Enerji ve Çevre Dünyası 17. Sayı (Nisan 2003) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

32 GÜNCEL/AGENDA olduğu ve bu şirketler de henüz aktif olarak piyasaya giremedikleri için bugün gerçek anlamda liberal bir elektrik piyasasının işlemekte olduğundan söz edilemez. Kapasite bolluğu kamu şirketlerinin elinde bulunduğu için özel yatırımcılar, yeni Otoprodüktör ve üretim tesisi kurulmasını cazip bulmuyorlar. EPDK'ya yapılan üretim şirketi veya Otoprodüktör lisans başvurularının sınırlı olması piyasanın kilitlenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu kilidin çözülmesi için önerilerimizi şöyle özetleyebiliriz: O İşletme Hakkı Devir ihaleleri yasal engellere çarpan 8 adet termik santralın özelleştirilmesi en kısa zamanda tamamlanarak bu santralların üretimleri piyasada serbestçe pazarlanabilmelidir. O Fiyatı tartışma konusu olan YİD santrallarının kazanılmış hakları korunarak bulunabilecek ters sübvansiyon formülü ile bu - santralların üretimleri TETAŞ'a satmak yerine doğrudan elektrik piyasasına satmaları temin edilmelidir. O 4628 sayılı yasaya göre Kamu Şirketi olarak görevini sürdürecek olan TEİAŞ, Otoprodüktör ve üretim şirketleri bağlantılarını sevmemekte, bu isteksizlik elektrik pazarına doğrudan katılacak üretici yatırımlarında caydırıcılık yaratmaktadır. TEİAŞ'ın özel üretim şirketlerini, kendi karlılığını arttıracak aile fertleri gibi görmesi gerekmektedir. O Önce 33 Bölgeye daha sonra 13 Bölgeye, şimdi yine 33 Bölgeye ayrılarak İ şletme Hakkı Devirleri başlatılan Elektrik Dağıtım Bölgeleri bir an önce özelleştirilmelidir. Bu suretle kar amaçlı Bölgesel Dağıtım Birimlerinin yaratılması o bölgede kurulacak elektrik üretim tesislerini teşvik edecek ve elektrik pazarını canlandıracaktır. O Bulgaristan'dan ithal ettiğimiz yılda yaklaşık 4 milyar kWh'lık elektrik enerjisinin şebekemize girişi durdurulmalıdır. Zira bugün onlara ödediğimiz elektrik fiyatı TETAŞ'ın Otoprodüktörlere teklif ettiği satın alma fiyatından daha da yüksektir. O Doğal Gaz Piyasası oluşturma çabalarına da değinecek olursak; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun olağanüstü çalışmalarına rağmen Doğal Gaz Piyasası oluşumunun Elektrik Piyasasının çok gerisinde kaldığını üzülerek gözlemliyoruz. Bunun nedeni 4646 sayılı Doğal ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI Gaz Piyasası Yasası içindeki bazı maddelerin, yapılan doğal gaz anlaşmalarıyla örtüşmemesidir. Bunların birincisi, BOTAŞ tarafından imzalanmış olan Doğal Gaz alım anlaşmalarının, ihale yoluyla da olsa özel şirketlere devredilmesi güçlüğüdür. İkincisi ise ithalat ve toptan satış şirketlerine lisans verilebilmesi için yıllık taahhütlerinin % 10'u kadar doğal gazı yer altında depolama zorunluluğu aranmasıdır. Halen Türkiye'de yer altı deposu yoktur ve hazırlanmakta olan Silivri deposu da 2006 yılından önce işletmeye alınabilmesi mümkün görünmüyor. O Son olarak Kojenerasyon Direktifi'nin hazırlanması zorunluluğuna dikkati çekmek istiyorum. EPDK, kojenerasyon sistemlerinin kremasını teşkil eden ısı ayağını bugüne kadar ihmal etmiştir. Bu ihmalin kökeninde de kojenerasyon ısısının Otoprodüktörün iç sorunu gibi algılanması vardır. Bu düşünce tarzı endüstriyel kojenerasyonlarda fazla sorun yaratmayabilir. Ancak Avrupa'da birinci öncelikle uygulanan bölgesel ısıtma amaçlı kojenerasyonlarda ısı üretimi ana ürün, elektrik yan ürün (byproduct) olmaktadır. Bu uygulama şekli beraberinde, Elektrik Pazarı gibi "lsı Pazarı" kavramını getirmiştir. Bugün Avrupa Birliği Ülkeleri müşterek ısı pazarının kuruluş ve işletme kurallarını kapsayan Kojenerasyon Direktifi'ni hazırlamış ve Avrupa Birliği Parlementosu onayına sunmuştur. Türkiye Kojenerasyon Derneği olarak AB'nin kojenerasyon direktifi taslağını elde ettik ve ülkemize uyarlayabileceğimiz bir Kojenerasyon Kanun Taslağı durumuna getirerek EPDK'nın bilgi ve tensiplerine sunduk. Bu taslağın kanunlaşması ile Türkiye'de mikro, mini ve midi kojenerasyon uygulamalarının esasları tarif edilmiş olacak böylece bölgesel ısıtma sistemleri, kooperatifler, toplu konutlar, alışveriş merkezleri, süpermarketler, gökdelenler, işmerkezleri için elektrik, ısı ve soğutma enerjilerinin birlikte üretilmesi avantajlarını kullanabilme esasları belirlenmiş olacak ve bu sayede Türkiye milyonlarca tonluk primer enerji kaynağı tasarrufu sağlamış olacaktır. Bu yıl 9. kez düzenlenen ICCI Kojenerasyon, Kombine Çevrim ve Çevre Konferansı'nın bu sorunların çözülmesinde önemli adımların atılacağı bir platform olmasını diliyoruz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=