36 SÖYLEŞİ / INTERVI EW dolar civarında. Dağıtım özelleştirilmelerinde, varlık satışı yöntemiyle alakalı ciddi sıkıntı olduğu görüldü. Bu konuda bize olumsuz görüşler bildiriyorlar. Polonya'da da öyle. Varlık satış yönteminin Türkiye'de alt yapısı tamamlanmış değil. Bu nedenle böyle varlık satışı yoluyla dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinden yana değilim. Enerji Bakanlığı da bu tarzda düşünüyor. Özelleştirme ldaresi'nin de bu tarzda görüşü olduğunu biliyorum. O halde ne yapmak gerekiyor. 1996 yılından bugüne gerçekleştirmek istediğimiz ama bir türlü başaramadığımız o noktaların, taahhüt alma noktasına gelmiş dağıtım firmalarının kendini bağlı hissetmesi lazım. Bir dağıtım şirketini kontrol edecek 3-4 nokta vardır. Aslında bu 3-4 noktayı kontrol ettiğiniz zaman geriye fazla bir şey kalmıyor. Bunlardan en önemlisi, tahsilat oranlarının, kayıp-kaçak oranlarının birtaahhüt altına alınması. Diyelim ki tahsilat oranı yüzde 75. 100 liralık elektrik veriyorsunuz, 75 lirasını tahsil etmişsiniz. Firma, yıllara sari olarak belli oranda size bunu geri ödemeli. Onun eğrisi yüzde 85'ten başlıyorsa, bu bedeli ister tahsil etsin isterse etmesin, idareye ödemesi lazım. Kayseri'de tahsilat oranları yüzde 99 civarındaydı. Ama biz yine de yüzde 1 00'ünü ödüyorduk. Kayıp-kaçak oranlarında yine yıllara sari olarak dağıtım şirketinin bir taahhüt vermesi lazım. Bunların bir teminat altına bağlanması gerekiyor. Bu işlemler sırasında yüksek bir işletme hakkı devir bedelinin de alınmamasından yanayım. Sembolik olmasında büyük fayda var. Aslında verilen her türlü para, bir finansman temini şeklindedir. Bu parayı firmadan aldığınız takdirde, tarife yoluyla tekrar geri dönecektir. Tarifeye bindirilmesi demek ise, müşteriye daha pahalı elektrik satılması demektir. Türkiye'de daha pahalı elektriğin önüne mutlaka geçmemiz lazım. Bu konuda bakanlığımızın da çalışmaları devam ediyor. Dağıtım özelleştirme çalışmaları kapsamında Türkiye 33 bölgeye ayrıldı. Şu anda TEDAŞ'ın faaliyeti 1+7 bölgeye ayrılmış durumda. Çok fazla bölge olması mı doğru yoksa daha az bölgeler olması mı doğru bir yaklaşım olur? Çok bölgenin de, az bölgenin de kendine has komplikasyonları, yan tesirleri var. Bunları gidermek lazım. Aslında 13 bölge çalışması, 33 bölge çalışması yapıldı. Bence bu çalışma yapılırken, alan firma açısından da cazip olması için kar bölüşmesinin yapılması lazım. Özel sektöre devredilirken, onu dinamik tutmak için bir kar bölüşmesinin yapılması lazım. Aslında buradabizim hükümetimizin yapacağı iş çok da zor değil. Bu karı finanse edecek kısım, kayıp-kaçaklarla alakalı olan kısımdır. Biz diyoruz ki; 1 .5 milyar dolar bir kayıp varsa, bunun belli bir oranını firma alsın, belli biroranı da devlete kalsın. Hem devlet kazançlı çıksın, hem de işleten kurumlar kazançlı çıksın. Kazanmadan olmaz. Onlarda kazanmak durumundalar. Bu açıdan inşallah normal bir sayı bulunacaktır. Bundan da kastım, öyle şehirleri birleştirmek gerekiyor ki rantable şekilde işletilebilsin. Tamamen kayıp-kaçak oranlarının yüksek olduğu yerler olmasın. EPDK'nın yapmış olduğu bir düzenleme var. Özellikle kayıpkaçaklarda belli bir oranın altına düşüldüğünde çeşitli bonuslar verilecek. Bu tür uygulamalar da cazip olacaktır sanırım. Cazip olacaktır. Şu anda Avrupa ülkeler i nde de enerji piyasası düzenleme kurumu olmayan hemen hemen çok az ülke var. Onlar da Avrupa Birliği süreci içerisinde bu yapıya geçeceklerdir. Çünkü bu düzenleyici kurullar, rekabeti daha da artırıcı, özel sektörün önünü açıcı, aynı zamanda denetleyici bir mekanizma kuruyorlar. Ben o yüzden EPDK'nın bu konuda yeterli düzenlemeyi yapacağına ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI inanıyorum. Şu anda EPDK ile Enerji Bakanlığı'nın irtibatlarının iyi olduğunu ve daha iyi noktalara geleceğine inanıyorum. Bu hem politikaların çizilmesinde, hem de bunların uygulanması sırasında iki kurumun çok önemli olduğu kanaatindeyim. EPDK'nın önce bölgesel tarife diye açıkladığı, sonrasında Enerji Bakanı'nın tarife farklılaştırılması diye nitelendirdiği, Türkiye'nin belirli bölgelere ayrılıp, o bölgelerdeki tüketim miktarına göre enerjinin fiyatlandırılması konusu gündeme geldi. Sizin bu konuya bakışınız nedir? Her bölgede elektrik fiyatları farklı olmalı mı? Aslında bu bir çözüm arayışıdır. Bölgesel tarife, ülkede herhangi bir noktada elektriğini ödemeyen kişinin, normal enterkonnekte sisteme ya da havuza attığı eksilerin, birileri tarafından karşılanmasından kaynaklanmıştır. Buna Dilovası'ndaki bir sanayicinin artı para koyarak karşılamasıyla alakalıdır. Bunun mutlaka çözülmesi lazım. Biz elektriği ucuzlatmak için uğraşıyorsak, üzerindeki sübvansiyonların kalkması, EPDK'nın en önemli şartlarından birisi, enerji sektörüyle ilgisi olmayan nereyi finanse ediyorsak, o sübvansiyonun kalkmasıyla alakalıdır. Bugün kullandığımız elektriğin fiyatının üzerinde hem idari, hem mali, hem de teknik maliyetler vardır. Bunların düşürülmesi gerekiyor. Eğer ülkenin içinde bulunduğu şartlar dikkate alındığında, o anda devletin elinde para yoksa, -bizim şu anda borçlarımızın olması gibi- en yakın finans kaynağı vatandaşın cebi olarak görülüyor, oradan alınıyor. Bugün kaldırdığımız sabit ücretler tamamen bu mantıkla yola çıkılarak konulmuştur. Aslında o sabit ücretler, gayri hukuki olarak alınan paralardı. Biz bunları kaldırdık. Fazladan para ödenmemesi için eğer biz bir politika benimsemişsek, bunu mutlaka sağlamamız lazım. Bölgesel tarifeden kasıt, yakındaki baskı unsurunu, aynı bölge için kullanmak içindi. Bunun artıları, faydaları var. Ama Hazine tarafından tekrar sübvanse edileceğine inandığımız böyle bir çalışma ülke şartlarından dolayı yapılamıyorsa diğer bölgeye artı ücret getirmemek lazım. Önünde sonunda bizim, ödemeyenlerin parasını, ödeyenlere yüklememek gibi doğru mantığımızvar. Bunu uygulamamızgerekiyor. Umarım kısa zamanda bu sistem yerine oturacaktır. ,---------------------------------------------------7 "Bu işlemler sırasında yüksek bir işletme hakkı devir bedelinin de alınmamasından yanayım. Sembolik olmasında büyükfayda var. Aslında verilen her türlü para, bir finansman temini şeklindedir. Bu parayı firmadan aldığınız takdirde, tarife yoluyla tekrar geri dönecektir. Tarifeye bindirilmesi demek ise, müşteriye daha pahalı elektrik satılması demektir. Türkiye'de daha pahalı , elektriğin önüne mutlaka geçmemiz lazım. " L-------------- ____________________________________J
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=