Enerji ve Çevre Dünyası 17. Sayı (Nisan 2003) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

Enerji İşleri Genel Müdürü Selahattin Çimen, Türkiye'nin elektrik enerjisi arz-talep projeksiyonuyla ilgili bilgi vererek başladığı konuşmasında, Türkiye'nin enerji konusunda alması gereken çok mesafe olduğunu söyledi. Önümüzdeki dönemde ulusal enerji politikalarının, enerji arz güvenliğini sağlayacak şekilde planlanmasında, kararların bu şekilde alınmasında zorunluluk göründüğünü kaydeden Çimen, enerjide yeni bir döneme girildiğini ve hem kamunun, hem özel sektörün, hem de tüketicilerin bu yeni döneme hazır olması gerektiğini söyledi. Özellikle kamu sektörünün bu dönemde zihinsel dönüşümünü gerçekleştirmesini bir başarı parametresi olarak gördüğünü ifade eden Çimen, geçmiş alışkanlıklar ve mantalitelerle konulara yaklaşma alışkanlığının süratle atılması gerektiğine dikkat çekti. "Keşke bir sabah uyandığımızda yeni döneme geçmişin uygulamalarını geride bırakarak, sorunsuz başlayabilseydik" diyen Çimen, mevcut yapıyı yeni döneme uyumlaştırmada sıkıntılar yaşanacağını belirtti. Türkiye'nin bir tercih yaptığını kaydeden Selahattin Çimen, "bizim görevimiz, bu geçişi sağlıklı ve piyasa aktörlerinin en az etkileneceği tarzda yapmaktır" dedi. Yeni döneme aşılması gereken ciddi sıkıntılarla girildiğine işaret eden Çimen, bu sorunları yüksek kayıp-kaçak oranları, enerjinin verimli kullanılmaması, enerji israfı olarak sıraladı ve yeni döneme girerken bu sorunlara öncelik verilmesi gerektiğini kaydetti. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer de yaptığı konuşmasında, Enerji Enstitüsü'nün çok önemli görevleri yerine getireceğine inandığını belirtti. Çağdaş ülkelerde kullanılan "enerji, ekonomi, ekoloji, estetik, etik" 5E anahtar kelimesinin 21. yüzyılda birçok sorunun tanımlanmasında ana başlıkları verdiğini söyleyen Prof. Dr. Sağlamer, enerjide etkin politikalar geliştirmenin ve bunları ülke çapındaki dünya konjonktürü içinde yapılandırarak uygulamanın çok önemli olduğunu ifade etti. Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Önder Piyade konuşmasına, EÜAŞ olarak kamunun elinde bulunan tüm santralleri işleten, yaklaşık olarak kurul u gücün yüzde 67'sini karşılayabilen, 21 bin MW'a ulaşan bir gücü kullandıklarını ve kamunun elinde bulunan elektriğin tümünün verimli kullanılmasından sorumlu olduklarını belirterek başladı. 4628 sayılı yasanın devreye girmesiyle, bazı şeyleri yeniden gözden geçirmek gerektiğine dikkat çeken Piyade, yeni enerji yatırımlarının nasıl yapılacağının konuşulup tartışılması gerektiğini söyledi. Yeni piyasa modelinde, kamunun alım ve GÜNCEL/AGENDA fiyat garantisinin olmadığını, serbest piyasada rekabet olduğunu belirten Piyade, bu yıl sisteme 60 milyar kWh elektrik enerjisi vereceğini kaydetti. Sistemin verimli olarak kullanılmadığını söyleyen Piyade, "eğer özel sektör olsaydık, elimizdeki kapasiteyi iyi kullanamayacak ve zarar edecektik" dedi ve bundan sonraki yatırımlar düşünülürken, karar verilirken bunların göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti. "Bundan sonra yatırım yapmak zor" diyen Piyade, şu an enerji kurulu gücünde bolluk yaşanıyor gibi görüldüğünü, bu nedenle enerji yatırımlarının konuşulmadığını belirtti ve şöyle devam etti: "Ancak, geçmişte aceleyle verilen kararlar nedeniyle sıkıntı yaşadık. Eğer şimdiden önlem almazsak, 2007'ye gelindiğinde yeniden sıkıntı yaşanacaktır. Yeni enerji piyasasında yatırımların nasıl yapılacağını tartışırken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın enerji politikalarını çok keskin olarak tespit etmesi, ileriye yönelik makro bazda, Türkiye'nin ekonomi piyasasını ve enerji arz-talep dengelerini gözeterek açıklaması gerekiyor. Burada çabamız, enerji politikalarını tespit etmek ve yatırımcının önünü açabilmektir. Kamunun elinde bulunan üretim, iletim ve dağıtım da bir yatırım konusu. Dağıtım sektörünü gözönüne aldığımızda, bu ENERJi & KOJENERASYON OÜNYASI 43

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=