vd., 2002). Bu bağlamda sodyum borhidrür üretimi iyi bir örnektir. Mevcut durumda başta kağıt hamurunun ağartılmasında kullanılan kuvvetli bir indirgen olan sodyum borhidrür, atık ve proses akımlarından değerli metal kazanma, ağır metal giderme ve benzeri pek çok alanda kullanılmaktadır. Kullanılmasının yaygınlaştırılmasında en önemli engel ise mevcut üretim yöntemleri nedeniyle fiyatının yüksekliğidir. Endüstriyel sodyum borhidrür üretim yöntemlerinde ana girdi, sodyum metali veya sodyum hidrürdür. Bu iki malzeme ancak elektrolitik yöntemlerle üretilebilir. Elektrolitik yöntemle üretilmiş çıkış malzemesinden yüksek sıcaklık ve/veya basınç ve birden çok aşamalı saflaştırma gereken yöntemlerin yerine tek aşamada elektrolizle üretim yöntemi uygulanabilirse, üretim maliyetinin büyük ölçekte düşeceği çok açıktır. Pek çok varsayımla yapılan üretim maliyeti hesabı bunu doğrulamaktadır. Son yıllarda alternatif enerji ve enerji taşıyıcı aramalarında hidrojen öne çıkmıştır. Bir hidrojen taşıma ortamı olarak sodyum borhidrürün kullanım potansiyeli, sahip olduğu avantajlar nedeniyle yüksektir. Bu konuda yapılan çalışmalar sonucunda Millenium Celi, sodyum borhidrürün hidrojen taşıma ortamı olarak kullanımıyla ilgili bir yöntem geliştirmiştir. Yöntem aynı zamanda, hidrojeni alındıktan sonra kalan metaborat çözeltisinden sodyum borhidrürü yeniden üretmeyi de kapsamaktadır. Bu konuda alınan patent prosesin ancak alanını belirtmekte herhangi bir üretim bilgisine ışık tutmamaktadır. Daha önemlisi diğer bor bileşiklerinde de olduğu gibi, pazarlanan bir teknoloji veya satılan bir üretim bilgisi yoktur. TÜMAŞ tarafından Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı için 1990 yılında Türkiye'de üretim potansiyeli olan kimyasal maddelerin belirlenmesi için yapılan "Kimyasal Madde Araştırması-Bor Bileşikleri"nda, açıkça ve birden çok kez dile getirildiği gibi sodyum borhidrür için satın alınabilecek bir üretim bilgisi yoktur. Daha önce 1973'de alınan bir patentte verilen yöntem de benzeri eksiklikler içermektedir ve endüstriyel uygulaması olamamıştır. Dolayısıyla Türkiye'nin kendi üretim bilgisini oluşturup özgün teknolojisini geliştirmeden, bu alana girip pazarda pay almasına olanak yoktur. Ana hammadde fiyatı ürünün yüzde bir fiyatına sahip olduğu için büyük kaynaklara sahip olmak tek başına bir avantaj getirmemektedir. Bu yöntemin endüstriyel ölçekte uygulanabilmesi için kapsamlı bir AR-GE çalışması gereklidir. MAKALE/ ARTICLE SONUÇ Fosil yakıtların giderek azalması ve enerji üretiminde kullanılmalarının neden olduğu olumsuz çevresel etkiler, yeni ve temiz enerji kaynaklarına yönelmeyi zorunlu kılmaktadır. Güneş enerjisi, jeotermal enerji gibi temiz, bol, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı pek çok alan için pratik değildir. Bir "enerji taşıyıcıya" gereksinim vardır. Hidrojen enerji taşıyıcı olarak ümit verici bir seçenektir. Hidrojen fosil yakıtlardan, biyokütleden ve sudan üretilebilir. Ancak maliyeti mevcut fosil yakıtlara göre henüz yüksektir. Ayrıca depolama ve taşıma sorunları henüz çözümlenmemiştir. 1976'da Miami de yapılan ilk Dünya Hidrojen Enerjisi Konferansı'ndan bu yana pek çok ülkede hidrojen üretimi, depolaması, taşınması ve son kullanım ile ilgili yoğun araştırmalar yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Dağınık kullanım yerlerine taşıma ve depolamada, basınçlı silindirler, sıvı hidrojen depolama, kriyojenik silindirler, metal hidrürler, karbon nanotüpler, cam mikrokürecikler, zeolitler gibi pek çok yöntem üzerinde araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. Bu yöntemlerden hiçbiri hidrojen depolamada beklenen kriterleri henüz tam karşılamamaktadır. Bu kriterlerin en önemlileri; O kullanılabilir hidrojen yoğunluğu (hem ağırlık hemde hacimsel olarak), O kullanım emniyeti, O maliyet olarak sayılabilir. Bu kriterleri iyileştirme çalışmaları yoğun bir şekilde devam etmektedir. KAYNAKLAR 1) Amendola S., Electroconversion Celi, US Patent No: 5 804 329, 1998. 2) Atkinson K., Roth S., Hirscher M. , Grünwald W., Carbon nano structures: An efficient hydrogen storage medium for fuel cells. 3) Boyacı San F.G., Özdemir S.S., örs N. , Kalafatoğlu E., Bahar T., Hidrojen Yakıt Pilleri: Otomotiv Endüstrisindeki Uygulamaları ve Geleceği, TÜBİTAK-MAM MKTAE, Rapor No: KM 367, 2001. 4) Chemical Market Reporter, Vol. 262, No.17, 11/11/2002. 5) Dillon A.C., Gennet T., Alleman J.L., Jones K.M., Parilla P.A., Heben M.J., Carbon nanotube materials lor hydrogen storage, Proceeding of Hydrogen Program Review, 2000. 6) Kalafatoğlu E., Örs N., Bahar T., Köroğlu J., Behmenyar G., Bor ve Türkiye İçin Önemi, TÜBİTAK-MAM MKTAE.1.02.041, 2002 7) http://www.milleniumcell.com/solutions/prototypes.html, 2003. 8) TÜMAŞ, Kimyasal Madde Araştırması-Bor Bileşikleri, Türk Mühendislik, Müşavirlik ve Müteahhitlik A.Ş., 1990. Source: Cogeneration On-Site Power Production ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI 55
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=