Enerji ve Çevre Dünyası 17. Sayı (Nisan 2003) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

46 GÜNCEL/AGENDA özelleştirmeye konu olan dağıtım bölgesinin dağıtım anlamında geleceğinin belirleyicisi olacaktır. Dolayısıyla özelleştirilmemesine rağmen, TEDAŞ'ın gelir tarife düzenlemesine tabi tutulmasının önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir. TEDAŞ'ın, 233 sayılı K.H.K. Kapsamı dışına alınması ya da bu çalışmaları engelleyici hükümlerin dışında tutulması önem taşımaktadır. EPDK olarak, mevcut YİD ve YI sözleşmelerine sadece fiyat yönünden yaklaşmıyoruz. Fiyat kadar önemli saydığımız alım ve ödeme garantileri yönünden de yaklaşıyoruz. Kurumumuzca, bu çerçevede önem atfedilen husus, bu sözleşmelerin piyasalaştırılmasıdır. Yani mevcut sözleşmelerin piyasada alınıp satılabilen sözleşmeler haline getirilmesidir. Zira bu tesislerin kısmen de olsa serbest piyasada satışının sağlanması durumunda bir taraftan piyasada müzakereye açık elektrik enerjisi miktarı artarken, bir taraftan piyasaya yapılan satış miktarı ölçüsünde EÜAŞ'ın TEDAŞ'a satış yapma zorunluluğu ortadan kalkacağından, kamu üretim tesislerinin özelleştirilmesinde de hızlı hareket etme imkanımız olacaktır. EÜAŞ'ın atıl kapasitesini değerlendirmek ve bu anlamda müzakereye açık bir arz fazlası oluşturabilmek üzere, kurumumuz tarafından yayınlanan Mali Uzlaştırma Tebliği çerçevesinde öncelikle piyasanın tanıtılması, piyasa aktörlerinin piyasaya ısındırılması amaçlandı. Bu başlangıçta sanal bir uygulama olarak başlatılacak ve giderek gerçek uygulamalara geçilecek. Bu tebliğ kapsamında Ticaret A.Ş.'nin piyasada faaliyet gösteren tüzel kişilere kapasite tahsis etme imkanı getirilmiştir. Bu yolla bir piyasa katılımcısının TETAŞ'a ödeyeceği tahsis bedeli karşılığında kendisine tahsis edilmiş bir kapasiteyi, önceden belirlenmiş bir süre boyunca, önceden vereceği üretim programı çerçevesinde kullanarak, piyasada güvenilir bir üretim portföyü oluşturabilmesi imkanı yaratılmıştır. Böylece hem müzakere edilecek enerji miktarının çok düşük olduğu bir piyasada tüketicilere elektrik enerjisi sağlanması, hem de güvenilir arz portföyleriyle ikili anlaşmalar piyasasında bir hareketlenmenin yaşanması amaçlanmıştır. Otoprodüktör ve otoprodüktör grubu uygulamalarının, küçük ölçekte ikili anlaşmalar piyasasının prototipini çizdiğini belirtmek isterim. Öngörülmemesine rağmen, öngörülenin çok ötesine gitmiş bir uygulamadır. Ancak otoprodüktör uygulamalarına devam ettiğimiz için biz EPDK olarak çok eleştiriliyoruz. Otoprodüktör uygulaması, ENERJi & KOJENERASYON OÜNYASI bölgesel şebeke kayıpları sonucunda tüketiciye kaliteli ve sürekli elektrik sunulamaması ve kaliteli, sürekli elektrik enerjisine ihtiyaç duyan endüstri tesislerinin otoprodüktör tesisleri kurmaya yönlendirilmeleri sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu gerekçeler dikkate alındığında, özelleştirmede yaşanan gecikmeye bağlı olarak verimli bir dağıtım sisteminin kurulamaması sonucu, kamu hizmeti anlayışının sunamadığı ucuz, kaliteli ve kesintisiz enerjiyi, girişimcinin kendisinin sağlaması, elektrik piyasası kanunuyla tezat teşkil etmemektedir. Ancak yine de EPDK olarak hedeflediğimiz yapı, verimsiz bir sistemi işaret eden küçük kurulu güç değerlerine sahip yatırımlardan çok, güvenilebilir bir düzenleme ortamında, kayda değer kurulu güç değerleri gerçekleştirecek üretim tesisleri için gerekli proje finansmanını ülkemize çekebilmektir. ilgili mevzuat çerçevesinde elektrik üretim şirketi kurulması kolaylaştırıldığından, otoprodüktörlere daha önce tanınmış avantajlar kanun ve ilgili mevzuat ile ortadan kaldırılmış olduğundan kurumumuzca, otoprodüktör grubu olarak değil, üretim şirketi olarak kurulmaları teşvik edilmektedir. EPDK olarak, gerçek maliyetlerin yansıtıldığı bir piyasayı kurma yolundaki kararlı tavrımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Son dönemde bakanlıkla iyi ilişkiler içerisindeyiz. Bu kapsamda Türkiye enerji sektörünün yeniden yapılandırılması sürecinde doğru işleri yapmak kadar, sorunları çözme yönünde doğru kararları uygulamaya koymanın da önem taşıdığına inanmaktayız." Kamu kesimi temsilcilerinin ardından, özel sektör temsilcileri de enerji yatırımlarındaki sorunlarla ilgili görüşlerini dile getirdi. Siemens Enerji Üretimi Direktörü Selahattin Hakman, konuşmasına geçmişte planlanan projelerin, zaman içinde planlandığı şekilde gerçekleşmediğine işaret ederek başladı. Enerji sektörünün en büyük sorununu, güvenilir bir planlamanın olmamasına bağlayan Hakman, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Serbest piyasa deregülasyonu, özelleştirmeyi, piyasanın yeniden yapılanmasını ve rekabete açılmasını içeriyor. Bu piyasadan beklentiler üç hedefte toplanıyor: Özelleştirme yoluyla devlet bütçesine katkıda bulunma, özel sektör yatırımlarıyla gelecekteki enerji arzını sağlama ve elektrik fiyatlarında ucuzlama. Bu üç hedefe baktığımızda, bunları sağlamak için yapılması gerekenler, büyük oranda birbiriyle çelişiyor. Bugün özelleştirme yoluyla devlet bütçesine katkı yapmak istiyorsanız, yapılacak en doğru şey tekelin özelleştirilmesi. Elektrik enerjisi

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=