Enerji ve Çevre Dünyası 17. Sayı (Nisan 2003) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

olmayacak derecede ağır mükellefiyetler geti ren maddeler de mevcuttur. örneğin; ulusal petrol stoğu, katılım payı gibi hususlar. Lisanslar bölümünde "bir rafineri şirketi, yüzde 30'dan fazla pazar payına sahip olmamak üzere dağıtım şi rketi kurabi l i r" deniliyor. Bu sevindi rici bi r madde. Şayet rafineri şi rketi, ülke geneli yerine bir bölge veya ürün cinsinde yüzde 30'u geçerse ne olacak? Bunu iyi düşünmek gereki r. Rafineri şirketi, kendi dağıtım şirketine tanıdı ğı şartlaır, di ğer şi rketlere de tanımak zorunda olmalıdı r. Bu TÜPRAŞ'ın özelleşti rilmesinin önündeki büyük engellerden bi rini teşkil edecekti r. Çünkü bi r yatı rımcının, bir varlığı satın aldığında kendi menfaatine bi rtakım hususları uygulaması şüphesizdir. Türkiye' nin tek özel rafinerisi ATAŞ'tır. Üç ortaklı bu rafineri, kendi ortaklarına, diğer şi rketlerden farkl ı uygulamalarda bulunmaktadır. Dağıtım şi rketleri, yıllık dağıtım projeksiyonları yapmak ve detaylarını kuruma bildirmekle yükümlüdür. Yıl içinde de 3'er aylık dönemlerle bu sunumlarını revize edecekti r. Bunlar bizim şirket içinde denetim kurullarımıza verdiğimiz bilgilerdi r. Dolayısıyla bu tür şi rket gizliliğini haiz bilgilerin başkalarıyla paylaşılmaması gerektiği görüşündeyim. "Akaryakıt dağıtıcıları, yurtiçi toplam pazar payının yüzde 35'ini geçemez" maddesi, sanki Petrol Ofisi'ni hedefliyor gibi . "Dağıtıcı, kendi mülkiyetindeki istasyonlara sübvansiyon ve diğer istasyonlardan farklı bir uygulama yapamaz". Bu da ticaretin ruhuna aykırı bi r husustur. Avrupa'da dağıtıcılar sahip oldukları ve kendi işlettikleri istasyonlarda değişik uygulamalar yapmaktadırlar. Ayrıca bu, dağıtım şirketleri bayilerine de farklı uygulama yapamazlar mı sorusunu akla getirmektedir. Oysa bi r ticarethanenin, çeşitli büyüklükte müşterileri vardı r. Dolayısıyla bunlar bayilerine farklı uygulama yapmaktadı rlar. Bayi ler için lisans verme işlemleri çok ağı rlaştıı rl ıyor. Çok fazla detaylandırılmış. 10 binden fazla bayi var. Her bi ri için bu kadar detaylı çalışmayı EPDK yapamaz diye düşünüyorum. Bunun da basite indirgenmesi gereki r. Çok önemli bir husus da 40 günlük stok taşınması. Akaryakıtın içinde yüzde 60-70 oranlarında değişen özel tüketim verg i leri var. Bugün Türkiye'nin Uluslararası Enerji Ajansına karşı yükümlülüğü yerine geti rmesi lazım. Ama bu yükümlülüklerin pek de yerine geldiği söylenemez. Akaryakıt dağıtım şi rketleri olarak, I rak savaşı sı rasında dahi stok seviyelerimiz 1 O günün üzerindeydi. 40 günlük stok denildiğinde, Petrol Ofisi için bu rakam 850 bin metreküp eder. ı 1 GÜNCEL / AGENDA . . ■;.p.,. işletme sermayesi gereksinimi ise 450 milyon dolar. Bu sermayeyi, böyle yüzde 60-70 vergisi olan bi r mala bağlamak olanaksızdı r. Bu miktarların bir daha düşünülmesi gereki r. Ayrıca 450 miyon doların, en az yıllık 6 milyon dolar finansman gideri vardır. Binde 2 katılım payı konusu da bi r diğer konu. Görüşmelerimizde bunun onbinde 2 olmasını önermiştik. Ancak yeni tasarıda yine binde 2 olarak yer almış. Burada yeni bi r düzenleme yapılmasının gerekliliğine işaret etmek istiyorum. Katılım payı, yalnızca Petrol Ofisi için 8 milyon dolar eder. Bu rakam Petrol Ofisi' nin toplam faaliyet gelirleri içinde yüzde 4'e tekabül eder ki bu imkansızdı r." Petrol Ürünleri İşverenleri Sendikası (PÜİS) Genel Başkanı Muhsin Alkan' ı n, yasayla ilgili görüşlerini, daha çok bayiler açısından bakarak değerlendi rdi. "Keşke petrol sektörü sadece Enerji Bakanlığı'na bağlı olsaydı" diyen Alkan, Maliye Bakanlı ğı ve Hazine Müsteşarl ı ğı'nın her birinin ayrı ayrı işlemler yürüttüğünü beli rtti. Akaryakıt fiyatı içinde yüzde 70'e varan verginin, istasyon sahiplerince toplandı ğına dikkat çeken Alkan, "Kredi kartı komisyonlarıyla vergi topluyoruz. Ama bize reva görülen hoş değil. iaşelerimizi çıkaramıyoruz, işçilerimizin maaşlarını ödeyemiyoruz. Her gün eriyen bu kar marjları, böyle sürerse, 1 yıl sonra sıfı ra ulaşacak" dedi . Konferansın en ilgi çekici oturumlardan bi ri de "Türkiye'deki hidrokarbon arama ve üretim faaliyetleri" konulu oturumdu. Oturumun başkanlı ğını da yürüten TPAO Genel Müdür Vekil i Mete Gürel , TPAO'nun yurt içi ve yurt dışı faaliyetleriyle ilgili bilgi verdi. Gürel'in verdiği bilgilere ENERJi & KOJENERASYON DÜNYASI 55

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=