Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 164. Sayı (Mart 2021)
dan incelenecek ve aracın kendi içinde yakıt tüketiminden çevre kirlenmesi olmamasının çevre açısından etkisi ince- lenecektir. En özet ifade ile elektrikli araçların temiz olması enerji edindikleri kaynağın temizliği ile değerlendirmelidir. Bu konuda kaynak değişiminin verim üzerindeki etkisi ince- lenecektir. Ülkemize ait kaynak dağılımlarını göz önünde bulunursak, ülkemizde mevcut enerji üretim kapasitesinde kullanılması halinde mevcut kaynak dağılımı yüzde 30,61 doğal gaz, yüzde 24,24 barajlı hidroelektrik, yüzde 11,86 linyit, yüzde 10,54 ithal kömür, yüzde 9,21 akarsu, yüzde 8,73 rüzgâr, yüzde 1,78 jeotermal ve yüzde 0,83 biyokütle göz önünde bulundurularak (EPDK, 2020) birçok ülkeye göre daha temiz elektrik enerjisi üretimi olduğu anlaşılacaktır. Ayrıca bu araş- tırmadaki değişimin konusu olan petrol ile çalışan motorların sağladığı karbon salınımına göre değişime göre de ülkemiz- deki elektrik enerjisi üretimi daha avantajlı olacaktır. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerindeki ekonomik konular için ise kısa, orta ve uzun vadede farklı elektrik fiyatları müm- kün olabilecektir. İlgili gösterge içinde alternatifleri incelenen bu konuda oluşacak her bir fiyat değişimi elektrikli araçların yoksullar da dahil geniş bir kitle tarafından kullanılması duru- munda yoksulluk ve ekonomik gelişmişlik için büyük bir etki yaratması mümkündür. 1. KAMU HIZMETLERI İLIŞKILI ETKILER Elektrikli araçların en büyük etki yaratacağı amaçlardan birisi 7. amaç olan Erişilebilir ve Temiz Enerji Herkes için kar- şılanabilir, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjiye erişimi sağlamak olacaktır. Bu araçlar kendi başına bir enerji tesisi gibi de düşünülebilir. Genellikle DC elektrikli otomobil motoru 20 kW ile 30 kW arasında (Birer, 2020) olduğu için bu gün değer ortalama güçteki bir evin 2-3 katı büyüklüğündedir. Dünya üzerindeki tüm araçların elektrikli olması durumunda araçların ulaşabildiği her yerde elektrik şebekesine erişim ihti- yacı da doğmaktadır. Bu da başlangıçta mevcut şebekeden yararlanılarak ek kaynak ihtiyacının olmayacağı fakat artan sayılar ile yeni yatırımların yapılması gerekeceği yönünde beklentiler oluşturmaktadır. Dünya genelinde 2030 yılına kadar tüm araçlar içindeki elektrikli araç oranının yüzde 35’e ulaşılacağı beklenmektedir. Bu sayının Türkiye’de 1 milyon ile 2,5 milyon arasında olacağı öngörülmektedir (SHURA, 2019). Sürdürülebilir kalkınma hedefleri açısından bakıldığında 2030 yılında gerçekleşmesi gereken uygun fiyatlı, güvenilir ve modern enerji hizmetlerine evrensel erişimin sağlanmasında milyonlar seviyesindeki araçların dolaşımda olmasının etkisi görülecektir. Elektrikli araçların fosil yakıtlı araçlara göre en temel dönüşümü olan yakıtın elektrik olması bu araçlarda enerjinin depolanmasını gerektiren bir altyapı ihtiyacı duyur- maktadır. Bunun için günümüzde hem batarya depolama hem de yakıt pili gibi teknolojiler kullanılmaktadır. Yakıt pillerine göre çok daha yaygın olan bataryalar uzun menzilde kullanım için büyük kapasitelerde araçlara monte edilmekte- dir. Bu kapasitenin şebekeden enerji edilemediği durumda kullanılması enerjiye erişim için bir alternatif oluşturacaktır. Enerji depolama malzemelerinin elektrikli araçlar içine yoğun kullanımı da bu malzemelerin yüksek miktarda üretimini sağlamaktadır. Bu durum atık yönetimi için bir dezavantaj olmasına rağmen kritik bir kamu hizmeti olan elektrik enerjisi kullanımı için birçok avantajı bulunmaktadır. Enerji depolama malzemelerinin yoğun kullanımının bu malzemelerin tekno- lojisinin gelişmesine olumlu katkı sağlamaktadır. Batarya ürünlerinde günümüzde kullanılan malzemelerde gürültü ve ısı sorunları ile karşılaşılmakta (Taşcıkaraoğlu & Erdinç, 2019) ve bu durum yağın kullanımda olan bu depolama mal- zemesinin günlük hayatta kullanımını zorlaşmaktadır. Artan depolama malzemesi miktarı ile bu alandaki araştırma ve geliştirme çalışmalarının artmasıyla daha gelişmiş teknolojiler sağlanması ile gürültü ve ısı sorunlarının aşılması ürünlerin daha farklı alanlarda kullanım imkânı yaratmasında avantaj sağlatmaktadır. Üretim miktarları hızla artan bu kimyasal depolama malzemelerin maliyetlerinde arzın artması ile iyi- leşmeler sağlamaktadır. Bataryaların 10 yıl önce maliyetleri kWh başına 1.100 $ seviyelerinde iken, günümüzde 150 $ sevi- yelerine kadar inmiş durumdadır. Elektrikli araçlar genelde en az 50 kWh mertebesinde batarya kapasitelerine ihtiyacı bulunmaktadır. Massachusetts Institute of Technology’den Energy Initiative olarak adlandırılmış girişimin Aramco, Equ- inor, Exxon Mobil, Shell, BP, Chevron, Toyota ve General Motors gibi enerji şirketleri ve araç üreticilerinin birlikte des- teklemesi ile yaptığı araştırmaya göre, batarya maliyetlerinin 2030 yılından sonra kWh başına yaklaşık 120 $ seviyelerine kadar inmesi beklenmektedir (MIT Energy Initiative, 2019). Şekil 1. IEA Global EV Outlook 2020, Global Elektrikli Araç Stoku Enerji ve Çevre / Mart 2021 27 enerji-dunyasi.com
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=