46 GÜNCEL/AGENDA Hükümetimiz, hidrojen enerjisine geçişin planlanması için, Başbakanlığa bağlı çalışacak 'Hidrojen Enerjisi Yüksek Kurulu'nu kurmalıdır. TÜBITAK, üniversitelerimizdeki hidrojen enerjisi AR-GE çalışmalarını özendirmeli ve desteklemelidir. Deniz Kuvvetlerimiz hidrojen ile çalışan denizaltıların yapımına başlamalıdır. Doğal gazdan elektrik üretimi için gaz türbinli santrallar yerine, çok daha verimli olan hidrojen yakıt pilli santrallar kurulmalıdır." 2003 Yılı Hidrojen Etkinlikleri Haftası kapsamında, 8 Temmuz 2003 tarihinde İstanbul'da da bir konferans düzenlendi. Prof. Dr. T. Nejat Veziroğlu, bu konferansta yapmış olduğunu sunumunda hidrojen enerjisiyle ilgili bilgi verdi ve geleceğin enerjisine geçiş için Türkiye'nin yapması gerekenleri anlattı. Hidrojen Enerjisi ve Türkiye Konuyu 4 başlık altında anlatacağım; Hidrojen enerji sisteminin gerekçesi, Hidrojen enerjisindeki gelişmeler, Ülkelerin hidrojen enerjisine geçiş planları ve Türkiye için öneriler, Dünya enerji dinamiği ve Türkiye. Hidrojen enerji sisteminin gerekçesi Artan dünya nüfusunun (6.15 milyar nüfus, yılda % 1.55 artıyor) ihtiyacını karşılamak için gerekli enerji ihtiyacı da artıyor. Bugün bu enerjinin çoğu fosil yakıtlardan karşılanıyor. Fosil yakıtlar içinde en çok kullandığımız petrol ve doğal gaz. 2010-2015 yıllarından itibaren petrol ve doğal gazın üretimi düşüş trendine girecek. Onun için 2015'ten itibaren ihtiyaçla üretim arasında bir fark meydana geliyor. Bu aradaki farkı karşılayabilmemiz için yeni bir yakıt bulmamız gerekiyor. Bugünkü yüksek hayat seviyemizi fosil yakıtlara borçluyuz. Endüstriyel devrim başladığında kişi başına gelir 1 O dolar civarındaydı, bugün dünya ortalaması 6 bin dolar. Yüksek hayat standardının en büyük sebebi fosil yakıtlardır. Fakat yan etkileri vardır. Çevreye zarar veriyorlar. 1992 Rio Dünya Zirvesi'nde bu yan etkiler görüşüldü. Sera etkisi, havanın ENERJi & KOJENERASYON DÜNYASI ısınması (ki dünyanın ısısı giderek daha da artacak). Hidrojene bugünden geçsek bile dünya ısısının artması 20-30 yıl sürecek. Ondan sonra 1860'dan önceki ısı seviyesine döneceğiz. Sera etkisi iklim değişikliğine yol açıyor. Yağmur yağmayan yerlerde seller olurken, bol yağış alan yerlerde kuraklıklar yaşanıyor. Fırtınalar şiddetleniyor. Ozon tabakasının delinmesine neden oluyor. Bu nedenle Güney Amerika'da kanser vakaları artmaktadır. Asit yağmurları bitkilere, hayvanlara ve yapılara zarar veriyor. Hava kirlenmesinin solunum sistemine zararları da var; birçok hastalıklara neden oluyorlar. Denizlerin kirlenmesi, biyolojik bozukluk, artan nüfus problemleri 1992 Rio Dünya Zirvesi'nde konuşulan konulardı. Göreceğiz ki, bu sorunların çoğunun çözümü hidrojene bağlı. Hidrojen enerji sistemi bunların çoğunu çözecek. Çevreye verilen zarar, bitkilere, hayvanlara, insanlara verilen zarar... 2003 yılında fosil yakıtların çevreye vereceği zararın toplamı 5 trilyon doları geçecek. Bunun yüzde 42.6'sı petrolden kaynaklanıyor, yüzde 37.4 kömürden, yüzde 20'si de doğal gazdan. Eğer biz temiz bir yakıt bulabilirsek, bu zarar için harcanacak rakamı, insanların refah seviyesini yükseltmekte kullanabiliriz. Dünyada refah seviyesi süratle yükselir. Refah seviyesi yükselince de dünya nüfusunun artması duraklar. Bu çok önemli çünkü dünyanın kaynakları böyle büyük bir nüfusu, yüksek hayat standartları seviyesinde tutmaya yeterli değil. Y..apılan hesaplara göre, dünyadaki bütün insanların Avrupa'daki hayat seviyesinde olması sağlanırsa, dünya nüfusunun 2 milyar olması gerekiyor. Amerika'nın hayat seviyesine yükseltilebilirse, ancak dünya nüfusu 1.5 milyar olabiliyor. Dünya nüfusunun artışını bir an önce durdurmak çok önemli. Fosil yakıtların bir başka eksisi de dünyada eşit olarak dağılmamışlar. En büyük kaynaklar Orta Doğu'da ve savaşlara neden oluyorlar. Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması bile bundan kaynaklanıyor. İngilizler, zengin petrol kaynaklarına sahip olabilmek için Birinci Dünya Savaşı'na girdiler. Kuveyt ve Irak savaşları da yine bu nedenle çıktı.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=