Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 174. Sayı (Mayıs-Haziran 2022)

30 ENERJİ ve ÇEVRE • Mayıs - Haziran / 2022 ları içermektedir. Bunun yanında dışsallık durumlarında firma tarafından elde edilen marjinal özel faydanın ya da toplumun katlandığı marjinal sosyal maliyetlerin parasal değerinin tespiti de oldukça zordur . Bu zorluk, dışsallıklar karşısında uygulanan kamu politikalarının maliyetlerinin tespitinde de ortaya çıkmaktadır. Alınacak önlemler ya da getirilecek standartlarla ilgili objektif bir kriter getiri- lemediği, firma ölçeklerinin dikkate alınmadığı, teknolojik ve teknik sistemler için organize bir pazarın olmadığı durumlarda bu önlem veya standartların maliyetinin dış- sallıkların neden olduğu toplumsal maliyeti aşma riski her zaman bulunmaktadır. Firmanın elde ettiği faydanın ve toplumun katlandığı maliyetin bu şekilde objektif olarak ortaya konulmasındaki zorluklar, çevre kirliliği karşısında devlet tarafından alınan önlemlerin ya da getirilen düzen- lemelerin tartışma yaratmasına sebebiyet verebilmektedir. 3. UÇUCU ORGANİK BİLEŞİK EMİSYONLARININ KONTROLÜ Buraya kadar anlatılanlardan çıkarılabilecek sonuç; negatif dışsallıkların olduğu durumlarda devletin kamu gücünü kullanmak suretiyle bu dışsallıklara müdahale edebileceği, bu müdahale yöntemlerinden birinin yasal düzenlemeler olduğu ve bu yasal düzenlemelerin özellikle çevre kirliliği durumlarında kirliliği önlemek adına teknolo- jik yöntemleri de içeren önlem politikalarını içerebildiğidir. Negatif dışsallık yaratan çevre kirliliğine karşı alına- bilecek teknoloji temelli önlemler kirliliğin azaltılması ve kontrolünü sağlamaya yönelik tek tip standartların uygulanması şeklinde karşımıza çıkabilir. Bu düzenlemeler böylece firmaları kirliliğin azaltılması ve kontrolü yükünü üstlenmek zorunda bırakarak, kontrol sistemlerinin kurul- ması ve geliştirilmesi için gerekli olabilecek maliyetlere de katlanmak suretiyle neden oldukları negatif dışsallıkları firmalar yönünden içselleştirecektir . İnceleme konusu edilen Yönetmelik aynı yönde, akar- yakıt sektörü faaliyetleri sonucu ortaya çıkan organik uçucu bileşik (UOB) olarak isimlendirilen partiküllerin neden olduğu çevresel kirlilik kaynaklı negatif dışsallığın devlet tarafından yasal düzenleme ve tek tip standart getirilmek suretiyle çözülmesi amacını taşımaktadır. Bundan sonraki bölümlerde Yönetmelik kapsamında değerlendirmelerde bulunulacaktır. 3.1. Yönetmelik Hakkında Genel Değerlendirme Benzin Ve Naftanın Depolanması Ve Dağıtılmasın- dan Kaynaklanan Uçucu Organik Bileşik Emisyonlarının Kontrolü Yönetmeliği 05.12.2018 tarihli ve 30616 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Ancak Yönetmelik uzun sayılabilecek bir hazırlık aşaması geçirmiştir. Yönetmeliğin dayanakları arasında yer alan uçucu organik bileşiklerden kaynaklanan hava kirliliğinin kontrolüne yönelik 94/63/ EC, 99/13/EC ve 2009/126/EC sayılı Avrupa Birliği direktiflerinin ulusal mevzuata uyumlaştırılması çalışmaları kapsamında “Endüstriyel Uçucu Organik Bileşik Emis- yonlarının Kontrolü Projesi” (kısaca “Proje”) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın koordinasyonunda 2011 yılının Temmuz ayında başlatılmıştır . Bakanlık tarafından koor- dine edilen proje 2013 yılı Eylül ayında tamamlanmıştır. Proje kapsamında sektör paydaşlarının katılımı ile hava kirletici emisyonların azaltılarak hava kalitesinin iyileştiril- mesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir . Proje kapsa- mında yapılan sunumlarda, bizim bu yazıda iktisadi analiz bölümünde dikkat çektiğimiz hususlara paralel bir şekilde, emisyon kontrolü için yapılacak olan yatırımın maliyeti ile yatırımın geri dönüş süresinin değerlendirildiği, böyle bir yatırım yapılmaması durumunda ortaya çıkabilecek toplumsal maliyetlerin karşılaştırmalı olarak incelendiği, uçucu organik bileşiklerin sağlık üzerindeki etkileri ile ekonomik etkilerinin analiz edildiği görülmektedir. Yapılan sunumlarda bir buhar geri kazanım ünitesinin ortalama ömrü, yatırım giderleri ile yatırım maliyetleri için önemli olabilecek değişkenlere de yer verilmektedir. Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandığı haliyle iki fazdan oluşan bir düzenleme öngörmektedir. Faz I; petrolün depolanması ve terminallerden akaryakıt servis istasyonlarına dağıtımı süreçlerini kapsamaktadır. Faz II ise, akaryakıt servis istasyonlarında motorlu araçların yakıt ikmali esnasında petrol buhar geri kazanımı süreçleri ile ilgilidir. Proje kapsamında yapılan inceleme ve değer- lendirmelerin de bu kapsamda yapıldığı anlaşılmaktadır. Yine Proje kapsamında yapılan sunumlardan anlaşıldığı kadarıyla, bahsedilen düzenlemelerin Türkiye’de hayata geçmesi halinde etkilenecek tesis ve istasyon sayıları ile kapasiteleri de dikkate alınmak suretiyle geçiş süreleri hakkında bir yol haritası belirlenmeye çalışılmıştır. Buna göre, kilit maliyet unsurları arasında yeni ekipman için yatırım/sermaye maliyetleri, düzenli kontroller için gere- kecek olan giderler ve yeni ekipmanın enerji maliyetleri yer almaktadır. Buradaki maliyetlerin servis istasyonunun eski veya yeni olması, tesisin yıllık ürün çıktı miktarı, hangi tip Faz I veya Faz II tekonolojisinin kurulacağı, yer altı boru sisteminin değiştirilmesinin veya yeniden kurulmasının gerekip gerekmeyeceği gibi değişkenlerden etkilenmesi beklenmektedir. MAKALE Makalenin devamını gelecek sayımızda okuyabilirsiniz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=