Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 178. Sayı (Kasım-Aralık 2022)

42 ENERJİ ve ÇEVRE • Kasım - Aralık / 2022 için, yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyona ulaşmada ve Paris Anlaşma- sı'nın hedeflerine ulaşmada endüstri- nin rolü kritik olacaktır. G7 ve G20 gibi uluslararası forumların yanı sıra çok sayıda yeni kamu ve özel girişim, endüstrinin karbondan arındırılması için çözümler belirlemek ve önermek için diyaloğu desteklemek özel prog- ramlar başlattı. Endüstrinin geçişinin gerçekleşmesi, düşük karbon teknolojilerine yatırım gerektirecek Enerji verimliliğinin artırılması ve yeşil hidrojen ve yenilenebilir ısı gibi kaynaklardan temiz enerji sağ- lanması, yatırımların önemli ölçüde büyütülmesini gerektirecektir. Karbon yakalama kullanımı ve depolamasının yanı sıra döngüsel ekonomi kavram- larına, endüstri değer zincirlerinde ciddi emisyon kesintileri sağlamak için ihtiyaç duyulacak. Endüstride karbondan arındırma için kilit teknolojiler iyi bilinmesine rağmen, birçoğu hala tanıtım aşama- sında veya ticarileştirmenin erken aşa- masında. Konvansiyonel teknolojilere kıyasla yüksek ön yatırım ve işletme maliyetleri, pazardaki alımları için bir zorluk oluşturmaktadır. Endüstri, esas olarak kârları korumanın kritik önemde olduğu özel aktörler tarafın- dan yönlendirildiğinden, uygulana- bilir iş vakaları yaratmak esastır. Bu, küresel sanayi üretimindeki artışın aslan payının önümüzdeki on yıllarda gerçekleşeceği yükselen ve gelişmekte olan ekonomiler için özellikle belirgin bir sorundur. Örnek olarak, Hindistan'daki yıl- lık çelik üretiminin 2050 yılına kadar üç ila beş kat artması bekleniyor. Yeni tesislerin emisyonsuz olmasını sağla- mak, hurda kullanımını artırmak ve yeşil hidrojenle çalışacak yaklaşık 100 doğrudan indirgeme tesisi kurmak anlamına gelir; bu, küresel çelik üre- timinin %10'una tekabül eden toplam 200 milyon ton yıllık kapasiteyi temsil eder. Bu, yalnızca doğrudan indir- geme tesisleri için 200 milyar ABD doları ve yeşil hidrojen üretmek için gerekli yenilenebilir elektrik kapasitesi ve elektrolizörlere yapılan yatırımlar dahil edildiğinde toplamda en az 1 trilyon ABD doları tutarında bir yatırım gerektirecektir. Yine de, hid- rojen bazlı çelik fabrikaları yalnızca arz ölçeğinde mevcuttur ve ilk büyük ölçekli tesislerin 2024-26 civarında devreye alınması beklenmektedir. Yeşil hidrojenden temiz gübre üre- timi de ivme kazanan bir diğer alt sek- tör. Kasım 2022'de yayınlanacak olan bir OECD araştırması “Yükselen ve gelişmekte olan ekonomiler için yeşil hidrojen fırsatları”, özel yenilenebilir elektrik üretim varlıkları ve elektro- lizörler ile yılda milyon ton başına 5-7 milyar ABD doları tutarında yeşil amonyak üretim kapasitesine bir ön yatırım öngörüyor. Projeksiyonlar, yeşil amonyak üretiminin mevcut seviyelere kıyasla küresel olarak 2050 yılına kadar üç katına çıkabileceğini gösteriyor. Bu kapasitenin çoğunun, iyi yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip yükselen ve gelişmekte olan eko- nomilerde inşa edilmesi muhtemeldir. Bu, beklenen yeşil amonyak üretim hacimlerine ulaşmak için önümüz- deki otuz yılda 2-4 trilyon USD'nin üzerinde bir toplam yatırım ihtiyacı anlamına geliyor. Endüstride karbondan arındırma hususları maliyet-rekabet gücünün ötesine geçmelidir Endüstri, rekabet gücünün sürdü- rülebilir kalkınmayı da desteklemesini sağlamalıdır. Düşük karbonlu tekno- lojilerin ortaya çıkışı, dünya çapın- daki endüstriyel ayak izini yeniden şekillendirme potansiyeline sahiptir. Düşük maliyetli enerji ve hammadde tedarikine erişim, üretim tesislerinin yerini seçerken daha kritik hale geli- yor, çünkü bu seçimler küresel tedarik zincirleri için yeni optimal çözümleri belirleyecek. Geleneksel teknolojileri kullanan yeni yatırımlar, geleneksel teknolojilerin kullanılması duru- munda önümüzdeki on yıllar boyunca karbon emisyonlarını kilitleyebilir. Mevcut varlıkların düşük karbonlu teknoloji seçeneklerine dönüştürül- mesi çok önemli olacaktır. Ayrıca, özellikle yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde inşa edilen birçok yeni varlık, mevcut en iyi teknolojileri mutlaka uygulamamaktadır. Eylemi geciktirmek, erken geçiş yapmaktan daha maliyetli olacaktır. Geçiş, üretim süreçlerini dönüş- türmek için düşük karbon teknolo- jisine yatırım yapmaktan daha geniş olacaktır. Ayrıca, örneğin ihtiyaç duyulan ek elektriği sağlamak ve geri dönüşüm ve atık yönetimini kolaylaş- tırmak için yeni altyapı gerektirecek- tir. Biyokütle, yeşil hidrojen ve karbon yakalama ve kullanma lojistiğinin yanı sıra girdiler (örneğin toprak, su, enerji ve diğer maddi girdiler) için rekabeti ve üretim sürecindeki tüm aktörle- rin rollerini anlamak için sistemik ve bütünsel bir yaklaşıma ihtiyaç duyu- lacaktır. Pazar gelişimini yönlendirebilecek karbon nötr ve/veya yeşil ürünlere olan talebi teşvik etmek için yeni yak- laşımlara ihtiyaç duyulacaktır. Ser- tifikasyon, standartlar, etiketleme ve primlerin yanı sıra yeşil tedarik giri- şimleri, bir pazar oluşturmak ve tica- reti kolaylaştırmak için daha yaygın hale geliyor. 23 Eylül 2022'de, Temiz Enerji Bakanlığı'nda, düşük ve sıfıra yakın çelik çimento ve beton için yeşil bir kamu alım taahhüdü açıklandı. Büyük işletmeler ile küçük ve orta ölçekli işletmeler arasında karbondan arındırma ile ilgili olarak değişen ihti- ÇEVİRİ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=