Enerji ve Çevre Dünyası 16. Sayı (Mart 2003) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

yetkisine sahip olabilirsek, biz de tüketiciye ürün garantisi veririz. Yasa tasarısı bunu sağlıyor mu? Yasa tasarısı bunu sağlıyor. Ama bunun için akaryakıt istasyonu işleten bayilerin, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan lisans almaları öngörülmüştü; eski tasarının ilk taslaklarında. Sonra bu kaldırıldı. Biz buna karşı çıktık. Bugün dağıtım şirketlerinin işi lisansa tabi. Rafineri kurmak, ham petrol aramak lisansa tabi. Bunu satmak neden lisansa tabi olmasın? "10 bin bayiye nasıl lisans vereceğiz, zor olur" yönünde mülahazalar oldu. Biz ona da '' GÜNCEL /AGENDA fiyat konusunda var da, ürünün kalitesi ve cinsi konusunda denetim yok. Kaçak mal mı satıyor, başka şirketin malını mı satıyor, solvent mi satıyor; bunları denetleyecek yerde devlet fiyatlandırmanın parçalarını denetliyor. Biz artık bunun bırakılması gerektiğini düşünüyoruz. Bir an önce serbest fiyata geçilmeli. İkincisi; dağıtım şirketlerine bayilerini denetleyebilecekleri ve de uygun gördükleri takdirde, gerek duyulduğu takdirde, onları kısa/uzun süreli faaliyetten men edebilecekleri mekanizmanın yerleştirilmesi. Yasa taslağında bunun emareleri var, fakat tekrar tekrar söylüyorum, lisans sistemine geçmeden bunu uygulamak çok zor. cevap verdik. "Siz dağıtım şirketlerine yazı yazarsınız. Dağıtım şirketleri, bütün bayilerin listesini Kuruma verir ve buna göre lisans verilir." Lisans verilsin ki, hatalı bir durumda lisansı geri alma durumu olabilsin. Lisansı geri alınan bir Bugün dağıtım şirketlerinin işi lisansa tabi. Rafineri kurmak, ham petrol aramak lisansa tabi. Dolayısıyla biz yasadan sektöre disiplin getirmesini, serbest fiyata geçilmesini istiyoruz. Bir de dikey entegrasyon konusu var. Rafineri şirketleri, dağıtım şirketi kurmalı mı kuramamalı mı, ya da dağıtım şirketleri rafineri kurabilir mi, çoğunluğunu elinde tutabilir mi şeklinde tartışmalar var. Burada da bir orta yol bulunacağını tahmin ediyorum. Aslında dikey entegrasyon dünyada birçok yerde var. Petrol şirketleri üretimden, dağıtıma, istasyon bayinin, belli bir süre çalışamaması söz konusuydu. Bu eski taslakta vardı, yenisinde yok tartışmasına girmiyorum. Bunun mutlaka olması gerekiyor. Eğer gelecek olan mevzuat, kanun mekanizması, petrol Bunu satmak neden lisansa tabi olmasın? Lisans verilsin ki, hatalı bir durumda lisansı geri alma durumu olabilsin. Lisansı şirketlerinin tüketiciye ürün garantisi vermesini istiyorsa, bunu yapmaya mecburdur. Şu andaki sistemde hukuken bütün dağıtım şirketleri, (direk dağıtım yapmayanlar ki onlar da sınırlı sayıdadır) akaryakıt ürünlerini kendi terminallerinde, ikmal noktalarında, bayilerine teslim ederler. Ondan sonra geri alınan bir bayinin, belli bir süre çalışamaması söz konusuydu. Bu eski taslakta vardı, yenisinde yok tartışmasına girmiyorum. Bunun mutlaka olması gerekiyor. işletmeciliğine kadar her kademede faaliyet gösterebiliyorlar. Ama Türkiye'de farklı bir durum var. Rafineri alanında rekabet yok. Türkiye'deki rafinaj kapasitesinde TÜPRAŞ'ın mülkiyetve her türlü riziko bayiye geçer. Bugün hukuken bakarsak (ki burada yasayı konuşuyoruz, hukuken bakmak durumundayız.) pratikte bunun değişik uygulamaları oluyor ama, eğer bir tüketici üründen şikayet ediyorsa, o istasyonda amblemi bulunan şirketle muhatap olmuyor. Hukuken istasyonla muhatap oluyor. Ama birçok şirket, böyle bir yükümlülüğümüz olmaması rağmen, tüketiciye olan sorumluluğumuzdan dolayı gezici kalite kontrol araçlarıyla ürün kontrollerini, denetlemeleri yapıyoruz. ancak bunun bir düzene oturtulması lazım. Konuyu üç başlıkta özetlemek istiyorum. Yasa nasıl olmalı: Birincisi fiyatlandırmanın içinden devletin çekilmesi. Dağıtım şirketlerinin kar marjını, rafinerinin kar marjını; zamana ve mekana uymayabilecek, petrol fiyatlarının artması ya da düşmesi halinde sabit kar marjlarıyla düşmesi halinde sektörün içindekileri zenginleştirip, yükselmesi halinde fakirleştirip, sistemlere bağlamak yerine, tamamen serbest bırakması gerekiyor. Bütün dünyadaki uygulama böyle. Sonunda müşteri nereden alacağını kendi belirliyor. Bizim istasyonlarımızın önündeki fiyat panoları şu anda dekoratif amaçlı kullanılıyor. Herkes aynı fiyattan sattığı için kimse bakmıyor. Bıraksınlar, müşteri kendi seçsin. Nerede ucuz ya da kaliteliyse oradan alsın. Bu işte fazla kontrol var. Kontrol '' büyük bir egemenliği var. Tamamen bundan kaynaklanan bir endişedir. Buna birçok çözüm bulunabilir. Piyasayı kontrol edemeyecek bir çoğunluğu elde edememe, konsorsiyumlar gibi. Bunu zaman gösterecektir. Birkaç günde çözüme ulaşacağını sanmıyorum. Ama ne olursa olsun hukukçuların dediği atasözü gibi iki deyim vardır: "En kötü kanun, kanunsuzluktan iyidir." "En iyi kanun, eğer iyi uygulanmazsa hiçbir işe yaramaz." Devletin fiyat üzerindeki kontrolünün yanı sıra, bir de akaryakıta uygulanan vergiler var. Özellikle vergiler, akaryakıt dağıtım şirketlerinin en çok şikayetçi olduğu konulardan biriydi. Akaryakıtta verginin vergisi alınıyor şikayetleri vardı. Yasada bununla ilgili birdüzenleme var mı? Yoksa yine aynı şikayetler sürecek mi? Şubat 2002 Pazar rakamları geldi. Geçen yıla göre benzinde ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI 39

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=