Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 178. Sayı (Kasım-Aralık 2022)

22 ENERJİ ve ÇEVRE • Kasım - Aralık / 2022 ÇEVRE DİLEK AŞAN Taksim Danışmanlık Hizmetleri Kurucu Genel Müdürü Global Raporlama Uzmanı Çevresel Uyumluluk Nedir? K üresel ısınma ve iklim değişikliği gibi tüm dünyayı tehdit eden çevresel problemler kuruluşları bu konuda daha fazla sorum- luluk almaya zorluyor. Bu sorumluluklar bazen gönüllü girişimlerle pratikte karşı- lık bulurken bazen de yasal zorunluluk- larla gerçekleşmektedir. Şirketler bazen sorumlu tüketicilerin taleplerini karşıla- mak kimi zaman da sektörel kararlara ve standartlara uyum sağlamak için çevresel konularda sorumluluk almaktadır. Çevre- sel yasa ve yönetmeliklere, standartlara, regülasyonlara, politikalara, hedef ve taahhütlere; ayrıca gerektiğinde ulusla- rarası anlaşmalara ve sözleşmelere entegre olmak çevresel uyumluluğu ifade etmekte- dir. Çevresel uyumluluk kavramı özellikle son yıllarda daha önemli hale gelmiştir. Bugün kamu ve özel sektör ihalelerinde, yerel yönetimlerden yapı veya üretim izni alımında, tedarikçi seçiminde vs kuruluş- lardan çevresel uyumluluklarını doğrula- ması istenmektedir. Bu bağlamda, karbon ve su ayak izi hesaplama ve raporlama, atık yönetimi (son yıllarda sıfır atık taah- hütleri ön plana çıkmaktadır), kimyasal ürün kayıtları ve takibi, enerji verimliliği politikaları gibi çalışmaları çevresel uyum- luluk kapsamında değerlendirebiliriz. Bu uyumluluğun gereklilikleri, takibi ve doğ- rulanması; • ISO 14001 Çevre ve ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi gibi standart- larla, • ISO 14064 ve ISO 14046 karbon ve su ayak izi doğrulama belgeleriyle, • REACH (KKDİK | Kimyasalların Kaydı, Değerlendirmesi, İzni ve Kısıt- lanması) Belgesi’yle, • Yapı, ulaşım, üretim, mekanik tesisat vb gibi endüstrilere yönelik yayınla- nan yasa ve yönetmeliklerle sağlana- bilmektedir. Her kuruluşun ürün ve hizmet port- föyü, faaliyet gösterdiği sektör, hedef müş- teri kitlesi, faaliyetlerini sürdürdüğü şehir, bölge ya da ülke, taraf olduğu yerel ya da uluslararası anlaşmalar vs, çevresel uyum- luluk kapsamını değiştirebilmektedir. Zira, her bir ürün ya da hizmet için yasalar veya standartlarla belirlenmiş emisyon sınırları ya da yaşam döngüsü analizi yaklaşımları farklıdır. Bunun yanı sıra, örneğin, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında AB ülkele- riyle ticari ilişkilerini sürdürmek isteyen şirketlerden önümüzdeki yıllarda farklı çevresel standartlara uyması beklenecektir. Sorumlu üretim konseptini benimse- yen işletmeler, ürünlerini ağırlıklı olarak eko-tasarım çizgisinde tasarlayıp üretmeye öncelik verdiğinden hammaddeden nihai ürüne kadar farklı standartlara uyum sağlamak zorundadır. Bunun yanı sıra, kimyasal madde üretimi yapan ya da bu maddelerden ürün üreten firmalar için çevresel anlamda farklı tedarik zinciri gereksinimleri mevcuttur. Tüm bu yaklaşımların, girişimlerin, çalışmaların ve düzenlemelerin ortak nok- tası çevresel uyumluluktur. Çevresel uyumluluk, tedarik zinciri denetimleri için de kritik derecede önem- lidir. Bugün birçok marka sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi kapsamında çev- resel farkındalığı yüksek ve sorumlulukla- rını yerine getirebilen tedarikçilerle çalış- mayı tercih etmektedir. Tedarikçi davranış kurallarını ve kurumsal çevre politikalarını bu doğrultuda belirlemektedir. Ecovadis gibi uluslararası düzeyde geçerli olan sürdürülebilirlik değerlendirme hizmet- lerinde çevresel uyumluluk başlı başına bir gereksinimdir. Bunun yanı sıra BSCI, WRAP, ETI, SA8000, SEDEX SMETA gibi sosyal denetim metodolojilerinde de tedarikçilerin çevresel uyumluluklarının doğrulanması gerektiğine ilişkin prensipler mevcuttur. Çevresel uyumluluk sadece standar- dizasyon ya da kanun gereği yapılması zorunlu faaliyetler olarak değerlendiril- memelidir. Bu konuda gerekli olgunluğa ulaşmış şirketler uzun vadede piyasada daha fazla değer yaratabilmektedir. Çev- resel uyumluluk şirketlerin operasyonel risklerini azaltmaya yardımcı olurken aynı zamanda büyüme potansiyelini etkileyen çevresel problemlerin daha doğru bir şekilde belirlenmesini sağlar. Su, enerji, zaman, iş gücü, hammadde vb gibi kay- nakların daha verimli kullanılmasını kolaylaştırdığından zamanla maliyetlerin de azalmasına yardımcı olur. Çevresel uyumluluğun sağlanması için şirketlerin birtakım konularda proaktif bir yaklaşım sergilemesi kaçınılmazdır. Öncelikle eğitim, danışmanlık, belgelen- dirme gibi konularda belirli bir bütçenin ayrılması gerekir. Ayrıca, düşük emisyonlu ve yüksek verimli cihazlar ve sistemler için ilave yatırımlar gerekebilir. Bunun yanı sıra paydaşlar arasında bilgi payla- şımı, denetim ve hesap verebilirlik gibi konularda şeffaflık sağlanmalıdır. Şirket içerisinde çevresel uyumlulukla ilgili yapı- lan düzenlemelere, çıkarılan yasalara ve geliştirilen standartlara hızlı ve doğru bir şekilde uyum sağlanacak bir altyapı oluş- turulmalıdır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=