerlendirmesinde bulundu. Yaşananları dünyanın, globalleşmenin ve tekniğin gerçeği olarak niteleyen Armağan, "Bunları yaşamak zorundayız" dedi ve şöyle devam etti: "En azından önümüzde bir yönetmelik var. 1 O yıldır, hiç yönetmeliksiz, yani dalgalara karşı lodosta çırpınan bir gemi gibi gittik. Arkadaşlarımız hangi zorluklarla karşılaştıklarını biliyorlar. Yazılı metinler olmayınca, bireysel mücadelelerle, ilgili uzmanların kendi verecekleri kararlarla her müteşebbis ayrı yönde kendi neticesini bulmaya çalışıyordu. Birşeyin varlığı hiç olmamasından çok daha iyi. Tabii ki aksaklıkları olacak, bunların el birliğiyle, Türkiye Kojenerasyon Derneği'nin de katkılarıyla giderilmesine çalışılacağını ümit ediyorum. Öncelikle, bağlantı konusunu söyleyeyim. Aslında bağlantı konusunda söylenenlerin bir çoğu yazılı olmasa da zaten 10 sene içinde tahakkuk ettirilmişti. 1 O MW'a kadar olanlar fidere bağlanmayabilir, dağıtım merkezine bağlanabilirdi. 1 O MW'tan fazlasına özel fider tahsisi olması. 50 MW'dan fazlası, iletim sistemine bağlansın şeklinde uygulamalar vardı. Bunlar yazılı olmasa da yine birçok arkadaşımızın çabalarıyla tek tek izah edilerek çözüme kavuşturulmuştur. Çünkü GÜNCEL /AGENDA Kişot gibi, üretim şirketi gibi devletin karşısına çıkıyoruz. Bütün yükümlülükleri üzerimize alıyoruz, mücadelemizi veriyoruz. Bunu da yönetmeliklerin, yasaların bir iki yerinde otoprodüktör kelimesi geçiyor diye yapıyoruz. Aslında burada biz belki de yanlış yapıyoruz. Bizim öncelikle otoprodüktör ile üretim şirketini ayırmayı denememiz lazım. Otoprodüktöre ya da kojenerasyona bazı ayrıcalıklar sağlatmamız gerekiyor. Bunu başaramazsak, 500 MW'lık, 1000 MW'lık üretim şirketleriyle (ki bunun olacağını ben zor görüyorum) rekabet etmek zorunda kalacağız. Bu büyük santralleri devlet garantisi olmadan kim kuracak, kim bunlara kredi verecek? Kim bunların kontr garantisini verecek, nasıl üretim şirketleri çıkacak? Yine sizler gibi Don Kişotlar ortaya çıkacak. 100 MW, 200 MW, üretim şirketiyiz diye birşeyler yapma çabasında olacağız. Pahalı enerjiyle yapacağız. Ucuz enerji dururken, yüzde 35 olan doğal gazı yüzde 50'Iere, 70'Iere çıkarıp, yine birşeyler yapmaya çalışacağız. Bence olayı önce ikiye ayırmak lazım. Üretim şirketini değil, otoprodüktörü konuşuyoruz. Otoprodüktörü de ikiye ayırmamız lazım. Zaten kanun da ikiye ayırmış. Diyor ki, yüzde 70 verimin üzerinde olanlar, müşterisinin ısısını temin ediyorsa, dengeleme ve uzlaştırmaya girmiyor. Yasada ve lisans yönetmeliğinde bu var. İkincisi, santrale doğrudan barayla bağlı olan müşteriler de, hangi kapasitede olursa olsun, dengeleme ve uzlaştırmaya girmez diyor. İşte kojenerasyonun, hakiki otoprodüktörlüğün ana unsurları bunlar. Bunları gerçekleştirdiyseniz, hiçbirşeyden endişe etmenize gerek yok. Türkiye'de dağıtım yönetmeliği veya 1958 yılında çıkmış olan bir Elektrik Tarifeleri Talimatnamesi vardı. Bu 1958 yılındaki Elektrik Tarifeleri Talimatnamesi, Enerji Bakanlığı'nın yürütümünde; o zaman Sanayi Bakanlığı bakıyordu. Sanayi Bakanlığı'nın denetiminde ve yürütülmesinde en küçük noktayla, en büyük tüketicinin hangi şartlarda enerjisini alabi leceğini, imar Kanununa tabi olup olmadığını, tesisi kimin yapacağını, sisteme iştirak edenlerin ödeyeceği payı düzenliyordu. O zaman bu dağıtım sistemleri, iletimin dışında, belediyelerin uhdesindeolduğu için belediyeler kendi İmar Kanunları yanında, Enerji Bakanlığı'nın Elektrik Tarifeleri Talimatnamesine uymak zorundaydılar. Ne olduysa, 1970'Ii senelerde bakanlığa sorduğumuzda bu talimatnameden habersizdi. Hele daha sonraları, belediyeler de kurulan sisteme devredilince, her dağıtım şirketinin kendine göre bir uygulaması olacaktı, zaten uygulama böyle. istanbul'da enerji almak isterseniz size milyarlarca liralık yatırım yaptırılır. Tahsin Armağan zaman gelmiştir ki, 1 MW'ın bi le doğrudan doğruya merkezdeki fidere bağlanması arzu edilmiştir. Ama bu çalışmalar sonuçlarını vererek, belli kriterler oluşturulmasını temin etmiştir. '' En azından önümüzde bir Anadolu'ya gittiğinizde, TEDAŞ kendisi yapar ve ayağınıza kadar getirir. Neden bütün bunlar, ortada yazılı, uygulanan Burada bizim bence ana sorunumuz şuradan kaynaklanıyor: Bugün ülkemizde üretim şirketi bana göre yok. IPP yok. Esas olarak bu kanunların, yönetmeliklerin muhatap olduğu IPP dediğimiz serbestüretim şirketi yok. Devletin santralleri var, devletin elektriğine alım taahhütü verdiği santraller var. Ya da devletin enerjiyi alırım, yönetmelik var. 10 yıldır, hiç yönetmeliksiz, dalgalara karşı lodosta çırpınan bir gemi gibi gittik. Yazılı metinler olmayınca, bireysel mücadelelerle, ilgili uzmanların kendi verecekleri kararlarla her müteşebbis ayrı yönde kendi neticesini bulmaya çalışıyordu. Birşeyin varlığı hiç olmamasından çok daha iyi. Tabii ki aksaklıkları olacak, bunların el birliğiyle, Türkiye Kojenerasyon Derneği'nin de katkılarıyla giderilmesine çalışılacağını ümit ediyorum. '' yönetmelik olmamasından kaynaklanan konular. Bir şeyin olmaması, olmasından daha kötü. Dernekler, sivil toplum teşekkülleri neden var? Bunları düzeltmek, teknik sonra da santrali devralırım dediği santraller var. Geri ye otoprodüktörler kalıyor. Otoprodüktörler Don olarak, ticari olarak gerçekleri araştırmak ve doğrusunu empoze etmek için. Çünkü bunu hazırlayan gayretli arkadaşlarımız uzman olmayabilir. Ama Türkiye gerçeklerini de işin içine katarak bunları ortaya koymak zorundayız. ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI 19

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=