Enerji ve Çevre Dünyası 18. Sayı (Mayıs-Haziran 2003) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

üretim ve dağıtım faaliyetlerinde kamu payları sırasıyla, %62 ve %98'dir. Buna paralel olarak, üretim kapasitesinin % 68'i yine kamu mülkiyetindedir. Kamunun hakim olduğu bu tekelci yapı, kaynakların etkin kullanımının önünde ciddi bir engel oluşturduğu gibi, ülkemiz bütçesi üzerinde de ağır bir yük teşkil etmektedir. Diğer yandan, elektrik ve doğal gaz piyasalarında uzun dönemli 'al ya da öde' yükümlülükleri, rekabete dayalı birpiyasa yapısı oluşturma sürecinin önünde önemli bir başka engel olarak durmaktadır. Örneğin, elektrik piyasasında 2003 yılı için alım garantili üretim miktarı, toplam talep içinde % 42'lik bir paya ulaşacaktır. Benzerşekilde, doğal gaz piyasasında çeşitli ülkelerle yapılan anlaşmalardan kaynaklanan doğal gaz ve LNG alımına yönelik uzun süreli 'al ya da öde' yükümlülük/eri de serbestleşmenin önünde engel niteliğindedir. Takdir edileceği gibi, rekabetin önündeki engelleri aşmanın yollarından biri ve belki de en önemlisi, enerji sektöründe özelleştirme yöntemi ile kamu faaliyetlerinin en aza indirilmesidir. Bu itibarla özelleştirme, reform sürecinin en önemli unsurlarından birini teşkil etmektedir. Hükümetimiz tarafından açıklanan özelleştirme hedefleri ve bu hedefleri gerçekleştirmek için gösterilen kararlılık ve atılan adımlarson derece umut vericidir. Özelleştirme portföyüne dahil edilen ve daha sonra dahil edilecek olan enerji üretim ve dağıtım tesislerinin süratle özel sektöre devri, rekabetin tesisine ve dolayısıyla ekonomik verimliliğe önemli katkı sağlayacaktır. " Azerbaycan Yakıt ve Enerji Bakanı Macit Kerimov ise kvoerndui.şmasındaAzerbaycan'ın hidrokarbon rezervleri konusunda bilgi "Azerbaycan'da büyük miktarda petrol ve gaz vardır. Özellikle Hazar kıyılarında bulunan kaynaklar, güvenilir kaynak olarak ülkemizin gelişmesine katkıda bulunacak. Azeri petrollerinin bir milyar ton veya 7 milyar varil olduğu tahmin edilmektedir. Tahminlere göre 3-4 milyar ton ve 27 milyar varil. Doğal gaz kaynaklarına gelince 1 trilyon metreküp mevcut rezerv, 3-4 trilyon metreküp doğal gaz olduğu tahmin edilmektedir." a 11 n 9 5 9 la ü 4 l ş k y m eı d l a ın e s d n ı a o 3 l i a3 m r ş az ir k a k l n e a i t n t l e e a l n e a nn A d la z ir e ş e m ri n -Ç a K ı i e m ra r z k im - a G o la v ü n , n d p e ı e ğ ş t l ı r i n o aı l , n v a la e y ş r g ı m c a a a z s h a ı i n r d a ı r mo y k ü a a z r k y b o ıl o ı n n n u lsaurınnda suöluyslleadrai.rası pazarlara taşınması için de şirketlerle anlaşma yapıldığını "Yatırım politikasının başarısı sayesinde Azerbaycan yeni bir uluslararası petrol merkezi olmuştur. Enerji politikaları konusunda Avrasya koridorunda Azerbaycan çok önemli bir ülke konumundadır. Siyasi istikrar, başarılı ekonomik reformlar, büyük çapta doğal ve entelektüelpotansiyel, demokratik toplumun kuruluşu, bütün bunlar sayesinde Azerbaycan başarıya ulaşmıştır. Dünya ekonomisiyle bütünleşmesini kısa bir sürede başarmıştır. Yabancı sermayenin Azerbaycan'a gelmesi stratejik açıdan ekonomi politikamızın ilk önemli unsurlarından biridir"diyen Kerimov, Azerbaycan'ın enerji sektöründeki GÜNCEL / AGENDA öo nl dcueğl iuk nl eur i bn ei nl i,r dt töi : rBt pTrCo j, eŞnai nh du ey gn iuzl a, Amzaesr iı -nÇa ı rbaakğ l ı Güneşli, BTE projelerinin uygulanması. dKaohnafekraantılsımıncikılainrcai hgiütanpüeödğelenyemeğinde bir kez Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Hilmi Güler bu ak or tnafne erannesrjı ni t sa ol enbui çv el a kr ıünrı en s, Ae lver un pe ar j i pgaüzvaer lnal irğı ni ı n ad ça hı saı nddaa iny iApverkai şs yt i raevcee ğHi na ez ai nr abnödl gı ğe ıl ne ır si nöi ny löe ny ee rme ki n i başladığı konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye coğrafi açıdan çok hassas bir bölgede yer almaktadır. Balkanlar, Orta Doğu ve Hazar Bölgesi dünyanın en dinamik enerji havzalarından birine sahiptir ve Türkiye bölgede çok yakın ilişkilerdedir. Türkiye bir tabii enerji köprüsü olarak Orta Doğu'dan ve Hazar bölgesinden dünya ülkelerine enerji taşınmasında bir transit ülkedir. Bu kaynakların dünya ülkelerine taşınmasında Türkiye'nin yerinin önemi belirtildiğinde güvenilir bir nakliye, tüm petrol şirketleri ve tüketicileri için de yararlı olacaktır. Türkiye'ninjeostratejik konumu açısından, enerji kaynaklarına Hazar Denizi'nden Avrupa'ya ve diğer dünya pazarlarına enerji koridorundan geçecektir. Şu anda Türkiye boğazlarından geçen tanker trafiğinin de gitgide artması çevreye zarar vermeyecek ve güvenli bir taşıma alternatifi gerektirmektedir. Türk Boğazları petrol taşınması için en iyi seçenek değildir. Petrolün Karadeniz'den taşınması da başka bir kaygıdır. 2000 yılında Novorossisk'ten taşınan petrol 40 milyon tona ulaşmıştır. Kasım 97 ve Mart 2003 arasında 21. 2 milyon ton petrol Bakü-Supsa boru hattı ile taşınmıştır. Bakü-Novorossisk hattından ise 1 O. 9 milyon ton taşınmıştır. Bu iki hatile taşınan petrolde 2095 tankere ihtiyaç duyulmuştur ve 1 5 milyon ton ek petrol Novorossisk'e ulaştırılmıştır. Bundan sonraki plan 2014 yılında 67 milyon ton petrolün bu hat ile taşınması ve daha sonra birkapasite artışı daha yapılmasıdır. Bu zaten yoğun olan Boğaz trafiğini daha da yoğunlaşacaktır. Türkiye Doğu-Batı enerji koridorunda da önemli birkonumdadır. Hazar Denizi'nden Batı Avrupa'ya giden hat ile, önümüzdeki yıllarda Türkiye 'nin pazar ihtiyaçlarına da cevap verecek ve HazarBölgesi, Orta Doğu ve Avrupa ülkelerine gaz taşınacaktır. Türkiye'nin enterkonnekte projesi birinci aşamada geliştirilmiştir ve gaz Avrupa pazarlarına Türkiye aracılığıyla ulaştırılacaktır. Yapılan çalışmalara göre, ilk aşama her iki ülkenin bir boru hattıyla birleşmesidir. Bu proje de stratejik bir öneme sahiptir. Gerek ekonomik, gerek kalkınma açısından Türkiye'nin Yunanistan ile Şubat ayında imzaladığı anlaşmaya göre, 2005 yılında Yunanistan'a ulaşacaktır. Bu arada Avrupa pazarlarına bağlanmak için alternatifler aramaya devam ediyoruz. Bunlardan biri offshore bağlantısı, diğeriise Yunanistan'dan Ad riyatik ülkelerine bir bağlantı projesi. Türkiye Yunanistan enterkonnekte projesigelecekte Türkiye-Yunanistan-ita/ya olarak gelişebilir. Başka bir bağlantı ise Bulgaristan, Romanya ve Macaristan 'dan geçerek Avusturya'ya ulaşacak ve böylece Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı olacak. Bütün şirketler de bu inisiyatife katılmaya olumlu bakıyor/ar. Doğu-Batı koridoru inisiyatifine katılan şirketler bölgede uluslararası işbirliğine destek verecek ve bu bütün katılımcılara yararlı olacaktır. " ENERJİ & KOJENERASYON OÜNYASI 43

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=