Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 171. Sayı (Ocak-Şubat 2022)
28 ENERJİ ve ÇEVRE • Ocak-Şubat / 2022 terminoloji ile belirtmek gerekirse mühürleme esasen idari yaptırım türleri arasında para cezası dışında kalan yaptı- rımlara verilen isim olarak bir idari tedbir niteliğindedir. Mühürleme 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda (Kanun) tanımlanmış değildir. Mühürleme işlemi uygula- mada çeşitli aparatlar, tel, ip veya benzeri sabitleyiciler ile mühürleme işlemini gerçekleştiren kamu otoritesinin bu yöndekini ayırt edici mührünün işlemin uygulandığı tank, pompa veya sair ekipman ve malzeme üzerine sabitlenmesi yoluyla gerçekleştirilmektedir. Tesislerde ise mühürleme işlemi tesisin giriş ve çıkış kapılarının veya tesisin ana faa- liyetine imkan veren kontrol panellerinin mühürlenmesi ile gerçekleştirilebilmektedir. Kanun’un “idari yaptırımlar” başlığını taşıyan 20’nci maddesinde Kanun kapsamında uygulanacak olan idari yaptırımların hangi usullerde yürütüleceği düzenlenmekte- dir. Esasen bu maddede idari yaptırımların hangi usullerde yürütüleceği ile birlikte hangi hallerde idari yaptırımların uygulanacağı da düzenlenmektedir. Kanun kapsamında idari para cezaları ayrı bir maddede, Kanun’un 19’uncu maddesinde düzenleme konusu edildiğinden, idari para cezası dışında kalan diğer idari yaptırımların 20’nci mad- dede karışık bir halde düzenlendiği görülmektedir. Konumuz açısından önem arz eden mühürleme işle- mine ilişkin olarak Kanunun 20’inci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde lisans almaksızın lisansa tabi bir faaliyet gösterildiğinin tespiti halinde, tesislerin, lisans alı- nıncaya veya Kanuna göre lisans gerektirmeyen faaliyet gösterecek hale getirilinceye kadar mühürleneceği ve ilgili- ler hakkında soruşturma başlatılacağı düzenlemesi bulun- maktadır. Aynı yerde mühürlemeye ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenmesi öngörülmektedir. Diğer taraftan Kanunun 20’nci maddesinin ikinci fık- rasında idari para cezası dışında kalan diğer idari yaptırım türlerinden olan faaliyetin geçici durdurulması ile ilgili düzenlemelere de yer verildiği, faaliyetin hangi hallerde geçici olarak durdurulacağının ve bunun yöntemlerinin belirlendiği görülmektedir. Kanunun 20’nci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen faaliyetin geçici durdurulması ile ikinci fıkranın (d) bendinde düzenlenen mühürleme- nin aynı kapsamda kullanılıp kullanılmadığı kanımızca tartışmaya açıktır. Nitekim 20’nci maddenin ikinci fıkra- sında idari yaptırım olarak hangi hallerde geçici durdurma yapılacağı açıkça belirlenmiştir. 20’nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine göre petrol piyasası mevzuatına göre niteliği itibariyle düzeltme imkanı olan fiillerin ihlalinde ihtara rağmen bu ihlale son verilmemesi, (b) bendine göre niteliği itibariyle düzeltme imkanı olmayan, kötü niyet veya tehlikeli eylem sonucunu doğuran fiillerin bulunması, (c) bendine göre ise akaryakıt kaçakçılığı bulunması hallerinde geçici durdurma yaptırımı uygulanabilecektir. 20’nci mad- denin ikinci fıkrasının (d) bendinde ise geçici durdurmadan bahsetmeksizin lisans almaksızın lisansa tabi bir faaliyet gösterildiğinin tespiti halinde, tesislerin, lisans alınıncaya veya bu Kanuna göre lisans gerektirmeyen faaliyet göste- recek hale getirilinceye kadar mühürleneceği ve ilgililer hakkında soruşturma başlatılacağı düzenlemesi bulun- maktadır. 20’inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinde geçici durdurma halinden bahsedilmemektedir. Bu nedenle 20’nci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinde düzenlenen mühürlemenin, geçici durdurma dışında ayrı bir idari tedbir türü olarak düzenlendiği mütalaa edilmektedir. Bu tartışmanın teorik düzeyde kalmadığı, suçta ve cezada kanunilik ilkesi yönünden önemli sonuçları ola- bileceği değerlendirilmektedir. Şöyle ki, Kanunun 20’nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, mühürlemeye rağ- men faaliyetlerini sürdüren gerçek kişiler ile tüzel kişilerin suçun işlenişine iştirak eden yetkilileri hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 203’üncü maddesi hükümlerinin uygulanacağı düzenlemesi bulunmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 203’üncü maddesi mühür bozma suçunu düzenlemektedir. TCK’nun 203’üncü maddesinde; “(1) Kanun veya yetkili makamların emir uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağla- mak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır” hükmü getiril- miştir. Bu durumda EPDK tarafından bir idari tedbir olarak mühürlemenin uygulandığı hallerde mühürlemeye rağmen faaliyetlerine devam edenler hakkında TCK’da tanımlanan cezai yaptırımın uygulanması gündeme gele- bilecektir. Böyle bir durumda ise ancak Petrol Piyasası Kanununda mühürleme yapılabileceği açıkça düzenlenen haller yönünden TKC’nun 203’üncü maddesinin uygu- lanmasının mümkün olduğu, geçici durdurma hallerinde mühürleme yapılmış olsa da veya geçici durdurmanın mühürleme ile aynı kapsamda kullanıldığı kabul edilse de Kanunun 20’inci maddesinin (d) bendi dışında yapılacak mühürlemelerde TCK’nun 203’üncü maddesinin uygula- namayacağı, bir başka deyişle Petrol Piyasası Kanununun 20’nci maddesinde açıkça mühürleme yapılacağı yazılı olmayan hallerde fiilen bir mühürleme işlemi yapılmış olsa da mühürlemeye rağmen faaliyetlerine devam edenler hakkında mühür bozma suçunun oluşmayacağı düşünül- mektedir. Bu durum suçta ve cezada kanunilik ilkesinin doğal sonucudur. Aynı yönde, mühürlemeye rağmen faa- liyete devam edilmesi fiilinin hukuka aykırı olarak kabul MAKALE
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=