27 DOĞALGAZ VE ENERJİ • Mayıs / 2024 MAKALE ettiği ve tahakkuk ve faturalandırmaları bu verilerle yaptıkları düşüldüğünde söz konusu hükümlerin tam bir hukuki isabetle düzenlendiği görülmektedir. Ayrıca söz konusu hükümler kamu güvenliğinin tesis edilmesi açısından da büyük öneme sahiptir. Söz konusu düzenlemelerin kamu güvenliği açısından değerlendirilmesi birkaç açıdan olabilir. Örneğin; a. Doğru bakım ve izleme; Dağıtım şirketleri uzmanlaşmış kadroları aracılığı ile veya uzman kişilerden aldıkları hizmetlerle doğal gaz sayaçlarına doğru, düzenli bakım yaparak ve sürekli olarak izleyerek kamu güvenliğini artırmaktadır, b. Teknolojik uyumluluk; Dağıtım şirketleri teknolojik gelişmeleri takip ederek sayaçların gelişmiş teknolojiyle donatılmasını sağlayabilir. Bu da daha hassas ölçümler ve güvenilir izleme sağlayarak kamu güvenliğini artırabilecektir, c. Acil durum müdahalesi; Dağıtım şirketleri teknik ve donanımlı ekipleri vasıtasıyla doğal gaz sistemlerinde meydana gelebilecek olası sorunlara hızlı bir şekilde müdahale edebilmekte ve acil durumlara etkili bir şekilde tepki vererek kamu güvenliğini artırmaktadırlar. Tüm bunların yanında söz konusu Yönetmeliğin “Müşteri sözleşmelerinin sona ermesi” başlıklı 46 ncı maddesi “Sözleşmesi sona erdirilen veya erdirilecek olan müşterinin kapama vanası uygun aparat ile kapatılır ve doğal gaz arzı durdurulur” hükmüne amirdir. Söz konusu hükümde düzenleyici otorite tarafından kullanılan “uygun aparat” ifadesi dağıtım şirketleri tarafından belirli durumlarda doğal gaz arzının durdurulmasının gerekmesi halinde bunun yönteminin belirlenmesidir. Ayrıca söz konusu yöntem açısından karışıklığın önlenmesi için özellikle aparat ifadesi kullanılmış ve bir mühürleme yapılmadığına dikkat çekilmek istenmiştir. İzah edildiği üzere dağıtım şirketlerinin mevzuatta kimi özel durumlarda yer alan sayaç vanasını kapatma işlemi ile sayaçlar üzerinde var olan mühürler birbirinden ayrıdır. Ayrıca sayaç vanasının kapatılması işlemi ile sayaca üretim aşamasında konulan resmi mührün amacı ve koruduğu hukuki yararla menfaatlerde farklıdır. 3. TÜRK CEZA KANUNU KAPSAMINDA MÜHÜR BOZMA SUÇU Mühür bozma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının, “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” başlıklı dördüncü bölümünde “Mühür bozma” başlıklı 203 üncü maddesinde; “Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde ise “Madde, esasta bir şeyin saklanmasını veya varlığının olduğu gibi muhafazasını sağlamak üzere, kanunun veya yetkili makamların emrine uyularak konulmuş mührün kaldırılmasını cezalandırmaktadır. Gerçekten bu gibi hâllerde mührün konulmasının esas nedeni, durumun aynen muhafazasını sağlamaktır. Oysa uygulamada, mühre dokunulmaksızın, durumun değiştirilmemesi hususundaki emre aykırı faaliyetlerin sürdürüldüğü görülmektedir. Bu durumu da ceza yaptırımı ile karşılamak üzere, madde metninde “konuluş amacına aykırı hareket eden” kimsenin de aynı yaptırıma tâbi kılınacağı açıklanmıştır. Böylece örneğin mühür altına alınan nizamlara aykırı inşaat faaliyetine mühre dokunmaksızın devam edilmesi, mührün fekki gibi ceza yaptırımına tâbi olacaktır.” ifadelerine yer verilmiştir. Görüleceği üzere kanun koyucu Türk Ceza Kanunu’nun sistematiğinde “Mühür Bozma” suçunu kamu güvenine karşı işlenen suçlar bölümünde düzenlemiştir. Kanun koyucu suçun tanımı itibariyle mührün varoluş sebebine ilişkin kamusal inanç ve toplumda oluşan güven duygusunu korumayı amaçlandığından mühür bozma sunucunun kamu güvenine karşı işlendiğinde kuşku yoktur.12 Nitekim mevzuat gereği konulan mührün kaldırılmasının kamu güvenini sarsacağı hususunda da şüphe bulunmamaktadır. Yine gerekçede de ifade edildiği üzere mührün konulmasının esas nedeni devletin kamu otoritesi eliyle mevcut halin aynen devamını sağlamaktır. Tüm bu hususlar yukarıda sayaçlarda mevcut mühürler için anlatmış olduğumuz özelliklerle birlikte değerlendirildiğinde sayaç mühürlerine yetkisiz yapılacak müdahaleler sonucu hem diğer tüketiciler açısından güven duygusunun zedelenmesine hem kişilerin can ve mal güvenliğinin tehlikeye atılmasına hem de ticari hayatın olumsuz etkilenmesine yol açacağı görülmektedir. Sayaçlarda mührün bozulmasına failler genellikte tüketimi yapan kişiler olmaktadır. Mağdur ise mührün bozulması ile otoritesi zaafa uğrayan Devlet ve güveni zedelenen toplum olmaktadır.13 Sayacın mülkiyetinin dağıtım şirketine ait olduğu hususu nazara alındığında mala zarar verme suçu kapsamında da mağdur dağıtım şirketi olmaktadır. Yine yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere suçun maddi unsurların12. Artuk/Gökcen/Yenidünya TCK. Şerhi, Özel Hükümler, 4. Cilt, 2009 basım, 4042. sayfa 13. Ali Parlar, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, Elektrik ve Su Hırsızlığı ile Mühür Bozma Suçları, 2011, sayfa 197
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=