!i6 GÜNCEL/ AGENDA göre, 2002 yılı rakamlarıyla Türkiye'nin hampetrol tüketimi 26-27 milyon ton civarında, doğal gaz tüketimi ise 17.1 milyon metreküp olarak gerçekleşti. Güneydoğu Anadolu, Trakya, Karadeniz, Mersin-lskenderun Körfezi, Ege denizini Türkiye'nin petrol ve gaz rezervlerini içerebilecek yerler olarak sayan Gürel, bu bölgelerde arama faaliyetlerinin sürdüğünü, ancak petrol ya da gazın var olduğunu söylemenin henüz mümkün olmadığını belirtti. Sayer Şirketler Grubu Başkanı Oyman Sayer, Türkiye'de petrol arama/üretim faaliyetlerinin istenilen seviyede gelişmediğini söyledi. Konunun geçmiş hükümetlerce teşvik edilmediğini, Türkiye'de petrol arama/üretimin özendirilmediğini belirten Sayer, "Türkiye dışından gelen firmaların sermaye transferlerinde yaşanan sorunların son 6 yıldır çözülememiş olması, Türkiye'de yatırım yapılmasını olumsuz yönde etkilemiş bulunmaktadır" dedi. 17 bin hektarlık alanda arama çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Oyman Sayer, 104 arama kuyusu açtıklarını, 38 kuyuda üretim yapıldığını, 1500 varil civarında üretimin mevcut olduğunu söyledi. 17 bölge geliştirdiklerini kaydeden Sayer, bunların çoğunluğunun Güneydoğu Anadolu'da olduğunu açıkladı ve projelerden örnekler verdi. Buna göre Güney Mardin Projesi'nde petrol bulunması halinde 1,5 milyon varil/gün üretimin gerçekleştirilebilecek. Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı güzergahı üzerinde yer alması bu projeye ayrı bir önem kazandırıyor. 2003 ya da 2004 yılında bu bölgede 2 kuyu açılması için çalışmalar sürdürülüyor. İkinci bir proje de Cudi Dağından Kuzey lrak'a sınırına kadar olan alanı kapsıyor. 5.4 milyon ton rezerv olduğu hesap ediliyor. Bu gerçekleştiği takdirde Irak petrolüne benzer bir petrol çıkarılabilecek. "Tabii bu projede de çeşitli riskler var. Ancak bu kuyuların mutlaka açılması gerekir" diyen Sayer, petrol rezervine sahip olduğunu tahmin ettikleri diğer bölgelerin ise, Gercüş, Adıyaman ve Ege Denizi olduğunu söyledi. ENERJi & KOJENERASYOO llONYASI Amity Oil lnternational Pt. Türkiye Genel Müdürü Fatih Alpay ise konuşmasına, Türkiye'de petrol olup olmadığını söylemek için, yeterince arama yapılması gerektiğini, ancak aranan bölümün yüzde 10, aranmamış bölgelerin ise yüzde 90 oranında olduğunu belirterek başladı. Arama ve sondaj faaliyetlerini artırmak gerektiğini ifade eden Alpay, Türkiye'de TPAO'nun dışında, yerli/yabancı şirketerin arama faaliyetlerine çok fazla ilgi göstermediklerini söyledi. "Arama faaliyetlerini sadece devletten ya da TPAO'dan beklemek son derece büyük haksızlık" diyen Fatih Alpay konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dışarıdan yabancı şirketleri davet ettiğimizde karşılaştığımız en temel soru şu: Türkiye'de kendi yerli şirketlerinizin faaliyetleri hangi çerçevededir? TPAO ve bir iki şirketin dışında petrole yatırım yapan yerli şirket yok. Dolayısıyla dışarıdaki şirketleri Türkiye'de yatırım yapmaya teşvik etmek zor. Yerli şirketlerin, yerli sanayicilerin Türkiye'deki arama faaliyetleri için özendirilmesi lazım. Bir diğer yanlış uygulama: yurt dışındaki çok büyük şirketler davet ediliyor. Onlar rezerv olunca zaten geliyorlar. Küçük şirketleri Türkiye'ye çekmek için belli düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyorum. Eğer para ve data varsa, yabancı bir şirketi Türkiye'de arama yapmaya ikna edebilirsiniz. Dışarıdaki orta ve küçük şirketler, finansmanı borsada halka açık şirketler aracılığıyla sağlıyorlar. Data konusu çok önemli. Avustralya, bundan 20 yıl önce petrol ithal eden bir ülke iken, kanunlarında yaptıkları bir değişiklikle petrol ve doğal gaz ihraç eden bir ülke konumuna getirilmiştir. Burada yapılan değişikliğe göre, herhangi bir şirketin ruhsatında bulunan bilgi, şirket faaliyetine devam etse bile, 3 yıl sonra açık bilgiye dönüşüyor. Diğer şirketler bu dataları inceleme imkanını elde ediyorlar. Jeoloji, tamamen yoruma dayalı bir bilim olduğundan ve herkes farklı bir gözle bakacağından, birinin göremediğini, diğeri görebiliyor. Dolayısıyla arama faaliyetlerinde gelişme oluyor. Bu gelişmeler sonucunda Avustralya bugün petrol ihraç eden bir ülkedir. Türkiye'de yerli büyük şirketlerimizi arama konusunda özendirmemiz lazım. Yabancılara köstek olmamak lazım. TPAO'nun dala konusunda diğer şirketlere yardımcı olması gerektiğini düşünüyorum. Yasada rahatsızlık veren bir durum var. 'Ruhsat alırken verdiğiniz faaliyet programında, faaliyet göstermediğiniz kadarının yüzde 1 0'unu devlete irat kaydederiz' uygulaması getirilmek isteniyor. Böyle bir durumda şirketler Türkiye'de durmaz. Şunu kabul etmek gerekir ki, biz petrol ve doğal gaz ülkesi değiliz. O duruma gelirsek, o zaman bunlar uygulanabilir."
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=