Enerji ve Çevre Dünyası 18. Sayı (Mayıs-Haziran 2003) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

2002 yılında ülke tüketiminin °/�16.5'inin kojenerasyonla üretildiğini kaydeden Demirkıran, bunun 2 milyon ton petrol eşdeğeri olduğunu ve Türkiye petrol üretimiyle mukayese edildiğinde aşağı yukarı Türkiye'deki petrol üretiminin eşdeğeri bir miktar enerji üretimini kojenerasyonların sağladığını ifade etti. Kojenerasyonun her halükarda desteklenmesi gerektiğini söyleyen Afif Demirkıran, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye geçmişte büyük elektrik sıkıntısı yaşıyordu ve gerçekten bıçak sırtındaydı. Bazı çevreler zaman zaman nükleeri öne çıkarmak için bu tür spekülasyonlar yapılıyor diye ifade ediyorlar ise de, sektörün içinde bulunan arkadaşlar bunun böyle olmadığını çok iyi biliyorlar. Gerçekten sıkıntıdaydık. Özellikle Türkiye gibi hidrolik ağırlıklı elektrik sektöründe, bir de kuraklık söz konusu olursa, o zaman sıkıntıların ne kadar çok büyüyebileceğinin hepimiz farkındayız. Sanayicimiz bir şekilde kendini garantiye almak mecburiyetindedir. Çünkü günde 2-3 saatlik elektrik kesintisinin kendisine neye mal olacağını çok iyi bilir. Onun için peşpeşe bu tesislerimiz kuruldu. Ancak bugüne geliyoruz; ülke ekonomisi itibariyle çok nasipsiz bir dönemden geçtik. önce Uzak Doğu, ardından Rusya krizi, sonrasında deprem, Türkiye'deki ciddi ekonomik kriz sonucunda, EPDK Başkanı da ifade etti, yüzde 8-1 O civarında artan elektrik talebi, eksilere indi. Halen çok ciddi bir artış söz konusu değil. Ancak herkesin şuna inanmasını istiyorum ki, hükümetimiz kararlıdır. Kalkınmayı mutlaka sağlamak mecburiyetindeyiz. Yüzde 5-6 değil. Türkiye çok ciddi kalkınma hızlarını yakalayacaktır. Do/ayısıyla kalkınma hızının yüzde 1.2 civarında bir elektrik artış talebi söz konusudur. Yüzde 5-6 kalkınma hızını yakaladığımızda, elektrik talebindeki artış yüzde 10-12'ye çıkabilecektir. f>nun için her ne kadar bugün fazla gibi görünen bir rezerv kapasitemiz varsa da, 2006-2007 yıllarında mutlaka yeni kapasitelerin devreye girmesinin adımlarının şu anda atılması lazım. Aksi takdirde en hızlı yapılan doğal gaz santrallerinde bile, plan/amasından, ticari işletmeye geçişine kadar 4 yıllık zaman geçiyor. Ama artık Türkiye'nin, doğal gaza dayalı olarak kendini idame ettirmemesi lazım. Doğal gaz santrali bir ihtiyaçtan dolayı kurulmuştur. Öyle bir planlama yapmamız gerekiyor ki; günü geldiğinde mutlaka olması gereken miktarda kapasitenin oluşması gerekiyor. Bunun çalışmaları yapılmaktadır. Aksi takdirde, endişem odur ki, GÜNCEL/AGENDA istemediğimiz bazı tür yakıtlar olabilir, fiyatlar olabilir, empozeler olabilir. Çünkü sıkıntıda olan biri hangi şartlarda olursa olsun yapılan empozeyi kabullenmek zorundadır. Onun için şu anda önümüzdeki dönem içinde her türlü hazırlığımızı çok iyi bir şekilde yapmamız gerekir. EPDK gerçekten kendisine düşen görevi hakkıyla ve layıkıyla yerine getirmiştir. Bu yeterli midir; hayır. Hükümetimiz içinde de bunlar tartışılıyor. Mevzuat tamam, lisanslar tamam, bunların gerçekleşme noktasına gelmesi gerekir. Kişisel kanaatim, üretim tesislerinin gerçekleşmesinin bugünkü şartlarda, 4628 sayılı kanun çerçevesinde gerçekleşmesinin yegane şartı dağıtımın bir an önce özeleşmesidir. Çünkü üretim tesisi kurabilecek olan bir insan, eğer üreteceğini satabileceği bir sözleşmeyi, bir kontratı finansörün önüne koyamıyorsa, o parayı temin edebilme imkanı yoktur. Sadece dağıtım ve ticaret şirketlerinin kurulması da yetmiyor. Bunların bilançolarıyla kendilerini ispat etmeleri gerekiyor, ki finans kuruluşlarına gittiğinizde, "devletten garanti talep etmeden bu sözleşmede yer alan dağıtım ve ticaret şirketi bilançosuyla kendisini kanıtlamıştır. Bununla yapılan sözleşme yeterli. Size finansman veririz" desinler. Çünkü hiçbir yatırımcı, kendi parasının yüzde 100'ünü riske etmez. Dış kaynağa da ihtiyaç var. Bugün için OECD ortalamasının altında elektrik tüketimi olan bir ülkeyi biz bu şekilde yaşatamayız. Bu demektir ki, elektrik talebinde çok ciddi bir artış olacaktır. Bunu da parasal değere dönüştürdüğümüzde yılda 4 bin MW kurulu güçte kapasite artışı dahi yapılsa, sadece üretim için 2.5 milyar dolar gerekiyor. Dağıtım ve iletim hatları yatırımlarının da yapılması gerekiyor. Bunları da eklediğimizde 4-5 milyar dolar yıllık kaynak sağlamamız gerekiyor, sadece elektrik sektörü için. Enerjiyi bütün olarak ele alırsak, doğal gaz sektörü, petrol sektörü var. Doğal gaz iletim ve dağıtımda ciddi yatırımlar yapılması gerekiyor. Petrol aramalarına çok ciddi bir hız verilmelidir. Bu kadar büyük yatırımların devlet bütçesinden yapılmasının imkanı yoktur. Bize göre gereği de yoktur. Devletin hiçbir ticari faaliyetin içinde olmaması gerektiğine inanıyorum. Tamamen özel sektör bu faaliyetleri yapmak mecburiyetindedir. O zaman biz sektörü mutlaka yerli/ yabancı ayırımı yapmadan, başta elektrik sektörü olmak üzere yatırım yapmasının önünü açmamız gerekir. Hükümet olarak fiziki ve hukuki altyapıyı oluştururuz, buyrun gelin yapın deriz. 4628'in amacı da budur." ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI 35

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=