Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 161. Sayı (Ekim 2020)
Enerji ve Çevre / Ekim 2020 37 enerji-dunyasi.com faaliyetler sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve iklim değişikliği sorununun yavaşlatılması bakımından lokomotif görevi görmektedirler. 1. KARBON YÖNETİMİ VE KARBON AYAK İZİ 1.1. Karbon Yönetimi ve Yaklaşımları Birleşmiş Milletler'in bağlayıcı uygulaması ile 2012 yılından itibaren gelişmiş ülkelerde merkezi olan tüm şirketler karbon emisyon oranlarını açıklamaya mükellef kılınmışlardır. Yine gelişmiş ülkelerde bulunan bu şirketlerle ortaklık kuran veya iş yürüten Türk firmaları da karbon emisyon oranlarını açıklamaya mecbur kılınmışlardır. Emisyon oranlarının sınır- landırılması için getirilen kotaların tutturulması için firmalar atık salınım teknolojilerini geliştirmek zorundadırlar. Karbon yönetiminin sürdürülebilir olması için bir karbon yönetim planı ve stratejisi şarttır. Bu stratejide, idari organi- zasyon, verilerin toplanması ve analizi, verilerin raporlanması gibi hususlar dikkate alınarak karbon emisyon yönetimi kont- rol altına alınabilir. Bu noktada, karbon yönetiminde "Ceres" önemli bir rol oynar. Ceres; Amerikan yatırımcıların, çevreci sivil toplum kuruluşları ve kamu yararı gözeten diğer grupların oluşturduğu bir organizasyonel yapıdır. Bu grup şirketlerle birlikte sürdürülebilir kalkınma ve küresel iklim değişiklikleri üzerinde çözüm aramaktadır. Bu açıdan bakıldığında Ceres; karbon yönetiminin sürdürülebilir olması için, firmanın idari uygulamalarının çevreye karşı bilinçli olmasının sağlanması gerektiği ve sera gazı emisyon oranlarının doğru hesaplan- ması ve doğru raporlanması gerektiği sonucuna ulaşmıştır (1) Sivil toplum kuruluşları halkı bilinçlendirmek için, firmala- rın sürdürülebilirliğin ne hadde de olduğunu gösterir raporlar hazırlamayı ve firmaların sera gazı emisyon oranlarını paylaş- mayı hedeflemektedirler. Bu noktada 2000 yılında kurulan Karbon Saydamlık Projesi önemli bir örnektir (CDP). Bu prog- rama göre; şirketlerden iklim değişikliğinin engellenmesi için uluslar arası sözleşmelerle korunan koların aşılıp aşılmadığını raporlar ile sunulması talep edilmektedir. Bu projenin Türkiye ayağı ise Sabancı üniversitesi ile başlatılmıştır. Buna göre Türkiye'deki şirketlerden İstanbul Menkul Kıymetler Borsası eski adıyla, yeni adıyla Borsa İstanbul'daki 50 şirketten karbon emisyon oranlarını açıklamaları talep edilmiştir. Türkiye öze- linde AB ülkelerinden farklı olarak şirketlere karbon emisyon oranlarını açıklama mükellefiyeti getirilmemiştir. buna rağmen sera gazı emisyonlarını risk faktörü kapsamında gören firmalar bu uygulamaya sıcak bakmış ve emisyon oranlarını kamuyu aydınlatma platformunda paylaşmışlardır. Bu projeye dahil olan firmalar karbon emisyon oranlarını açıklayıp, iklim deği- şikliğine duyarlı olduklarını karbon saydamlık platformunda göstermeleri, onları diğer firmaların karşısında bir adım öne geçirecek ve uluslar arası firmaların dikkatini çekeceklerdir. Firmaların karbon yönetimini sağlamaları onları uzun vadede sera gazı envanteri oluşturmaya iter ve bu şekilde enerji verimliliği fırsatlarını belirlemeye çalışırlar. Türkiye'de öncü şirketlerde uzun periyotta karbon emisyonu saydamlığının doğru platformlarda aktarılması ile marka değerinin yük- selmesini sağlarlar. Türkiye özelinde karbon emisyonlarını yönetmek için yapılan uygulamalardan bazıları ise şu şekilde belirtilebilir; Teknolojini üst düzey olduğu arıtma sistemlerini kullanma, yalıtımın güçlü olduğu ve enerji tasarrufu yapılan akıllı ofislerin kullanılması, yakıt teknolojisi ile yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı belirtilebilir. (2) 1.2. Gönüllü Karbon Piyasası ve Türkiye'deki Durum Gönüllü karbon piyasasında Türkiye'nin durumu 1992 Kyoto Protokolü'nün birinci taahhüt dönemi sonuna kadar Türkiye enerji verimliliği sertifikaları ve yenilenebilir enerji kaynaklarının proje edilmesine ev sahipliği yapabilir konumda idi. Buna karşın bu zamana kadar kayıt sisteminin iyi tutul- maması dolayısıyla enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde kaç projenin üretildiği tespit edileme- miştir. Yine de kayıt sistemleri bulunan Gold Standard, VER+ gibi kuruluşlarda Türkiye'de enerji verimliliğine ilişkin proje sayısının 100'ü aştığı görülmektedir. Aşağıdaki şekilde Türki- ye'nin gönüllü karbon piyasasına sunduğu projelerin oransal dağılımı verilmiştir. (1) Sağlam, N. E., Düzgüneş, E. ve Balık, Ş. (2008). Küresel Isınma ve İklim Değişikliği, Su Ürünleri Dergisi, Sayfa 89-94 (2) Seval, S. (2011). Sürdürülebilir Çevre Yaklaşımında Karbon Yönetimi, Uluslararası Ekonomik Sorunlar. s.34 Şekil 1: Türkiye'de Gerçekleştirilen Projelerin Dağılımları. Kaynak: Seval, S. (2011). Sürdürülebilir Çevre Yaklaşımında Karbon Yönetimi, Uluslararası Ekonomik Sorunlar. s.35
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=