Enerji ve Çevre Dünyası 184. Sayı | Doğalgaz Dergisi 241. Sayı(Ekim 2023)
66 DOĞALGAZ VE ENERJİ • Ekim / 2023 üretimine ağırlık vermeye başlamıştır. Türkiye de bu konuda artık elektrikli araçların önemini kavramış ve gerekli yatırımları yapmaya başlamıştır. Dünyada her geçen gün atmosfere salınan karbon emisyonu artmaktadır. Fosil yakıtların yerini elektrik enerjisi almaktadır. 2035 yıllarında birincil enerji talebinde kömürün %16-30, petrolün %27, doğalgazın %23, yeni- lenebilir enerjinin, %14-26 ve nükleer enerjinin ise %6-11 olması beklenmek- tedir. 2040 yılında enerji talebinde %40 artış beklenmektedir. Petrol-doğalgaz arama ve üretim çalışmalarına bakacak olursak 2030 yılına kadar 900 milyar dolar yatırım ihtiyacı gerektiğini gör- mekteyiz. Küresel kömür talebinde ise %15 artış beklenmektedir. 2040 yılında Nükleer enerji talebinde ise %60 artış öngörülmektedir. Yine 2040 yılında yenilenebilir enerjide %33 artış öngö- rülmektedir. 2040 yılında Türkiye’nin enerji ithalat faturasının 1.4 trilyon dolar olacağı öngörülmektedir. Ülke- miz yenilenebilir enerji kaynaklarını iyi değerlendirirse ve fosil kaynaklara da az ve öz yatırım yaparsa enerji darboğazı- nın önüne geçebilir ve enerji ithalatını da minimum seviyelerde tutabilir. Bu politikaların gerçekleşmesi için enerji verimliliğine azami özen gösterilmeli, yatırımlarda yenilenebilir enerji kay- naklarına yönelmeli, nükleer enerjiden vazgeçilmemeli ve bu da en son tek- nolojilerle yapılmalıdır ve ayrıca yatı- rımlar da zamanın da bitirilmelidir. Ayrıca yatırımlar da çevre duyarlılığı her zaman birinci planda olmalıdır. Ek olarak enerjide arz güvenliği sağlan- malı, dışa bağımlı kaynaklar azaltılmalı, enerji maliyetlerinin de sürdürülebilir kılınması ile iklim değişikliğiyle müca- dele etkinliğinin arttırılması gibi ulusal stratejik hedefler hayata geçirilmelidir. Gelişmekte olan ülkelerin gelişe- meme nedenlerinden biri de enerji kaynaklarının kıtlığı ve daha kötüsü de sahip olduğu kaynaklardan yeterli enerji elde edememesinden kaynak- lanmaktadır. Enerji elde edemeyen ülkeler enerji ithal etmek durumunda kalırlar ki bu durum bütçelerine ağır yük getirmektedir. Ülkemiz çevre ülke statüsünden merkez ülke statüsüne geçme aşamasındadır. Yeraltı kaynak- larımız, enerji altyapılarımız, yenilene- bilir enerji kaynaklarımız, barajlarımız, yapım aşamasında olan nükleer enerji santralleri ve bunlarla beraber ulaşım altyapımız, yollarımız, tünellerimiz gibi lojistik altyapılarımız da enerji dün- yasında söz sahibi olabileceğimizin teminatıdır. Bu imkanlarımızı; bilim, teknoloji, araştırma, geliştirme, insan kaynakları ve en önemlisi çevreye olan duyarlılığımız ile birleştirdiğimizde merkez ülke konumuna çok kısa bir sürede geçebileceğimiz ortadadır. n KONUK YAZAR
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=